Kamus-i Türkî (1901), a comprehensive Ottoman Turkish dictionary
Kamusü’l-Âlâm (1889–1899), an encyclopedia
Kamus-i Türkî (1901), a comprehensive Ottoman Turkish dictionary
Kamusü’l-Âlâm (1889–1899), an encyclopedia
open.substack.com/pub/dildevri...
open.substack.com/pub/dildevri...
Edvar-ı kadimede ‘ümmi’ asla cahil demek değildi. Bir adam okumak, yazmak bilmemekle beraber pek mütehayyiz, pek tecrübedîde, — hatta, kelimeyi israf etmiyoruz — pek âlim ve belki de allame olabilirdi.
dildevrimi.blogspot.com/2025/09/edeb...
Edvar-ı kadimede ‘ümmi’ asla cahil demek değildi. Bir adam okumak, yazmak bilmemekle beraber pek mütehayyiz, pek tecrübedîde, — hatta, kelimeyi israf etmiyoruz — pek âlim ve belki de allame olabilirdi.
dildevrimi.blogspot.com/2025/09/edeb...
Evet, vaktiyle ateş, hep, şey, kadar, ayna, hasta, mimar, ayıp kelimelerinin (son ikisi için Türkçeleri var ise kaydını unutmayalım) yerine Türkçeleri istimal ve o istimalde devam edilse şimdi maksudumuz olan tasfiye-i lisana hizmet edilmiş olmaz mı idi?
Evet, vaktiyle ateş, hep, şey, kadar, ayna, hasta, mimar, ayıp kelimelerinin (son ikisi için Türkçeleri var ise kaydını unutmayalım) yerine Türkçeleri istimal ve o istimalde devam edilse şimdi maksudumuz olan tasfiye-i lisana hizmet edilmiş olmaz mı idi?
Celal Nuri. Türkçemiz, 1917.
Celal Nuri. Türkçemiz, 1917.
Then why did these calamities befall the Turkish nation? The whole history of the Ottoman Empire is itself the answer to this question. For six centuries the imperial system cast the Turks into eclipse. To put it plainly, Ottomanism and Empire were nothing more than a...
Then why did these calamities befall the Turkish nation? The whole history of the Ottoman Empire is itself the answer to this question. For six centuries the imperial system cast the Turks into eclipse. To put it plainly, Ottomanism and Empire were nothing more than a...
“Sonra farz edin ki bu Firenkçeyi konuşanlar halis muhlis Fıransız, Türkçenin t'sini bile bilmiyorlar …”
“Sonra farz edin ki bu Firenkçeyi konuşanlar halis muhlis Fıransız, Türkçenin t'sini bile bilmiyorlar …”
open.substack.com/pub/dildevri...
open.substack.com/pub/dildevri...
tez ← KFa. tēz “yiti, keskin”
bostan ← KFa. bōstān “(çiçek) bahçe”
dost ← KFa. dōst “arkadaş, sevgili”
Bunların bize gelişi, bizim işittiğimiz biçimi böyle. Bunların Farsçasını hırlı bir şey gibi bîşe, bûstân diye göstermemeli.
tez ← KFa. tēz “yiti, keskin”
bostan ← KFa. bōstān “(çiçek) bahçe”
dost ← KFa. dōst “arkadaş, sevgili”
Bunların bize gelişi, bizim işittiğimiz biçimi böyle. Bunların Farsçasını hırlı bir şey gibi bîşe, bûstân diye göstermemeli.
sakın < sakın! "düşün; tetik ol; fark et"
tez < ? tez! "koş"
Aklınıza gelenler nedir ve bu doğru mu?
sakın < sakın! "düşün; tetik ol; fark et"
tez < ? tez! "koş"
Aklınıza gelenler nedir ve bu doğru mu?
/süü/
"army, troop(s)"
as in Laut, "Buddhabiographie," 3
/täŋrilär agır uu ıddı ol kamag süü üzä/
"The gods sent a deep sleep over the whole army" 😴
(See Erdal 48-50 for double vowel spellings in words like /uu/ and /süü/.)
/süü/
"army, troop(s)"
as in Laut, "Buddhabiographie," 3
/täŋrilär agır uu ıddı ol kamag süü üzä/
"The gods sent a deep sleep over the whole army" 😴
(See Erdal 48-50 for double vowel spellings in words like /uu/ and /süü/.)