Şırnak’ın Cizre ilçesinde 2019 yılında Merkez Anadolu Lisesinde müdür yardımcısı iken 43 öğrenciye istismarda bulunduğu ortaya çıkan Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim Bir-Sen) İşyeri Temsilcisi Burak Ercan hakkında “cinsel taciz”, “cinsel saldırı” ve “cinsel istismar" suçlamalarından ikinci bir dava açıldı. Cizre 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, bu suçlamalarla Ercan’a 3 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Ercan karara avukatı aracılığıyla 2024 yılında itirazda bulundu. İtirazı değerlendiren Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7’nci Dairesi, Şubat 2025’te kararı Ercan’ın lehine bozarak, yeniden yargılanmasına karar verdi. Davanın ilk duruşması 15 Temmuz’da görülecek. Mağdur avukatların itiraz başvurusu ise “mağdurların şikayetçi olmaması” iddiasıyla reddedildi. Kararı bozma gerekçesi Mahkeme bozma gerekçesinde, fail yönünden “eğitici, öğretici’ nitelikli halinin bulunduğu, bu haliyle atılı suçun sanık yönünden şikayete tabi olmadığı gözetilmeksizin, yazılı şekilde düşme hükmü verilmesi hukuka aykırı olduğu, istinaf incelemesine konu hükmün bozulması nedeniyle mahkeme oybirliğiyle karar verdi” ifadelerine yer verdi. Devamında, şunlar kaydedildi: “Yapılan istinaf incelemesinde sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından sanığın beraatına karar verilmesi ihtimali nazara alınmaksızın, yazılı şekilde atılı suçtan şikayet yokluğundan düşme kararı verilmesi, kabul ve uygulamaya göre de, sanığın üzerine atılı cinsel taciz suçundan atılı suçun şikayete tabi olması ve mağdurun şikayetinin bulunmaması nedeniyle davanın yeniden görülmesine karar verildi.” 'Olayı terörize ettiler' Olayın yaşandığı okulda rehber öğretmeni olan ve Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Şırnak Yöneticisi Mesut Aslan, öğrencilerin sesinin duyulmadığını kaydederek, "Çocukların çığlığını kimse duymadı. Çocukların çığlığını bastırmaya çalıştılar. Bir ilçeyi etkileyen travmatik bir olay var ancak Eğitim Bakanlığı Müfettişleri 24'üncü gününde olaya müdahil oldular. Eğitim-Bir-Sen bir açıklama yaptı ve hiçbir şekilde olaya değinmeden olayı ve kişileri terörize ettiler. Olayın sendikalarına ve devlete karşı bir operasyon olduğu algısını yarattılar. Ama öğrenciler korkmadı ve şikayetler gelmeye devam etti" dedi. ‘Şikayetleri almayın’ talimatı Soruşturmayı yürüten savcısının şikayetlerin önüne geçtiğini söyleyen Aslan, “Aradan 4-5 ün geçti ve okul müdürüne 18 şikayet dilekçesini teslim ettim. Ancak müdür bey bize savcının, ‘bundan sonra gelecek şikayetleri almamamızı ve kendisine götürmemizi söyledi' dedi. Ancak böyle bir şey olmayacağını, gelecek her şikayeti götüreceğimizi söyledik. Bu süre zarfında bir öğrenci şikayetini geri çekti. Zaten olayın kırılma noktalarından biri buydu. Babasının o dönemin valisi ile yaklaşık yarım saat görüşme gerçekleştirdiğini ve valinin çocuğunun şikayetini geri çekmesini iletmiş. Bu öğrencinin aynı zamanda başka bir öğrenciye dair tanıklığı vardı. Bu öğrenci emniyette ifade verecekti ancak emniyet aileyi arayarak, öğrencinin ifade vermesini engelledi. Uzun bir aradan sonra iddianame hazırlandı. Ancak bu süre zarfında şikayetçi olan öğrencilerin birçoğu adalete olan inancını yitirdiği için şikayetini geri çekti” diye belirtti. ‘Öğrencinin tanıklığı kabul edilmedi’ Soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmeyerek yargılanmanın önüne geçildiğini ifade eden Aslan, “Şikayetçi olan mağdur öğrenci sayısı 