Nur Alpınar
nurist.bsky.social
Nur Alpınar
@nurist.bsky.social
19.4.1957 Ankara’lı, Mülkiyeli, İşbank emeklisi, A.Ö. Ateş’in annesi. Hayvanları ve toprakla uğraşmayı severim. 1985’den beri İstanbul’da yaşıyorum.
Reposted by Nur Alpınar
“Ama montaj, ama şu, ama bu…”

Sabah bir yalan uyduruyor, akşam kendi yalanlarına inanıyorlar. Allah akıl fikir versin, gerçekten kötü durumdalar.

Binlerce müfettiş, savcı, soruşturma, inceleme, dinleme, kayıt, takip vs hepsi boş çıktı.
May 5, 2025 at 8:28 AM
Reposted by Nur Alpınar
Birer birer eksileceğimizi sandınız ama biz milyon milyon büyüyoruz!

Bu kadar kolay mı sanıyorsunuz? Bu şahsi bir mesele diye mi düşünüyorsunuz?

Bu büyük bir milletin yürüyüşüdür.

Elinizden geleni ardınıza koymayın. Artık korku duvarları yıkıldı.
May 8, 2025 at 8:03 AM
Reposted by Nur Alpınar
@NTV_Dunya: ORDUSU YOK AMA NATO ÜYESİ
Savunma riskleri artan Avrupa'da bir "anomali"

