ABD Güney Amerika’da yine bildiğiniz gibi: Venezuela neden hedefte? | soL haber

Muğla İkizköy’deki Akbelen Ormanı’ndan kömür madeni için zeytinlikleri söken şirkete teşvik adı altında TEİAŞ’tan yaklaşık 700 milyon lira aktarıldı

Halkın rızasını alamayan rejim kazanamadığı belediyeleri yargı sopası ve türlü ayak oyunlarıyla ele geçirmeye çalışıyor. Kabul etmeyenler tutuklanırken meclis üyeleri üzerinden belediyelere el konuluy...

CHP’den AKP’ye geçen Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun başkanlığında dün saat 18.00 sıralarında meclis toplantısı düzenlendi. Aydın İl Emniyet Müdürlüğü, belediye binasını toplantı öncesi polis bariyerleri ile kuşattı. Meclise, Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkanı Özlem Çerçioğlu başkanlık yaptığı toplantıda, 30 maddelik meclis gündemi CHP’lilerin oy çokluğuyla reddedildi. Çerçioğlu: Sizin reddiniz geçerli değil Çerçioğlu, CHP grubuna “Burada sizin reddiniz geçerli değil” dedi. CHP'li bir üye ise “Bize söz vermezseniz reddedeceğiz” ifadelerini kullandı. Çerçioğlu, bunun üzerine “Dışarı çıkarırım” tehdidinde bulundu. Yaşanan gerginlikler sonrası Çerçioğlu, meclis toplantısını 14 Ekim'e erteledi. Meclis salonu polis tarafından boşaltıldı. İlk toplantıya katılmamıştı Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den istifa ederek AKP’ye katılmasının ardından yapılan ilk meclis toplantısına katılmamış toplantıyı Belediye Başkan Vekili Polat Bora Mersin, yönetmişti. Oturum öncesinde meclis salonu girişinde ve oturumda yaşanan arbede ve gerginlik nedeniyle toplantı ertelenmişti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yönelik sözleri nedeniyle Bahçeli'nin avukatının şikayetiyle evinden gözaltına alınan Meltem Gökhanoğlu, "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçlamasıyla Çağlayan'daki İstanbul Adliyesine sevk edilecek. Gökhanoğlu'nun avukatları, farklı sosyal medya paylaşımlarının birleştirilerek soruşturma dosyasına eklenmesine tepki gösterdi ve dosyayı "torba dosya" olarak nitelendirdi. Bahçeli'ye "iblis" dediği paylaşımı soruldu Evinden gözaltına alınıp Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürülen 27 yaşındaki Meltem Gökhanoğlu'na X hesabında yaptığı bir paylaşımda yer alan ifadeleri soruldu. Paylaşımda, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Asu Kaya'nın 29 Ağustos günü TBMM'de Bahçeli ile gerçekleştirdiği sohbet üzerine, Gökhanoğlu'nun şu ifadeleri kullandığı görüldü: "Asu Hanım, öncelikle belirtmeliyim ki; Devlet Bahçeli gibi bir şahsiyetin karşısında böyle eğilip bükülmek, sizin gibi bir kadına hiç ama hiç yakışmadı. Partimin kadın kolları genel başkanı olarak bu tutumunuz utanç vericidir. Devlet Bahçeli denilen iblis benim karşıma çıkarsa, ben sizin gösteremediğiniz tutumu sergileyeceğime şerefim üstüne yemin ediyorum." "Kamu görevlisine hakaret kastım olmadı" Meltem Gökhanoğlu, emniyetteki ifadesinde, 2019 yılından bu yana CHP üyesi olduğunu ve aktif görevler üstlendiğini belirtti. "CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya'ya yönelik yazdığım metinde tutuklu bulunan belediye başkanımız Mehmet Murat Çalık ve geçirmiş olduğu rahatsızlıklar sebebi ile kendisine olan sitemimi dile getirdim. Siyasi nezaket harici bir tablo gördüğüm için ekstra duygusal davrandım ve Asu Kaya'ya yönelik sitemkar cümleler kullandım. Hiçbir kamu görevlisine hakaret kastım olmamıştır. Metnin içeriğinde hakarete yönelik bir kelime kullandığımı hatırlamıyorum" dedi. Gökhanoğlu'na, bir başka sosyal medya paylaşımında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiası da soruldu. Gökhanoğlu ise, "Cumhurbaşkanı'nı kastetmedim; şahsına ya da makamına yönelik bir hakaret söz konusu değildir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, serbest bırakılmayı talep ediyorum" dedi. Avukatlardan "torba dosya" tepkisi Gün içerisinde Çağlayan'a sevk edilmesi beklenen Gökhanoğlu'nun avukatları Atahan Öztürk ve Doğan Çıngı, süreci değerlendirdi. Avukat Atahan Öztürk, "Devlet Bahçeli'nin avukatı tarafından yapılan şikayet neticesinde dosya oluşturulmuştur. Dosya içindeki araştırma raporlarından, şüpheden delile gidilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. Müvekkil gözaltına alındıktan sonra dahi ek araştırma raporları oluşturulmaya çalışılmıştır. Ek raporlarla 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçu isnat edilmeye çalışılmıştır. Dosya tam anlamıyla torba dosya niteliğindedir" dedi. Avukat Doğan Çıngı da müvekkili hakkında farklı içerikteki X paylaşımlarının bir araya getirilerek "torba bir soruşturma" yürütüldüğünü belirtti. Çıngı, "İfade özgürlüğü kapsamında kalan düşünceler nedeniyle evinden gözaltına alınması, sürecin hukuka aykırı yürütüldüğünü göstermektedir" dedi. (ANKA)

