onur 🌱
banner
apeironur.bsky.social
onur 🌱
@apeironur.bsky.social
Fark etmeye ve ettirmeye çalışıyorum.
#hayvanözgürlüğü
The Guardian'ın kapağına "biraz" revizyon verdim. Demokrasinin değil, otokrasinin sonu.
April 8, 2025 at 8:15 AM
(Yumurta sektöründe kabul görmüş standart ve yaygın prosedürlerle yaşamlarının ilk gününde insan eliyle her yıl öldürülen milyarlarca Mercimek’e ithafen... Fotoğraf: Andrew Skowron).
April 5, 2025 at 5:48 AM
Bir soru da bize: Çoğumuzun yaşatmak için elinden geleni yapacağı Mercimek’in ondan hiçbir farkı olmayan akrabalarını günümüzde ihtiyacımız olmadığını bildiğimiz halde neden alışkanlık, zevk yada kolaylık bahaneleriyle öldürmeye devam ederiz ki? -SON-
April 5, 2025 at 5:48 AM
Çok işedi, çok sıçtı üstümüze. Bebek en nihayetinde… Yapacak bunları. Sadece hani küçük ya biraz. O kadar kaka, çiş nereden geldi şaşırmadık değil. Hatta son kez sorayım içimde kalmasın: Bunca kakayı, çişi nerene sığdırdın be küçük gödlü Mercimek?
April 5, 2025 at 5:48 AM
Aynı yere, az önce uçtuğu balkon demirine gelip kondu. 3 kere cikledi, biraz sağ, biraz sol yaptı ve gitti. Teşekkür etti resmen. Bir daha da göremedik. Biz de sana teşekkür ederiz Mercimek… Bunu da veda öpücüğü say lütfen 😬
April 5, 2025 at 5:48 AM
Biz Mercimek’e çok alıştık. Sadece 2 günde… O iyi ki bize alışmadı. Mutlulukla karışık bir hüzün... Doğanın olağan akışı içerisinde sıradan bir kesit, bizim içinse mucizeydi. Bitti mi peki mucize? Bitmez. Uçtu gitti derken bir yandan gözümüz balkonda. Gelir mi diye... Geldi…
April 5, 2025 at 5:48 AM
Ve Mercimek uçtu hem de ne uçuş öfffff! Fiyuuuuuuvvv diye… Sanırsınız 40 yıldır uçuyor bizim Merco 😂 Ağaca konuyor, oradan sokak lambasına derken hop karşı apartmanın balkonuna… Kuş yuvadan uçtu anlayacağınız.
April 5, 2025 at 5:48 AM
Bu kısa ama kendinden emin uçuşu belli etti ki Mercimek’in gitmesine saniyeler var. Anne son uyarılarını yapıyor o sırada. O kısmı tam anlayamadık. Ne dedi kim bilir… “Camlara dikkat et”, “bir gözün kedilerde olsun” gibi şeylerdir muhtemelen…
April 5, 2025 at 5:48 AM
Bir 15 dakika boyunca azar yedi Mercimek. Arada cevap vermeye çalışıyor ama ne mümkün. Annesi “sus ben konuşuyorum” deyip bastırıyor çocuğu. Acaba ne olacak derken olan oldu. Mercimek, kutusundan balkon demirine tek bir hamlede uçarak annesinin yanına konuverdi.
April 5, 2025 at 5:48 AM
Sonra bir mucizeye şahit olduk. Yetişkin bir serçe balkonun demirine konup başladı sövmeye. Ama nasıl... Bir yandan dönüyor, zıplıyor, biraz yükselip tekrar konuyor. Dikmiş gözleri Mercimek’e anlatıyor da anlatıyor. Sorduk annesiymiş. Eyvallah dedik. Onun annesi bizim annemizdir.
April 5, 2025 at 5:48 AM
Başlangıçta çıkarttığı ürkek “cik”ler yerini uzun, aralıksız cümlelere bıraktı. Anlatıyor da anlatıyor. İşte ben düştüm de buraya, beni aldılar da içeri, zorla tıktılar ağzıma lokmaları, neredesiniz siz! Anlayabildiğim cümleleri bunlar. Kesin küfür de etmiştir…
April 5, 2025 at 5:48 AM
Mercimek, balkondaki kutusunda geçirdiği yarım saatin sonunda konuşmaya başladı. Neler söylediğini anlıyorduk dicem, inanmazsınız. Uçmayı bilmiyor henüz ama konuşmayı nasıl çözmüş. Böyle aksanlı falan… Foto, video aklımızın ucundan geçmedi. Keşke 1-2 karesi olsaymış o anların…
April 5, 2025 at 5:48 AM
Güneşin çekildiği akşamüstü saatlerinde Mercimek’i korunaklı bir kutu içerisinde ilk bulduğumuz yere, balkonun köşesine taşımaya karar verdik. Ne yalan söyleyeyim hiç mi hiç umudumuz yok. Annesi gelecek, onu besleyecek, dürtüp "kalk gidiyoruz" diyecek de... Ohooo mümkün değil…
April 5, 2025 at 5:48 AM
Geldik 2. güne… Yemeyi içmeyi çözdük. Baygınlık, halsizlik de kalmadı. Sıradaysa asıl sorunumuz vardı. Bu çocuk bizimle kalamaz. Tam da annesinin ona uçmayı öğrettiği günlerdeyiz ve biz kanadı olmayan, uçamayan, uçmayı öğretemeyecek bir türüz. Ne olacak peki? Şöyle oldu…
April 5, 2025 at 5:48 AM
Beslemeyi de, tutmayı da, henüz yumuşacık olan narin gagasını açmayı da öğrendik. O da şırıngaya, elimizden yiyip içmeye, gagasını açmamıza alıştı. Telefondan gelen yavrusunu besleyen anne serçenin seslerinin katkısı büyüktür tabii...
April 5, 2025 at 5:48 AM
Sessiz sakin, ne sıcak ne soğuk bir odada, doğal yuvasının koşullarını yapay da olsa sağlayabildiğimiz güvenli bir alan yaratmaya çalıştık. Gerginliği de, inadı da azalmaya başladı. Daha ilk gün bitmeden, "bunlar bana zarar vermeyecek" fikrini benimsemeye başlamıştı sanırım.
April 5, 2025 at 5:48 AM
Mercimek’in dünyanın en inatçı serçe yavrusu olduğunu fark ettik. Kaygıdan, korkudan dicem ama bir tek o değil. Gözlerini gözlerime dikmiş "Ben istersem yerim, istersem içerim, ama sürekli sıçarım!” diyen bir Mercimek'miş bu bizimkisi 😅 Şırıngadan haberi yok ama daha 😂
April 5, 2025 at 5:48 AM