Foto: NTV https://t.co/PU3LWOVVVk
Main link in OG tweet
https://www.ntv.com.tr/dunya/ordusu-olmayan-nato-ulkesi-avrupada-bir-anomali,1QwdU3FQv0yr8WqJR_lYdQ
www.ntv.com.tr
April 27, 2025 at 11:03 AM
Reposted by Nur Alpınar
“Zıpkın misali enerjisi ve zarif mütevazılığıyla sarıvermişti tesadüfen orada olan ama önceden tanımadığı genç yoldaşlarını. Kısa görüntü ve fotoğraflardan yansıyan gülümseyişler, keşke orada olabilseydim dedirtip, kıskandırmıştı… https://www.evrensel...
Selçuk Kozağaçlı özgürdür!
Sevindiren haberi Çağdaş Hukukçular Derneğinin (ÇHD) sosyal medya hesabından, Kozağaçlı’nın fotoğrafıyla paylaşılan “Onursal başkanımız Av. Selçuk Kozağaçlı tahliye olmuştur!” notundan öğrenmiştik. Selçuk Kozağaçlı 16 Nisan akşamı bir roman sayfasından çıkar gibi katılmıştı aramıza. Sonradan öğrendiğimize göre kimseye haber verilmeden tahliye edilip öylece bırakılmış, Marmara Cezaevinin çıkışında 19 Mart operasyonlarında tutuklandıktan sonra serbest bırakılan gençlerin yakınları ve avukatlarıyla karşılaşmıştı. Karşılaşanlardan biri sosyal medyada “Bugün tahliye olacak arkadaşlarımızı almak için gittik. Bir anda Selçuk hocayı dışarıda gördük, inanılmaz bir andı” notunu düştü. Bu müthiş tesadüf sırasında cezaevinin önünde bekleyenler Kozağaçlı’ya çiçek vermiş, Kozağaçlı onlara şöyle seslenmişti: “Herkese merhaba. Ben biraz sürpriz bir tahliye oldum. Ama dışarıda beni daha büyük bir sürpriz bekliyordu. Bugün tabii ki tek tahliye ben değilim, başka tahliyeler de var. Şimdi hep beraber bekliyoruz gençleri. Onları da alınca buradan ayrılacağız. 8.5 sene doldu benim bugün. Hapishane kendisine saygısı olan insanların korkması gereken bir şey değil. Kendinize inandığınız sürece, mücadelenize inandığınız sürece hapishane bu yolun üzerinde duruyor. Girilir, çıkılır. Önemli olan kendimize saygımızı, birbirimize sevgimizi kaybetmemek. Mücadele ediyoruz. Bu şekilde hayatlarımızın elimizden alınmasına izin veremeyiz. Bu şekilde bu kadar kötü yönetilen bir ülkeye izin veremeyiz. O yüzden mücadele ediyoruz. Bunun içerisinde eğer hapishane varsa endişe etmeyin. Hapishaneye bir çıkıyorsunuz. Çıkınca gayet neşeli kalabalıklarla karşılaşıyorsunuz. Mücadele etmek önemli, güzel. Umarım daha uzun, daha çok konuşuruz. Teşekkür ediyoruz.” Zıpkın misali enerjisi ve zarif mütevazılığıyla sarıvermişti tesadüfen orada olan ama önceden tanımadığı genç yoldaşlarını. Kısa görüntü ve fotoğraflardan yansıyan gülümseyişler, keşke orada olabilseydim dedirtip, kıskandırmıştı hepimizi. *** Sonra tıpkı 2018’de, bir yıllık tutukluluğunun bitişinin iki gün sonrasında hakkında yeniden yakalama kararı çıkarılışında olduğu gibi, ertesi gün bir kez daha hapsedildi Kozağaçlı. Savcılığın itiraz başvurusunda; “Gözlemlenen tutum ve davranış değişikliği ile gelişim motivasyonunun düşük olduğu… kişinin terör örgütü üyeliğinden ayrıldığına dair somut bir beyanı veya davranışının kurumca tespit edilemediği… kişinin salıverilmesi sonrası toplumla bütünleşme süreci ve gelecek motivasyonu hakkında olumlu bir kanaat oluşmadığı, topluma ve mağdura zarar verme riski konusunda anlaşılır, samimi ve olumlu bir kanaat oluşamadığı” gerekçeleri ileri sürülmüştü. Bu satırların yazarı dahil olmak üzere yeniden hapsedilmesine canı çok sıkılanlara Kozağaçlı yazdığı mektupla hep yaptığı gibi moral ve devrimci enerji aktardı: “Beni hapishane kapısında bulup çiçeklerini, coşkularını, arkadaşlıklarını ve