Mersin – İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına protesto eden öğrencilerden yaklaşık 20'si Mersin Üniversitesi Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) Kız Öğrenci Yurdu'ndan uzaklaştırıldı. Yurt Hizmetleri Yönetmeliği'nin 24/2. maddesinin (f) fıkrasına aykırı davrandığı ve "kamu malına zarar verdikleri" başlatılan soruşturma kapsamında, öğrencilere bir aylık uzaklaştırma cezası verildi. Ancak verilen cezasının süresinin dolmasına rağmen öğrencilerin yurda alınmadığı belirtildi. İddialara ilişkin rapor hazırlayan İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi Kadın Komisyonu, raporlarını düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Raporu açıklayan İHD Kadın Komisyonu Sözcüsü Fatoş Sarıkaya, disiplin sürecinin hem hukuki hem de idari açıdan ciddi eksiklikler taşıdığını vurgulandı. Protestoya doğrudan katılmayan, alanda bulunan ya da izleyen birçok öğrencinin cezalandırıldığını ifade eden Fatoş Sarıkaya, protesto sırasında herhangi bir şiddet veya mala zarar verme olayının yaşanmadığının teyit ettiklerini belirtti. Disiplin işlemlerinin yalnızca belirli öğrencilere yöneltilmesinin sürecin tarafsızlığına gölge düşürdüğünü kaydeden Fatoş Sarıkaya, uzaklaştırma kararının yalnızca kadın öğrencilere uygulandığını ifade etti. Uygulanmasının "toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştiren bir durum" olduğuna söyleyen Fatoş Sarıkaya, kadın öğrencilerin sadece fiziksel barınma sorunlarıyla değil, aynı zamanda toplumsal baskılar ve cinsiyet temelli ayrımcılıklarla da mücadele etmek zorunda kaldıklarını ifade etti. Fatoş Sarıkaya, "Öğrenciler hem kadın oldukları için hem de seslerini duyurdukları için cezalandırılmakta; bu durum, kadınların kamusal alandaki varlıklarını bastırmaya yönelik sistematik bir tutumun parçası haline gelmektedir" ifadelerini kullandı. TALEPLER SIRALANDI Fatoş Sarıkaya, "Disiplin soruşturmaları şeffaf, adil ve hukuka uygun biçimde yürütülmeli. Savunma hakkının tesisi için ilgili görüntü ve belgeler öğrencilere sunulmalı. Barınma hakkını engelleyen uzaklaştırma kararları derhal kaldırılmalıdır" dedi. (MA)

Eskişehir’de müftülük yaparken kız çocuğunu istismar ettiği gerekçesiyle yargılanan ve dava sonuçlanmadan Diyanet’in vaiz olarak göreve iade ettiği İshak Yıldırım Sinop’a atandı.