Süveyda Ulusal Hastanesi'nin basan HTŞ güçlerinin bir sağlıkçıyı infaz ettiğine dair görüntüler ortaya çıktı.

AKP’nin yeni kanun teklifi, zeytin ağaçlarının kıyımının önünü açtı. Teklifle, “faaliyetin başka alanda yürütülmesinin mümkün olmaması” durumunda ağaçların sökülerek madencilik faaliyetine açılmasına ...

Kuyu tipi hapishanelerinde siyasi tutukluların süresiz açlık grevi sürüyor. 177 gündür açlık grevinde olan Bakican Işık’ın annesi Gümüş, ‘‘Oğlumun kuyu tipi hapishanede yosun tutmasına izin vermeyeceğ...

15 Haziran Pazar günü yapılacak Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavına 1 milyonu aşkın 8. sınıf öğrencisi katılacak. Öğrenci ve aileleri sınav heyecanı yaşarken İstanbul Pendik’teki Abdullah Acar Ortaokulunda bir skandal yaşanıyor. Velilerin iddialarına göre bazı öğrencilere okul yönetimi tarafından LGS sınavına giriş belgeleri verilmedi. Gerekçe ise okulun yaptığı deneme sınavı ve fotoğraf çekimi için istenen toplam 1000 TL’lik ücretin ödenmemesi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından ücretsiz olarak düzenlenen LGS sınavı giriş belgesini bazı veliler, ancak borçları olduğu belirtilen 1000 TL’yi verdikten sonra alabildiklerini ileri sürdü. ‘Belgeyi istiyorsan parayı getir’ Okuldan gelen bir mesajla durumdan haberdar olduğunu anlatan bir veli, “Öğretmen mesaj attı: ‘Giriş belgelerinizi gelip alabilirsiniz ama önce deneme sınavı ve fotoğraf ücretini getirmeniz gerekiyor.’ O an henüz bu ücretleri ödememiştik. Dün çocuğum belgeyi almak için gitti ama eli boş geri döndü. ‘Parayı getir, ondan sonra alırsın’ demişler” diye konuştu. ‘Zorla sınav belgesi satıyorlar’ Bunun üzerine çocuğunun öğretmeniyle görüşüp, yaşananlara itiraz ettiğinde ‘Benimle ilgili değil’ yanıtını aldığını dile getiren veli “Ardından müdür yardımcısıyla görüşmeye gittim. Müdür yardımcısı bana açık açık, ‘Parayı vermezseniz belgeyi vermeyeceğiz’ dedi. Yani bu çocuğu kendi okuluna gönderip eline hiçbir şey vermeden geri mi yolluyorsunuz dediğimde ‘Evet’ cevabını verdi. Bu, resmen belge satışıdır, bizden zorla para alınıyor” tepkisini gösterdi. ‘Parayı ödeyerek sınav belgesini alabildim’ Okula gitmeden önce Pendik İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünü de aradığını, konuyu anlattığında kendisine ‘Okulun