hatta kendi tahliyelerinin sevincini paylaşarak hızla yeniden mücadeleye çağıranlar: Merhaba! İstiklâl Caddesi’ni, İstanbul Barosunu, salonları, merdivenleri birer karşılama ve kucaklaşma mekânına dönüştürerek bana avukatın, stajyerin, hukuk öğrencisinin nasıl bir güç ve güzellik taşıdığını hatırlatanlar: Merhaba! Telefon ederek, sosyal medya hesaplarından, televizyon ekranından, yolda durdurup sarılarak “Hoş Geldin!” diyenler: Merhaba! Sevgili dostlar, meslektaşlar, yoldaşlar; sağ olun. Sonu nasıl gelirse gelsin, yaşamımdaki en güzel günlerden biriydi, umut ve inançla doldum.” Aslında yeni değildi bu devrim koşucusu hali. Mahpusluğunun ilk yıl dönümünde yazdığı mektupla da cesaret ve umut saçmıştı odalarımıza: “Tam üç yüz altmış beş gündür tek kişilik hücredeyim. Boyu üç metre yetmiş beş santim, eni üç metre yirmi beş. “Belki saymayı mutsuzluk bulmuştur, mutsuzlar hep sayar” demiş Didem Madak “Karınca Kumu”nda; ama ben mutsuz değilim. Faşizm kişisel bir sorun, can sıkıntısı, fiziksel acı yahut duygusal ıstırap değil. Bunların hepsine yol açabilse dahi o özünde son derece nesnel bir baş belası. Birimize değil hepimize; “Gel dövüşeceğiz!” diye edepsizce sırıtan bir kabadayı. Benimkisi çağrıldığında gitmekten ibaret. “Gitmeyiver sen de çağırdığında, otur evinde, gidip dayağı yiyeceğine…” diyorsanız; kapalı perdeler arkasından çıkılamayan mekânların sözde güvenli melankolisine değil, açık havanın tehditkâr romantizmine ihtiyacımız var, derim. Zaten saklanamazsanız, neredeyseniz oraya gelir bir süre sonra. Yani romantiğiz evet ama mutsuz değiliz.” *** Mümkün mü ‘tutsak’ demek Kozağaçlı’ya? Selçuk Kozağaçlı özgürdür, hep öyleydi.
www.evrensel.net
April 27, 2025 at 11:08 AM
Reposted by Nur Alpınar
Kızıldeniz’de Türk denizciler ABD bombardımanı altında
www.birgun.net/haber/kizild...
April 27, 2025 at 11:11 AM
Reposted by Nur Alpınar
“1 Mayıs resmi tatil oldu ama işçilerin hakları; bırakalım ilerlemeyi, genişlemeyi, gerilemeye devam etti. Resmi tatil ilanından sonra 2012 yılında Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu çıkarıldı ve işçilerin birleşmesi, sendikal… https://www.evrensel...
Tatil ama bayram değil
1 Mayıs bu topraklarda 1905 yılından bu yana, 120 yıldır Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü. Dünyada ise İkinci Enternasyonalin kararını dikkate alırsak tam 135 yıldır işçiler 1 Mayıs’ta talepleri ve özlemleri için bir araya geliyor. 1 Mayıs’ın bugünkü anlamda Dayanışma ve Mücadele Günü olmasının ortaya çıkması, daha iyi çalışma ve yaşam koşulları için mücadeleye; 8 saatlik iş günü mücadelesine dayanmaktadır. 1 Mayıs, ülkemizde birden çok kez resmi tatil de oldu. 1935’ten 12 Eylül darbesine kadar bahar ve çiçek bayramı; 2009’dan itibaren ise emek ve dayanışma günü olarak adlandırıldı ve resmi tatil ilan edildi. Elbette yönetenlerin kendiliğinden bahşetmesi sonucu resmi tatil olmadı. İlkinde Amele Teali Cemiyetinin (İşçi Yardımlaşma Derneği) etkili kampanyası sonrası ehlileştirmek ve özünden koparmak amacıyla; ikincisinde ise işçi sınıfının 1987’den itibaren yürüttüğü mücadele ve ısrarlı ve kitlesel gösterilerin etkisiyle 1 Mayıs resmi tatil ilan edildi. 1 Mayıs resmi tatil oldu ama işçilerin hakları; bırakalım ilerlemeyi, genişlemeyi, gerilemeye devam etti. Resmi tatil ilanından sonra 2012 yılında Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu çıkarıldı ve işçilerin birleşmesi, sendikal örgütlenmesini büyütmesi engellendi. Yasa ile grev yasaklarının önü açıldı ve işçilerin en önemli iş mücadelesi aracı elinden alındı. 