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) son yıllarda artan orman yangınlarının önemli bir bölümünün elektrik şebekesindeki eksikliklerden kaynaklandığını belirterek şebeke bakımlarının düzenli yapılması gerektiğini vurguladı. Ülkede yaz aylarının gelmesiyle birlikte orman yangınların da arttığı, milli servet niteliğindeki ormanların ihmal nedenli olarak kaybedildiği belirtilen açıklamada; Yangınların bir kısmı mangal ateşi, sigara izmariti, cam kırıkları nedenli olmasına karşın birçok orman yangınında görüldüğü gibi elektrik şebekesinden kaynaklı da olmaktadır” denildi. 2025 yılı Haziran ayında Diyarbakır`ın Çınar ilçesinde başlayan ve tüm bölgeye yayılan yangında 17 yurttaşın kaybedildiği, facianın "anız" yangınından kaynaklandığı iddia edilse de savcılık tarafından hazırlanan ön raporda yangının "elektrik" kaynaklı olduğunun belirlendiği hatırlatılan açıklamada; “Ayrıca Odamızın bölgede yaptığı incelmede, havai hat izolatörlerinin kırık olduğu gibi dağıtım şebekesi sorunlarının olduğu tespit edilmiştir. Benzer şekilde geçtiğimiz yıllarda Ege Bölgesi`nde yaşanan orman yangınlarının bir kısmının da elektrik kaynaklı olduğu yapılan araştırmalar sonucu belirlenmiştir” ifadeleri kullanıldı. “Elektrik hatları kontrol edilsin” Açıklamada elektrik şebekesinden kaynaklı orman yangınlarının son bulması, gerekli önlemlerin alınması için ilgili kurum ve kuruluşlara şu çağrıda bulunuldu; Elektrik dağıtım şirketleri tarafından ormanlık bölgelerde yer alan elektrik hatları yaz mevsimi öncesi ve mevsim boyunca sürekli kontrol edilmeli, hatlarda tekniğine uygun yapılmamış ya da gevşek ekler ve bağlantılar, kırık izolatörler, uygun olmayan YG sigortalar düzeltilmeli, topraklama sisteminin işlerliği ve yönetmeliğe uygunluğu kontrol edilmeli, elektriksel koruma önlemleri kontrol edilmeli, elektrik direk diplerinin temizliği ve hat güzergâhındaki ağaçların bakımı gerçekleştirilmeli, özet olarak nakil hatlarının ve trafoların bulunduğu bölgelerde temizlik çalışmaları yürütülmelidir. Orman Genel Müdürlüğü tarafından orman içinde yer alan tüm elektrik hattı güzergâhındaki ağaçların bakımı ve budanması yapıldığı takip edilmeli, dalların iletim hatlarına temasına izin verilmemelidir. Ayrıca sorumlu kurumlarca ormanlık bölgelerde elektriksel ark risk analizleri ile yangın risk analizi yapılarak elektrik tesisleri ile ilgili tasarım ve uygulamada gerekli önlemler alınmadır. Yangınlara neden olan kamu malı elektrik dağıtım hatları, özelleştirmelerden sonra özel dağıtım şirketleri tarafından işletilmekte ve bakımları yapılmaktadır. Bakım ve onarım çalışmaları, daha fazla kâr elde etmek amacıyla taşeron firmalara ihale edilmektedir. Teknik kapasitesi ve yetisi azalan dağıtım şirketlerinin yerine getirmediği her hizmetin ölümlü kazalara yol açabileceği, orman gibi milli servetimizin de kaybına neden olabileceği unutulmamalıdır. Öte yandan yangınların büyümeden en kısa sürede söndürülmesi için teknik hazırlık yapılmalıdır. Yangınlar, yanacak ağaç kalmadığı için değil, zamanında müdahale edilerek söndürülmelidir. Günümüzde yangınların büyümeden tespit edilebileceği sensörler ve kameraların da yer aldığı, görüntü işleme ve yapay zekâ yazılımlarının yer aldığı sistemler kullanılmalı, müdahale ekipmanlarının yanı sıra yangın algılama ve erken uyarı sistemlerine de yatırım yapılmalıdır. “Özelleştirme ısrarını bitirin” Açıklamada bir yandan dağıtım şebekesinin özelleştirilmesinin yarattığı sorunlarla boğuşulurken, bir yandan da TEİAŞ`ın özelleştirilmesine yönelik çalışmaların ısrarla sürdürüldüğüne dikkat çekilerek şöyle denildi; “Özelleştirme İdaresi`ne verilen süreler defalarca uzatılmış, son olarak 27 Aralık 2024 tarihli ve 9326 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı`yla hazırlık işlemleri için 31 Aralık 2026`ya kadar süre uzatılmıştır. Elektrik şebekesinin omurgası olan iletim şebekesini işleten TEİAŞ`ın özelleştirilmesi halinde, yalnızca arz güvenliği riske atılmayacak, bununla birlikte iletim şebekesinin bakımlarının aksamasına ve orman yangınları başta olmak üzere doğrudan can ve mal güvenliği riskleri oluşmasına neden olacaktır. Yazın yangın, kışın kar yağışıyla birlikte yaygın elektrik kesintileriyle can kaybına yol açan bu yıpratıcı sarmaldan çıkış için kesin çözüm; elektrik dağıtım şebekesinin kamulaştırılması, gerekli teknik personelin istihdam edilmesi, yatırımların yapılması ve alanın merkezi bir plan ve kamusal anlayışla yeniden yapılandırılması olacaktır.” (Haber Merkezi)

