Fromm haklı; sorun, aslına bakarsanız, anlamın aşırı dağılmış olması. Kişisel anlam bulunur; ama ortak/bireysel parçalanma değer kurmayı engelliyor. Temassızlık ve gürültü çoraklaştırıyor; temas azalınca toprak kuruyor.

Güven bir defa kurulan ve sonsuza kadar aynı kalan bir şey değildir; davranışlarla her gün ya pekişir ya da zayıflar.

Bazen bir nefeslik melodi, etkisini bütün güne yayar 🍂

66. madde, modern ulus devletin temel taşıdır. Vatandaşlık bağı üzerinden tanımlanan Türk kimliği, etnik fark gözetmeksizin herkesi kapsar. Bu anlayış, toplumsal birlik ve anayasal eşitliğin garantisidir.

Hidrojen teknolojisi, küresel planlamalarda öncelikle ağır taşıma ve sanayi alanları için düşünülmüştü. Bu yüzden elektrikli araçların biraz gerisinden geliyor.
Ama önümüzdeki yıllarda, özellikle uzun menzil ve hızlı dolum avantajıyla, hidrojenli araçlar elektriklilerin bile önüne geçebilir.

Tam otomatik robot berberler şu anda teknoloji dünyasında aktif olarak deneniyor. Çoğu henüz deneysel ya da erken prototip aşamasında olsa da, bu sistemlerin yakın gelecekte yaygınlaşması bekleniyor.

Yoann Bourgeois'nın bir hayat alegorisi.

Düşmek seni en başa atmaz belki ama seni bir alt basamaktan güç alarak yukarıya taşır. Çünkü düşen, artık nerede kaybettiğini bilir. Nerede daha dikkatli olması gerektiğini de… Her geriye savruluş, aslında bir ileri fırlayışın hazırlığıdır.

Sanırım çocukken sesli olarak söylediğim ilk şarkı buydu. Tahmini 6-7 yaşlarındaydım, bir Türk filminde duymuştum. Sözlerini tam anlamasam da içimde bir yere dokunduğunu hissediyordum. Yıllar sonra fark ettim ki bu sadece bir şarkı değil, bir başkaldırı, bir direniş, bir umutmuş. ++

Encounter (Buluşma) Rus yapımı kısa film…

Hepimiz,bir zamanlar bir yerde,birisiyle ya da kendimizle yarım kalmış bir anının izini taşırız.Belki bir özür,belki bir teşekkür ya da sadece içimizde saklı bir “keşke,” tamamlanmayı bekleyen o anılar yeniden canlanır ve bizi geçmişle yüzleşmeye davet eder

1/ Her markanın kendine özgü bir imzası vardır. Maker’s Mark için bu imza, şişelerinden süzülen kırmızı balmumudur. Ancak bu balmumunu yalnızca bir tasarım unsuru olarak görmeyiniz, aynı zamanda köklü bir hikayenin taşıyıcısıdır. Peki bu gelenek nasıl başladı?

İstanbul’da zamanın varsa rahatsındır, yoksa uçarsın! 😂