2012 yılında çıkartılan bir diğer yasa İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu oldu ve bu kanunun adından da anlaşılacağı gibi işçi, işçinin canı değil iş, işin güvenliği korundu. Kanunla bağımsız olmayan, güvencesiz, ücreti işvenler tarafından ödenen iş güvenliği uzmanları aracılığıyla oluşturulan denetleme sistemi baştan sakat doğdu. Kanun iş cinayetlerini engellemedi, aksine artırdı. Şu anda işçi canı sudan ucuz ve her yıl iki bine yakın işçi çalışırken ölmeye, on binlerce işçi yaralanmaya ve sakat kalmaya devam ediyor. 2017 yılında çıkartılan yasayla zorunlu ara buluculuk uygulaması getirildi ve işçilerin bireysel iş hukukundan kaynaklanan haklarının önemli bir kısmı fiilen yok edildi. Aynı düzenleme ile işçilerin, işten çıktıktan sonra iş yerindeki mevzuata aykırı uygulamalar ve ihlal edilen hakları konusundaki şikayet ve başvuru hakkı ortadan kaldırıldı. Çalışırken şikayet riski de kolaylıkla göze alınamadığından iş müfettişleri aracılığıyla yürütülen devlet denetimi neredeyse yok edildi. Bu süreçte kağıt üzerinde kalsa da varlığıyla işçiler için bir dayanak olan işe iade davalarının 4 ayda kesinleşeceğine ilişkin düzenleme yasadan çıkarıldı. Dava süreleri uzadı, nas politikalarıyla işçilerin davasını kazansa dahi haklarının ancak yüzde 40’ına ulaşabildiği bir sistem kuruldu. İş mahkemeleri, istinaf mahkemeleri ve Yargıtay, iş hukukunun özünü yok saymaya devam etti, işçi lehine yorum ilkesi unutuldu. Yargısal içtihatlar işçiler aleyhine gelişti. Anayasa Mahkemesinin grev yasaklarına, sendikal yetki sisteminin TİS hakkına erişimi engellediğine, munzam zarara ilişkin işçi lehine kararları ise bu ülkede alışılageldiği üzere yok sayıldı, uygulanmadı. Kendisi ve yandaşları, futbol takımlarının taraftarları için şehrin tüm meydanlarını, hatta köprülerini gösteri alanına dönüştüren iktidar, sıra işçilere ve 1 Mayıs’a gelince meydan kısıtlamasına gitti. 1 Mayıs 1977’deki katliam sonrası işçi sınıfı için sembolik bir meydan haline gelen Taksim yasağı devam ediyor. 2009 sonrasında üç yıl Taksim’de 1 Mayıs kutlamaları yapılabildi ancak 2013’ten itibaren Taksim işçilere kapatıldı. AİHM kararına ve son olarak Anayasa Mahkemesinin Taksim’in işçi ve emekçilerin “ortak hafızası ve sembolik değeri” olduğuna vurgu yapan kararına rağmen Taksim yasağı sürüyor. Özetle, Emek ve Dayanışma Günü adıyla resmi tatil edilmesi, 1 Mayıs’ı bayrama çevirmeye yetmedi. 2009 sonrası işçilerin çalışma ve yaşam koşulları iyileşmedi, aksine daha da kötüleşti. Hukuki hakları, kolektif hakları ilerlemedi, geriledi. İşçilerin en asgari hakları; güvenceli iş, barajsız sendika ve yasaksız grev hakkı dahi tanınmamışken, birleşmekten, mücadele etmekten ve dayanışmaya devam etmekten başka çaremiz yok.
www.evrensel.net
April 27, 2025 at 11:11 AM
Reposted by Nur Alpınar
İBB'ye yönelik soruşturmada dün düzenlenen ikinci operasyonda gözaltına alınan 51 kişinin emniyet ifadeleri alınıyor https://www.evrensel...
İBB operasyonunda 'ikinci dalga': Gözaltındakilerin emniyet ifadeleri alınıyor