Peru'daki bir altın madeninde çalışan 13 işçiyi kaçırdıktan sonra öldürdüren kişi Kolombiya'da gözaltına alındı. Peru İçişleri Bakanlığı, maden işçilerini kaçırıp öldürdüğü belirtilen Miguel Antonio Rodriguez Diaz'ın, iki ülke ve Interpol arasında yapılan ortak operasyon sonucu Kolombiya'nın Medellin şehrinde yakalandığını açıkladı. Failin "organize suç, kaçırma ve cinayet" ile suçlandığı aktarılan açıklamada, en kısa sürede Peru'ya iade edileceği kaydedildi. Ne olmuştu? Peru'nun kuzeyinde, 4 Mayıs'ta, yasa dışı madencilikle bağlantılı silahlı bir grup tarafından kaçırılan 13 madencinin cansız bedeni bulunmuştu. Bunun ardından Devlet Başkanı Dina Boluarte, cesetlerin bulunduğu Pataz kasabasında sokağa çıkma yasağı ilan etmişti. Boluarte ayrıca bölgede bir askeri üs kurulacağını ve tüm madencilik faaliyetlerinin 30 gün boyunca askıya alındığını açıklamıştı. Güney Amerika ülkesi Peru, dünyanın önde gelen altın üreticileri arasında yer almasına rağmen yasa dışı madencilik ve organize suçla mücadelede ciddi zorluklar yaşıyor. (AA)

8 Nisan’da Kadıköy Dayanışma Sahnesi’nde taşıdığı "Diktatör Erdoğan" dövizi sebebiyle tutuklanan kronik kalp ve böbrek hastası Esila Ayık bugün cezaevinde fenalaştı. Gün içinde acile kaldırılan Esila ...

Ankara'daki protestolarda gözaltına alınan kadınlara çıplak arama yapıldığı gündeme gelmişti. Konuya ilişkin Türkiye Psikiyatri Derneği', "Çıplak arama uygulamalarına ve cinsel şiddete karşı sessiz ka...

Sabah saatlerinde cezaevinden sağlık kontrolü için Adli Tıp Kurumu'na sevki yapılan Mahir Polat'ın Adli Tıp kontrolü bitti. Polat’ın yeniden tutuklu bulunduğu Silivri'deki Marmara Cezaevi'ne sevkinin yapıldığı öğrenildi. Yaşadığı hayati sağlık sorunları nedeniyle yapılan başvurulara rağmen tutukluluk hali devam eden Mahir Polat, bugün sabah saatlerinde sağlık kontrollerinin yapılması için Adli Tıp Kurumu'na sevk edildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) dönük operasyonda 19 Mart'ta gözaltına alınan ve Silivri'deki Marmara Cezaevinde tutuklu bulunan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat sabah saatlerinde Adli Tıp Kurumuna sevk edilmişti. Ciddi sağlık sorunları yaşayan ve hayati tehlikesi süren Polat’ın ATK’ye sevk edildiğini Avukatı Erkam Erdem, sosyal medya hesabından duyurmuştu. Şimdi aldığımız bilgiye göre Mahir Polat Adli Tıp Kurumu’na sevk ediliyor. — Erkam Erdem (@ErkamErdem1) April 7, 2025 Adli tıp kontrolü bitti Mahir Polat'ın Adli Tıp Kurumu'ndaki sağlık kontrolleri tamamlandı. Kurum'dan henüz Polat'ın durumuna ilişkin bir açıklama yapılmazken yeniden tutuklu bulunduğu Silivri'deki Marmara Cezaevi'ne sevkinin yapıldığı öğrenildi. Daha önce yüksek tansiyon hastalığı sebebi ile biri ölümcül tehlike taşımak üzere 2 kez hastaneye sevk edilen Polat'ın tahliyesine yönelik başvuruyla ilgili ATK kararı bekleniyor. Mahir Polat’ın sağlık durumu İBB'ye yönelik yapılan operasyon kapsamında tutuklanan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, sağlık sorunları nedeniyle bir süredir tahliye bekliyor. Kalp damarlarında tıkanıklıklar bulunan Mahir Polat, bu nedenle 4 kez anjiyo oldu ve 6 stenti bulunuyor. Dün (6 Nisan Pazar) açıklama yapan Polat’ın avukatı Erkam Erdem, tutuklu bulunan Mahir Polat'ın tansiyon ölçümlerini paylaşarak hayati tehlikesinin sürdüğünü söyledi. (Politika Servisi)