bu yaptığı yasal değil’ cevabının verildiğini belirten veli “İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü uygulamanın yasal olmadığına işaret ediyor. ‘Sınava giriş belgesi bir öğrencinin hakkıdır, hiçbir şekilde engellenemez’ denilmesine rağmen okul yönetiminin tavrı değişmedi” ifadelerini kullanarak zor durumda kaldığı için sonunda istedikleri parayı ödeyerek ancak çocuğunun sınav belgesini alabildiğini söyledi. ‘İzinsiz çekilen fotoğrafın parası’ Okulun fotoğraf için ücret talebinde bulunmasına tepki gösteren veli “Velilerin onayı alınmadan öğrencilerin fotoğraflarını çektiler. Ne benden ne de başka velilerden izin alındı. Fotoğrafçı geldi, çocukların fotoğrafını çekti, gitti. Sonra da bunun parasını istediler. Fotoğraf parasını ödemezsen belge de yok buradan çıktı. Bu yapılanlar kabul edilemez” tepkisini gösterdi. Okul yönetimi: İddialar asılsız Velilerin iddialarına ilişkin aradığımız Abdullah Acar Ortaokulunda görüştüğümüz okul yetkilisi, söz konusu iddianın gerçeği yansıtmadığını savundu. İsmini vermek istemeyen yetkili şunları söyledi: “Kesinlikle böyle bir olayın olma ihtimali bile yok. Giriş belgeleri hâlâ dağıtılıyor, süreç henüz tamamlanmadı. Bu iddialar tamamen asılsız.” Ancak velilerin gazetemizle paylaştıkları WhatsApp yazışmalarında ‘Sınav giriş belgelerini almayanlar gerekli şartları sağlayarak alabilir’ uyarısı yapılıyor. ‘Çocuklarımıza bir de belge stresi yaşattılar’ Veli, başka velilerin de parayı ödeyemediği için zor durumda kaldığına işaret ederek “Parayı ödeyemeyen bütün veliler bu sorunu yaşadı. İdarenin istediği, ‘Bir saat ağla, yalvar yakar, belki o zaman veririz’ gibi onur kırıcı bir durum. Eğitimin ücretsiz olduğu söyleniyor ama her şeyden para talep ediliyor. En sonunda ücretsiz olan sınav belgesini bile parayla verdiler” dedi. Sınav sürecindeki çocuklarının bu dayatma nedeniyle ekstra bir baskı altına alındığına vurgu yapan veli “Bu çocuklarda zaten sınav nedeniyle çok stres var. Geleceklerini belirleyecek bir sınava girecekler. Okulun, sırf fotoğraf ücreti ödenmedi diye sınav belgelerini vermemesi, onları strese sokması akıl alır gibi değil. Sınav giriş belgesi bir öğrencinin anayasal hakkıdır” ifadelerini kullanarak istenen parayı vermeden sınav giriş belgesinin verilmediğinin altını çizdi.