İBB'den "bavul" iddialarına yanıt: Dezenformasyonun son örneğidir Murat Ongun’un eşi Gözdem Ongun gözaltında | Av. Günel: Kimse ile görüşemeyeceğim söylendi İBB'ye yönelik operasyona tepki: 'İBB fiilen çalışamaz hale getiriliyor' Özgür Çelik İBB'ye operasyon hakkında konuştu: "Bu kadim kenti size yağmalatmayacağız" İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik “mali suçlar” soruşturması kapsamında 19 Mart'ta düzenlenen ve ülke genelinde haftalardır büyük protestolarla karşılanan operasyonun ardından dün 3 ilde düzenlenen 'ikinci dalga' operasyonda 51 kişi gözaltına alındı. İstanbul, Ankara ve Tekirdağ'da gözaltına alınıp Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürülen 51 kişinin bugün emniyet ifadelerine başlandı. Hakkında gözaltı kararı verilen diğer 2 kişi ise aranıyor. Gözde Ongun ve Can Akın Çağlar da gözaltında Operasyon, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu dahil çok sayıda siyasetçinin 19 Mart'ta gözaltına alınıp 23 Mart'ta tutuklandığı "mali suçlar" soruşturması kapsamında düzenlendi. Dün düzenlenen operasyonda gözaltına alınanlar arasında, tutuklu İBB Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun'un eşi Gözde Ongun ve 19 Mart operasyonunda gözaltına alınıp serbest bırakılan emekli İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar da var. Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu’nun ağabeyi Cevat Kaya da gözaltına alınanlar arasında. Gözaltına alınan isimlerden bazıları şunlar: Ali Rıza Akyüz – Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Turan Aydoğan – Eski CHP İstanbul Milletvekili (2018–2023) Şafak Başa – İSKİ Genel Müdürü Zeynep Ayten Gözde Ongun – Murat Ongun’un eşi Elçin Karaoğlu – İBB Boğaziçi İmar Müdürü Turgut Tuncay Önübilgin – Eski İBB Genel Sekreteri Murat Yazıcı – Eski İBB Genel Sekreteri Mehmet Çakılcıoğlu – Eski İBB Genel Sekreteri Arif Gürkan Alpay – İBB Genel Sekreter Yardımcısı Fatih Özçelik – İBB Emlak Yönetimi Başkan Vekili Begüm Çelikdelen – İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ramazan Gülten – İBB Genel Sekreter Yardımcısı Vekili Hakan Aplak – İBB Avrupa Yakası Zabıta Müdürü Nazan Başelli – İBB Anadolu Yakası Zabıta Müdürü Onur Soytürk – İstanbul İmar İnşaat Anonim Şirketi Eski Genel Müdürü Engin Ulusoy – İBB Eski Zabıta Daire Başkanı Murat Sevil – İBB Eski Mali Hizmetler Daire Başkanı Nurten Uğursoy – İBB Yazı İşleri ve Kararlar Daire Başkanı Serap Öbekci – İBB Etüd ve Proje Daire Başkanı İhsan Yılmaz – İBB Etüd ve Proje Daire Başkanı Ali Akyüce – Eski İBB Emlak Yönetimi Daire Başkanı Adem Şanlısoy – İSKİ Çevre Denetim Dairesi Başkanı Naim Erol Özgüner – Eski İBB Bilgi İşlem Daire Başkanı Kadriye Kasapoğlu – İmamoğlu’nun Özel Kalemi Melih Geçek – İSBAK Eski Yönetim Kurulu Üyesi Erdinç Çolak – Kültür AŞ Genel Müdür Yardımcısı Onur Aldı – Kültür AŞ Genel Müdür Yardımcısı Hakan Karaköse – Kültür AŞ Reklam Müdür Yardımcısı Yakup Üner – Danışman – İBB Mühendisi Hülya Kırlıkova – Kültür AŞ Çalışanı Yeşim Özay – Kültür AŞ Çalışanı Oya Özman – Kültür AŞ Çalışanı Mustafa Kemal Özgençiz – Kültür AŞ Çalışanı Onur Can Tekbaş – Kültür AŞ Çalışanı Faik Özberk – Kültür AŞ Çalışanı Gökhan Köseoğlu – Kültür AŞ Reklam Şefi Metin Bal – Kültür AŞ Reklam Şefi Songül Car – İSPER Uzman Fikret Şimşek – İş insanı Yılmaz Şimşek – İş insanı Dursun Balcıoğlu – İş insanı Rasim Kaya – İş insanı Mete Mağden – İş insanı Meral Çakır – Mali Müşavir Cevat Kaya – Dilek İmamoğlu’nun ağabeyi Mehmet Şahin – Emlak Danışmanı Çağlar Türkmen – Güvenlik (Politika Servisi)
www.evrensel.net
April 27, 2025 at 11:13 AM
Reposted by Nur Alpınar
‘Maden işçileri insanca yaşam ve güvence istiyor’

