Timuçin GÜVEN
banner
timucinguven.bsky.social
Timuçin GÜVEN
@timucinguven.bsky.social
NONPARTİZAN-Tekirdağ Milletvekili Adayı🇹🇷Belediye Başkan Adayı👨‍💼Tarım Danışmanı🌾Sosyolog-Satranç Hakem ve Antrenörü♟️Amatör Siyasetçi⚖️AmatörBirYazar
Teknoloji çağında ortak yol ve kamusal çözüm üretecek yöntemler geliştirilmesi gerekiyor.
October 18, 2025 at 4:35 PM
Geçmişte, güvenilirlik vasfını koruyan çok insan vardı. Eskilerin karakteristik yapıları daha belirgin, ilkeleri daha istikrarlıydı. Bugün ise çağın dinamikleri, güven ilişkilerini sürekli yeniden inşa etmeyi zorunlu hale getiriyor.
August 14, 2025 at 2:08 PM
Ve edemeyeceğini bildiği için işi oldubittiye getirip Meclis’ten kapalı kararla geçirmeye kalkarsa, böyle bir sonucu halk meşru kabul etmez.
August 8, 2025 at 8:29 PM
hangi toplumsal talepleri temel alacaklarını ortaya koymalı. İnsanların bu sürece neden şüpheyle yaklaştığını, neden güven duymadığını da anlamaya çalışmalılar. Çünkü bu sorulara açık açık yanıt veremeyen bir irade, halkı ikna da edemez.
August 8, 2025 at 8:29 PM
Milletin gündeminde böyle bir talep yokken,biri çıkıp önce bu ‘Kürt meselesi’ nedir,gerçekten var mı, kim için ve ne şekilde tanımlanıyor ve bunu açıklamalı.Ardından da en kapsayıcı anayasa ve yeni bir toplum sözleşmesini neye göre oluşturacaklarını,
August 8, 2025 at 8:28 PM
Şu an altyapısı sınırlı ama talep hızla artıyor… Yani bu teknoloji, ileride çok daha fazla konuşulacak gibi duruyor.
August 3, 2025 at 1:22 PM
Bu anlatı bilimsel bir mutlaklık değil, bir yaklaşımdır.
Ama bir şeyi kesinlikle düşündürüyor:

Acaba “gerçek” dediğimiz şey sadece çözümlenmiş frekanslardan mı ibaret?

Ve eğer öyleyse… Sen kimsin?
July 2, 2025 at 12:47 PM
Sonuç?
Sen bir “biyolojik alıcı-vericisin”.
Her an bilgi alıyor, gönderiyor, çözüyor, yorumluyorsun.
Ama gördüğün şey belki de sadece içsel bir ekran yansıması.

Tıpkı Matrix gibi…
July 2, 2025 at 12:46 PM
Bedenin %70’i sudan oluşuyor.
Su ise mükemmel bir iletken.
İçindeki tuz ve mineraller sayesinde elektriksel bilgiyi taşıyabiliyor.

Yani bedenin bir sinyal sistemi gibi çalışabiliyor…
July 2, 2025 at 12:46 PM
2009’da The New Scientist dergisinin kapağında şu cümle vardı:

“You are a hologram?”
(Siz bir hologram mısınız?)

Altında ise:
“Evrenin kıyısından yansıyan bir hologram mısınız?” yazıyordu.

Sen bir hologram olabilir misin?
July 2, 2025 at 12:45 PM
Fourier dönüşümü diye bir şey var.
Basitçe, görüntüyü ya da sesi dalga formuna çevirip tekrar çözümlemeye yarar.

Beyninin yaptığı şey tam olarak bu:
Dalga formundaki bilgiyi alıyor, çözüyor ve sana fiziksel gerçeklik olarak sunuyor.
July 2, 2025 at 12:45 PM
Oxford’dan bilim insanları 2010’da şöyle dedi:
Altın oran atom altı düzeyde de var.
Atom altı frekanslar bile bu orana göre titreşiyor.

Evrenin alt yapısında bir “matematik” varsa, O zaman senin bedenin de bu matematiğe göre programlanmış olabilir.
July 2, 2025 at 12:45 PM
Bu tam da hologramların çalışma prensibi gibi.
Aynı lazer ışığının ikiye bölünüp bir görüntü yaratması gibi.
İçine elini sokamazsın ama o görüntü sana “gerçekmiş” gibi gelir.

Aynı şey yaşadığın dünya için de geçerli olabilir mi?
July 2, 2025 at 12:45 PM
Sen şu an bir sandalye görüyorsun diyelim.
Göz bebeklerinden geçen ışık bir sinyale dönüşüyor, beyne gidiyor.
Beyin onu “sandalye” olarak yorumluyor.

Ama aslında fiziksel olarak gördüğün şey sinyallerden ibaret.
Yani o sandalye… dışarıda değil, içeride.
July 2, 2025 at 12:44 PM
Ve işin ilginç tarafı şu:
Beynin kristal hücrelerden oluşuyor.
Bu yüzden beş duyudan gelen bilgiyi üç boyutlu bir “dünya” olarak çözümleyebiliyor.

Ama bu dünya sadece zihninde var.
July 2, 2025 at 12:43 PM
“Gerçek” dediğin şey, aslında beyninin frekans çözücüsüyle yorumladığı elektriksel sinyaller olabilir.

Yani dışarıda olan, içeride çözülüyor.
Tıpkı bir bilgisayarın gelen veriyi ekrana yansıtması gibi.
July 2, 2025 at 12:43 PM
DNA kristal yapıda bir molekül.
Elektromanyetik dalgaları algılıyor.
Yani sadece genetik bir kod değil; bir veri anteni gibi davranıyor.

Belki de evrenin bilgi akışına da açık…
July 2, 2025 at 12:43 PM