"Gözaltına alınan kadınların beyanları kameralara yansımayan bir gerçeği de gösterdi. Polisler kadınları taciz etti, cinsel şiddet uyguladı, çıplak aramaya zorladı. Gözaltına alınanlara yönelik…

Marmara Üniversitesinden bir öğrenci İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan kitlesel eylemlerle birlikte Marmara Üniversitesinde de çok uzun yıllardır göremediğimiz bir rüzgar esti. Bu süreçte forumlar alarak, yürüyüşler ve eylemler gerçekleştirilerek, kampüsümüzden hukuksuzluğa, antidemokratik uygulamalara, kazanılmış haklarımızın elimizden alınmasına çok güçlü bir itiraz sesi yükselttik. Demokratik bir Marmara’nın inşası için ilk taşı koyduk. Her gün yan yana gelerek kampüsümüzü mücadele alanına dönüştürdük, rahatsızlık duyduğumuz ve değiştirmek istediğimiz sayısız sorunu bu alanda gündem ettik. Kampüsümüz bize söz hakkı verilmeden şehir merkezinden bir dağın başına taşınıyor. Göztepe Kampüsünün akıbetinin ne olacağı bilinmezken sermayeye peşkeş çekileceği kesin olarak biliniyor. Bizler Marmaralılar olarak yönetimde sözümüzü söyleyebilmek, karar alabilmek istiyoruz. Yeni kampüste ulaşım olanaklarının artırılmasını, ders aralarında vakit geçirebileceğimiz alanların yapılmasını ve kütüphanemizin olmasını istiyoruz. Yemekhanelerde doyurucu ve nitelikli beslenmek istiyoruz. Kulüp ve topluluklar baskılarla karşılaşırken 5.5 milyar TL’lik bütçenin nereye harcandığı meçhul. Peçeteye, sabuna ya da ders ekipmanlarına harcanmadığını ise elbette biliyoruz. Bütçenin şeffaf bir biçimde Marmaralıların ihtiyaçlarına yönelik harcanmasını talep ediyoruz. ÖTK’ler seçerek yönetime katılmak ve üniversitemizin koşullarını değiştirmek istiyoruz. Parasız, bilimsel ve demokratik bir Marmara talep ediyoruz. Boykot devam etmiyor ama… Mücadele alanımız haline getirdiğimiz kampüsümüzde forum almayı öğrendik. Forumlarda dertlerimizin yanında bunlara çözüm bulmak istediğimizi de konuşuyorduk. Bunun için fakültelerimizde derinleşme kararı aldık. Aynı fakültede olduğumuz arkadaşlarla yan yana gelip fakültemizin durumuna göre neler yapabileceğimizi düşünmeliyiz. Kimi fakültede forum kimi fakültede toplantı almayı, kimi fakültede ise piknik yapmayı ama hepsinde bizi buluşturup ortak dertlerimizin üstesinden birlikte gelebilmenin yollarını aramalıyız. ÖTK’nin ne olduğunu ve nasıl kurabileceğimizi konuşmalıyız. Boykot devam etmiyor olabilir ama mücadelemiz büyümeye devam ediyor. Fakültelerimize ve yarınlarımıza sahip çıkmak konusunda ısrarcıyız.

Çocuklarımız Serbest Bırakılsın