“Umarım 2025 yılı ilk çeyreğinde imzalanmasını öngördüğümüz toplu iş sözleşmemiz ile ülkede bulunan kamu işçilerinin istikrarsızlık, güvensizlik ve işsiz kalma… https://www.evrensel...
Maden işçileri insanca yaşam ve güvence istiyor
Manisa’dan bir Ege Linyit İşletmesi işçisi Merhaba Sevgili Evrensel okurları. Ege Linyit İşletmesi işçileri olarak Türk-iş, Hak-iş konfederasyonunun binlerce kamu işçisini ilgilendiren bizim de 20. dönem toplu iş sözleşmesinin maddelerinin görüşüldüğü, ümidimizi yitirdiğimiz ve kendimizi tekrar sahipsiz hissettiğimiz bir kamu çerçeve protokolüne şahitlik ediyoruz. Sadece kamu işçisinin değil, bordrolu çalışan tüm emekçilerin hakkını sömüren iktidarın adaletsiz vergi politikaları, işçiler ve emekçilerin alın teri kurumadan iktidar tarafından ipotek altına alınmakta. Yüzde 27 vergi dilimiyle birçok sermaye ve kapitalist barondan daha fazla vergi yüküyle ezilen kamu işçileri, toplu sözleşme ne kadar iyi geçse de vergide gelir adaletsizliğine çözüm, eşel mobil sistemi gibi ekonomik kayıpların önüne geçebileceğimiz alternatifler üretmedikçe emekçilerin üstündeki ekonomik kaygıları devam edecek. Bu süreç devam ederken yetkili sendikaların kanundan doğan haklarına, üretim ve emekten gelen gücüne güvenmek yerine hükümetin aba altından gösterdiği sopaya boyun eğmesini de işçiler olarak kabul etmiyoruz. Sendikalar en son asgari ücret tespitinde milyonlarca emekçiyi sahipsiz bırakarak açlık sınırı altındaki ücret ile işçileri hayal kırıklığına uğrattı. Türkiye Kömür İşletmeleri ile Türk Maden-iş Sendikasının bizim adımıza oturduğu 20. TİS görüşmelerinde başladığından bu güne 3 oturum yapıldı. 21 Şubat’taki 1. oturumda 4 madde, 20 Mart’taki 2. oturumda 45 madde, 15 Nisan’daki 3. oturumda 7 madde görüşüldü. 83 maddelik toplu sözleşme metninin 56 tanesi, eski sözleşmede olduğu gibi hiçbir kazanım sağlamadan kabul edildi. Tekrar görüşülecek olan 27 maddelik sosyal ve ekonomik kazanımlarla alakalı maddelerden, 40-45 bin arası aldığımız maaşların, yoksulluk sınırının altında olan 60-70 bin seviyesine çıkarılması için dua eder hale geldik. Geçtiğimiz süreçte sessizce özelleştirmeye çalışılan Eynez Panosu, bugünlerde kapatılacak olan Telsiz Panosu (Sarıkaya) ve üretim faaliyetleri Torku Termik Santralinin geleceğine bağlı olan Deniş Panosu, İş yerlerimizin, atölyelerimizin kapatılması gözümüzün önünde gerçekleşmekte. Kamuya ait bu sahalar için, ne sendikalar ne de bölge siyasileri bu gidişe tepki gösteriyor. Cumhurbaşkanlığı Stratejik Daire Başkanlığının açıkladığı 2025-2027 orta vadeli planlarında Kamu iktisadi Teşebbüslerinin yönetimsel değişikliğe gitmesiyle, Enerji Bakanlığına bağlı 19 kurumdan biri olan Türkiye Kömür İşletmelerinde şirketleşme-halka arz gibi sempatik sözlerle özelleştirmeyi daha rahat hale getirmeyi planlandığını, daha önce şirketleşmiş kurumlardan görmekteyiz. Eğer önüne geçilmez ise şirketleşme özelleştirmenin pembesidir. Türkiye gündeminden düşmeyen yüksek kira ücretleri her yurttaş gibi bizleri de olumsuz etkilemekte. Barınmayı sağlamaya çalışan kamu işçileri, Türkiye Kömür İşletmelerinin yaptırmış olduğu lojmanlar ile büyük bir sorunu ortadan kaldırmayı hedeflerken, lojman tahsisinde uygulanacak her türlü usulsüzlüğe karşı da emekçilerin hakları için sendikanın özel bir itina göstermesine ve kamu işçilerinin haklarını savunmasına ihtiyaç var. Umarım 2025 yılı ilk çeyreğinde imzalanmasını öngördüğümüz toplu iş sözleşmemiz ile ülkede bulunan kamu işçilerinin istikrarsızlık, güvensizlik ve işsiz kalma havasının dağılıp hak, hukuk, adalet ve gelecek kaygısızlığı temennisine gerek duymadığı yarınlara kapı açılmış olur.
www.evrensel.net
April 27, 2025 at 11:15 AM
Reposted by Nur Alpınar
Ekim Devrimi’nin ve işçi sınıfının önderi Vladimir İlyiç Lenin 155 yaşında, mücadelemizde yaşıyor!