ODTÜ öğrencisi ve milli para judocu Taylan İnce, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan protestolara katıldığı gerekçesiyle tutuklanarak 29 gün cezaevinde kaldı. Bu süreçte milli takımdan çıkarılan İnce, kulübüyle ilişkisi zedelendi, spor yapma hakkı fiilen elinden alındı. İnce yaşadıklarını ANKA Haber Ajansı’na anlattı: “Cezaevindeyken dışarıda dolaşan videolar ve fotoğraflar sayesinde herkes tutuklandığımı öğrendi. Bu da hayatımda yeni bir sayfa açtı: Milli takım kariyerim bitti. Sebebi yalnızca sesimi yükseltmemdi.” Judodan gözaltına: "Milliliğin gider, dikkat et" Spor hayatına 3 yaşında jimnastikle başlayan Taylan İnce, 18 yaşında judoya yönelerek milli takıma kadar yükseldi. Uluslararası düzeyde Avrupa ve dünya derecelerine imza atan İnce’nin kariyeri, 19 Mart süreciyle birlikte değişti. Rize’de milli takım kampındayken, Gürcistan’da yapılacak turnuva öncesi takımla birlikte yaşananları takip ettiklerini anlatan İnce, o dönemde dikkat çeken bir uyarı aldığını söyledi: “Takım arkadaşlarımızdan bazıları ‘Milliliğin gider, dikkat et’ dedi. Ardından hiçbir resmi gerekçe sunulmadan milli takım iletişim gruplarından çıkarıldım. Kazakistan’daki turnuvaya dair geri dönüş alamadım. Spor kariyerim sessizce sonlandırıldı.” "Polis bir kadın arkadaşımıza işkence ederken, onun elini bırakmadım" İnce, 25 Nisan’da Ankara Konur Sokak’ta tutuklu öğrenciler için yapılan eylemde yer aldı. Burada yaşanan polis müdahalesini şöyle aktardı: “O gün orada sadece düşüncelerim değil, bedenim de cezalandırılmak istendi. Polis, kadın bir arkadaşımıza işkence ederken onun elini bırakmadım. Ardından ben de ağır şekilde darp edildim. Başım hedef alınarak tekmelendim, yerlerde sürüklendim. Gözaltında kaldım, darp raporu aldım. Sonrasında tutuklandım ve 29 gün cezaevinde kaldım.” “Beni yalnız bırakmak istediler, ama yalnız olmadığımı gördüm” Cezaevinde olduğu süreçte dışarıda yayılan görüntülerin ardından yaşadığı etkileri şöyle özetliyor: “Herkes tutuklandığımı öğrendi. Kulübümle ilişkim zedelendi. Spor yapma hakkım, onca yıllık emeğim bir anda elimden alındı. Ancak yalnız olmadığımı gördüm. ODTÜ Judo Takımı, hocalarım, arkadaşlarım yanımdaydı. Üniversitemin Spor Müdürlüğü bana başarı ödülü verdi. Ama ben o ödülü hâlâ içeride olan arkadaşlarım Sezer, Hamza, Ebru, Melike ve Fuat adına aldım.” "Sadece sporcu olman yetmiyor, bazen susman bekleniyor" İnce, susmadığı için cezalandırıldığını vurgularken, bu tutumunun sporun ruhuyla çelişmediğini söylüyor: “Sporu sadece madalya kazanmak olarak görmüyorum. Spor, bir duruş biçimi. Bazen gerçek mücadele sokakta olur. Sadece sporcu olmak yetmiyor bazen; sessiz olman, görmezden gelmen bekleniyor. Ben bunu yapamadım.” “Judoyu bırakmıyorum, sadece hangi bayrakla mindere çıkacağımı zaman gösterecek” İnce, Türkiye’de mevcut koşullarda 2028 Los Angeles Paralimpik Oyunları’na katılma ihtimalinin düşük olduğunu ama yurt dışında mücadele etmeye açık olduğunu belirtiyor: “Fransa ve Almanya’daki liglerde turnuva bazlı yarışma imkânı var. Teklif gelirse değerlendiririm. Ayrıca Athleten Deutschland gibi uluslararası sporcu hakları örgütlerinden destek mesajları aldım. Judoyu bırakmıyorum, sadece artık mindere hangi bayrakla çıkacağımı zaman gösterecek.” "Ben sadece sporcu değilim, bu ülkenin vicdanlı bir yurttaşıyım" Son olarak Taylan İnce, yaşadıklarının spor camiasındaki suskunlukla birleşince daha görünür bir soruna dönüştüğünü ifade etti: “Bu ülkede kimi susturmak istiyorlarsa önce yalnız bırakıyorlar. Ama yalnız olmadığımı gördüm. Ben sadece sporcu değilim. Aynı zamanda bu ülkenin vicdanlı bir yurttaşıyım. İşkenceye sessiz kalmam, haksızlığa göz yummam istendi. Ben susmadım, susmayacağım.”

ODTÜ Bahar Şenliği’nin 36’ıncısı 22-23-24 Mayıs tarihlerinde Devrim Stadı’nda düzenleniyor. Şenliğin ilk gününde Devrim Stadyumu'nda "İsyan, devrim, özgürlük" sloganları atıldı.