Malatya'da EMEP'ten asgari ücret protestosu: Sefalete mahkum yaşamak zorunda değiliz
Malatya - Emek Partisi (EMEP) Malatya İl Örgütü, 28 bin 75 TL olarak belirlenen asgari ücrete karşı SGK İl Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması düzenledi.
Açıklamayı okuyan EMEP Malatya İl Başkanı Şerif Demirel, "Asgari ücretli, günlük kazancıyla bir kilo et bile alamazken Saray milyonları harcıyor. Bir tarafta saraylar, bir tarafta yoksul kulübeleri. Bir tarafta işçinin emeği, alın teri üzerinden ortaya çıkan yüksek kârlar, kazanılan milyarlar, diğer tarafta açlık ve yoksulluk. İşte saray düzeninin işçi ve emekçilere reva gördüğü yaşam koşulu budur" dedi.
Asgari ücretin belirlenme sürecinde sendikaların, komisyonun yapısının antidemokratik olduğunu gerekçe göstererek toplantılara katılmadıklarını hatırlatan Demirel, "Sanki komisyonun yapısını yeni keşfetmişler gibi bir tutuma girdiler ve kaçak güreşmeyi tercih ettiler. Yapılması gereken, milyonlarca işçiyi talepleri etrafında birleştirmek ve işçi sınıfını örgütlemek iken; adeta sorumluluklarını üzerlerinden atıp kenara çekildiler" dedi.
"İşçilerin yaşam koşulları bilinçli biçimde görmezden gelindi"
Asgari ücretin belirlenme sürecinin, işçilerin taleplerini yok sayan, demokratik olmaktan uzak ve tamamen sermaye lehine işletilen bir sürece dönüştüğünü vurgulayan Demirel, "Uluslararası sermaye kuruluşlarının, yerli ve yabancı tekellerin daha fazla kâr ve daha düşük ücret talepleri esas alınmış; işçilerin yaşam, barınma ve beslenme koşulları bilinçli biçimde görmezden gelinmiştir" dedi.
"İktidar, yoksulluğu kalıcı hale getirmeyi tercih ediyor"
Bugün Türkiye’de çalışanların yarıdan fazlası asgari ücret ve civarında çalıştığının bilgisini veren Demirel, "Ülkede çalışan 16 milyon civarında işçinin 11 milyondan fazla işçi, asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında bir gelirle yaşam mücadelesi vermektedir. 2025 yılında asgari ücretin yıllık alım gücü kaybı 50 bin TL’yi aşmış, ücretler açlık sınırının yüzde 18, yoksulluk sınırının ise yüzde 76 altında kalmıştır. Buna rağmen iktidar, bu tabloyu değiştirmek yerine yoksulluğu kalıcı hale getirmeyi tercih etmektedir" dedi.
Demirel, "Bu sefalet ücretini tanımıyoruz. İşçilerin açlığa mahkum edilmesini, emeğin ucuzlatılmasını, sermayenin kârı için halkın yoksullaştırılmasını kabul etmiyoruz. Asgari ücret, insanca yaşamı güvence altına alacak düzeyde olmalı; insanca yaşama koşullarında bir geçimi esas almalı, yılda en az dört kez güncellenmeli ve toplu pazarlık mekanizmaları güçlendirilmelidir. Örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı. Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş yasa tasarısı yasallaştırılmalıdır" dedi.
Son olarak Demirel, "İşçi ve emekçiler sefalete ve açlığa mahkum yaşamak zorunda değil. İşçi sınıfının ve emekçilerin kurtuluşu, bu düzenin dayattığı açlık politikalarına boyun eğmekten değil; birlikte, örgütlü, kararlı ve birleşik bir mücadeleyi büyütmekte geçmektedir. Tüm işçi ve emekçileri, sefalet düzenine karşı omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz" diyerek açıklamayı sonlandırdı.
(Evrensel)