Üretenlerin yönettiği; eşitliğin, özgürlüğün ve kardeşliğin egemen olduğu bir dünya için yürüyoruz!
April 22, 2025 at 10:27 AM
Reposted by Nur Alpınar
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, silah bırakma çağrısıyla ilgili olarak;

"Umarın önümüzdeki günlerde güzel adımlar görürüz" dedi.
April 22, 2025 at 10:29 AM
Reposted by Nur Alpınar
Bluesky'a da sansür geldi!

Yaman Akdeniz, sosyal medya platformu Bluesky’a yönelik erişim engelleme kararlarıyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu;

"59 hesap için erişim engelleme talebi" gönderildiğini ve bunlardan "13 hesabın ve 1 paylaşımın Türkiye’den görünmez kılındığını" söyledi
April 17, 2025 at 9:35 AM
Reposted by Nur Alpınar
Sırrı Süreyya Önder hakkında başhekimden açıklama:

"Uzun bir zamana ihtiyacımız var, ama biz iyi olacağını düşünüyoruz."
t24.com.tr/haber/aort-y...
April 17, 2025 at 9:38 AM
Reposted by Nur Alpınar
China's commerce ministry urged the United States to stop putting 'extreme pressure' on the world's second-largest economy and demanded respect in any trade talks, but the two sides remained at an impasse over who should start those talks reut.rs/4ih4RrB
China, US at impasse over who should start trade talks
China's commerce ministry on Thursday urged the United States to stop putting "extreme pressure" on the world's second-largest economy and demanded respect in any trade talks, but the two sides remained at an impasse over who should start those talks.
reut.rs
April 17, 2025 at 9:38 AM
Reposted by Nur Alpınar
#SONDAKİKA
İmamoğlu: "Öyle bir kavşaktayız ki, ya yoksullaşacağız ya zenginleşeceğiz" www.sozcu.com.tr/imamoglu-oyl...
İmamoğlu: Öyle bir kavşaktayız ki, ya yoksullaşacağız ya zenginleşeceğiz - Sözcü Gazetesi
Tutuklanarak görevden alınan Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu AKP ve MHP'li seçmenlere seslendi.
www.sozcu.com.tr
April 17, 2025 at 9:39 AM
Reposted by Nur Alpınar
"Utanç duymak bir insanın gönlünde şerefli bir yaşam sürme arzusu olduğunu gösterir; acı da iyi bir duygudur, çünkü incinen kısmın henüz çürümemiş olduğunu gösterir."

#Spinoza
April 17, 2025 at 9:49 AM
Reposted by Nur Alpınar
Özellikle "Görev verilirse kaçmam" diyerek tuzluğa doğru koşanlar bunu iyi okumalı!
Var olun Hikmet Bey.
April 17, 2025 at 9:55 AM
Reposted by Nur Alpınar
🎙️ Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumuyla ilgili doktorlar açıklama yaptı:

💬 “Sesleri duyabiliyor, tepkileri olumlu ama destek altında olduğu için nörolojik durumunu ancak önümüzdeki günlerde söyleyebiliriz”

💬 “Uzun bir zamana ihtiyaç var ama biz iyi olacağını düşünüyoruz”
April 17, 2025 at 10:03 AM
Reposted by Nur Alpınar
"Var olan düzeni kabullenip, onunla mutlu yaşayan herkes birer sosyal böcektir."

#AlbertCaraco
April 17, 2025 at 10:06 AM
Reposted by Nur Alpınar
Erkunt’ta sağlık raporu işten atma gerekçesi oldu

Erkunt Sanayii AŞ’de yaklaşık 10 işçi aldıkları sağlık raporları gerekçe gösterilerek işten atıldı. İşten atılan işçilerin tazminatları da işsizlik ödenekleri… https://www.evrensel...
Erkunt’ta sağlık raporu işten atma gerekçesi oldu
Demir Kaya demirkayaevrensel@gmail.com Ankara — Hint tekeli Mahindra’ya bağlı Erkunt Sanayii AŞ’de yaklaşık 10 işçi işten atıldı. İşten atmaya gerekçe olarak ise işçilerin sağlık raporları gösterildi. İşten atılan işçilerin tazminat ve işsizlik ödeneği hakları da gasbedildi. İşten atıldıklarını yaptıkları uzun ve yoğun mesai sonrasında Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) aldıkları mesajla öğrenen işçiler tepkili. İşçilerin işten çıkarıldığı kod 46 “İşçinin işverenin güvenini kötüye kullanması, hırsızlık yapması ya da işverenin meslek sırlarını ifşa etmesi”ni kapsıyor. Böylece fabrika yönetimi Sağlık Bakanlığının yetkisi dahilinde sağlık kurumlarından alınan raporları “İşverenin güvenini kötüye kullanmak” olarak nitelendiriyor, açıkça “Sağlığın yerinde olmasa bile benden izinsiz işe gelemezsin” diyor. Bu kod “hırsızlık” ve “meslek sırlarını ifşa etme” gibi unsurlar da içerdiğinden, sonraki iş başvurularında işçilere zorluk çıkarıyor. İşçiler uzun süreli işsizlik gibi sonuçlarla karşılaşıyor. 1400 işçinin çalıştığı fabrikada ise Türk Metal örgütlü. İşçiler, bu hukuksuz işten atmalara karşı sendikacıların bir adım atmadığını, işçilere bilgi dahi vermediklerini söylüyor. Gazetemize konuşan bir işçi şunları anlatıyor: “Ben son üç ayda toplasan 10 gün rapor ancak almışımdır. Kod 46 ile attıkları için ne tazminat ne işsizlik maaşı alacağız. İki çocuk ile ortada kaldım. Ev desen kira. 12 yaşımdan beri çalışıyorum. 28-29 bin TL maaş ile yıllardır çalıştığım fabrikada gördüğümüz muamele bu. Zaten her türlü mobbing vardı. İstediklerini yapmazsan sürgün ediliyordun. Senelerdir kaç arkadaşımızda gördük. Şu an da fabrikada bir toplu iş sözleşmesi süreci var. Hiç bilgi verilmiyordu. Toplantı olacak denip geçiştiriliyordu. Dışarıda ne biliniyorsa biz de onu biliyorduk. Sendikacılar aylık 1000-1500 TL aidat almayı biliyor. İşten çıkarılmamıza dair hiçbir bilgi vermedi, SGK’den gelen mesajla öğrendim işten çıkarıldığımı. Ustabaşıların haberi varmış. Tüm gece bizi çalıştırdılar ama söylemediler. Personel müdürünü telefonla aradığımda size söylenmiş olması lazım dediler.”
www.evrensel.net
April 17, 2025 at 10:09 AM
Reposted by Nur Alpınar
Ankara'da liseliler ile üniversiteliler buluşuyor
www.birgun.net/haber/ankara...
Ankara'da liseliler ile üniversiteliler buluşuyor
SOL Genç'in "Söz bizim, gelecek bizim" çağrısıyla, Ankara'da 20 Nisan Paar günü Seğmenler Parkı'nda liseliler ve üniversiteliler bir araya gelecek.
www.birgun.net
April 17, 2025 at 10:11 AM
Reposted by Nur Alpınar
@ntv: "GÜNDEMİMİZDE AF YOK"
Adalet Bakanı Tunç: 55 bin kişinin affedileceği iddiasına doğru değil

https://t.co/QPzrAz44Yg
Main link in OG tweet
https://www.ntv.com.tr/turkiye/adalet-bakani-tunctan-af-aciklamasi-55-bin-kisinin-affedilecegi-iddiasina-dogru-degil,htbsRmNSjEyCA-EI62nwXA
www.ntv.com.tr
April 17, 2025 at 10:13 AM
Reposted by Nur Alpınar
CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Erdoğan’ın artık meşruiyeti yoktur.”

Zor oldu ama sonunda helalleşme, yumuşama, normalleşme yanlışlarından doğru mücadele mevzisine girilebildi. Mesele bu mevziden geri dönmemek artık…
April 6, 2025 at 8:20 AM
Reposted by Nur Alpınar
Kimler burada paylaşın da birbirimizi bulalım :)
April 4, 2025 at 8:35 AM