38 idi ama bunların hepsi adli yargılamaya dahil edilmedi. Sadece 18 öğrenci yargılamada mağdur olarak yer aldı. Savcı soruşturmayı etkin bir şekilde yürütmedi ve çocuklarımız korunmadı. Bu sebeple bir bir şikayetlerinden vazgeçtiler. Eğer etkin bir soruşturma yürütülseydi şu anda dosya bambaşka bir aşamada olurdu. Bu dosya cezasızlığa gidiyor. Şu anda bulunduğumuz bu durumda herkesin payı var. Dosya yeniden görülecek ve yeniden başa döndük. Öğrencilerin büyük bir kısmı ifade vermedi. Çünkü aileler izin vermedi. Fail korunuyor. Bir çocuk her şeyi görüyor ve güvenliği için gizli tanık olmak istemiş ancak savcılık kabul etmemiş. Çok önemli bir tanık olmasına rağmen neden dinlenilmedi" diye sordu. 'Fail korundu' Adalet yerini bulana kadar mücadele edeceklerini belirten Aslan, “Çocukları taciz eden Burak Ercan dönemin Eğitim Müdürü, şube müdürleri, Eğitim Bir-Sen, dönemin valisi, Eğitim Bakanlığı yüksek disiplin kurulu ve dosyanın savcıları tarafından korunmuştur. Herkes şunu çok iyi bilsin ki; çocuklarımıza karşı tehdit kimden gelirse gelsin canımız pahasına olsa çocuklarımızı korumaya devam edeceğiz. Entube edilmiş adalet elbet bir gözünü açacak. İşte o gün bütün defterler yeniden açılacak. Herkesin defteri yeniden dürülecek” diye konuştu. Ercan, hakkında 12 Mart 2022’de verilen 22 ay 15 günlük hapis cezasına itiraz etti. Ercan’ın itirazını inceleyen İstinaf, verilen cezayı onadı. Ercan’ın istinaf kararına karşı yaptığı başvuruyu inceleyen Yargıtay da ilk derece mahkemesinin verdiği hapis cezasını onadı. Yargıtay kararı üzerine Ercan tutuklanarak cezaevine götürüldü. Dava süreci hakkında 2019 yılında Cizre Merkez Anadolu Lisesinde Müdür Yardımcısı ve İngilizce öğretmeni olan Burak Ercan, okuldaki 40 kız öğrenciyi istismar etmesinden sonra Cizre 1. Ağır Ceza Mahkemesinde hakkında dava açıldı. 3 yıl süren yargılamanın ardından sanık Ercan hakkında karar veren mahkeme heyeti, "basit istismar" suçundan 15 ay hapis cezası verdi. Ercan’ın kamu görevlisi olması nedeniyle bu ceza yarı oranda artırılarak 22 ay 15 güne yükseltildi. Ercan, hakkında 12 Mart 2022’de verilen 22 ay 15 günlük hapis cezasına itiraz etti. Ercan’ın itirazını inceleyen İstinaf, verilen cezayı onadı. Ercan’ın istinaf kararına karşı yaptığı başvuruyu inceleyen Yargıtay da ilk derece mahkemesinin verdiği hapis cezasını onadı. Yargıtay kararı üzerine Ercan Mart 2024’te tutuklanarak cezaevine götürüldü. Ercan halen tutuklu bulunuyor. Yeni dava Ercan, hakkında yeni öğrencilerin şikayeti üzerine açılan yeni dava da Şubat 2022’de sonuçlandı. Cizre 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Ercan’a “cinsel taciz”, “cinsel saldırı” ve “cinsel istismar" suçlarından 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Ercan karara karşı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurdu. İtirazı değerlendiren mahkeme, “delillerin oluşmadığını” ileri sürerek kararı bozdu. Yeniden görülecek davanın ilk duruşması 15 Temmuz’da. (MA)

Gazeteci Ayşemden Akın, “Halil Falyalı yaşıyor” başlıklı yazı dizisi nedeniyle ölümle tehdit edildi. Türkiye hattı kullanan bir numaradan aranan Akın’a, “Diziyi durdurmazsan öldürülürsün” denildi. Telefonda konuşan kadın, adada üç kişinin ‘gereğini yapmak’ üzere beklediğini söyledi. Kıbrıslı gazeteci Ayşemden Akın, Halil Falyalı'nın ölümünün ardından sürdürdüğü araştırma dosyası nedeniyle hedef alındı. Akın, “Seni korumak istiyorum” diyerek başlayan ve açık tehditlere dönüşen 27 dakikalık bir telefon görüşmesinin ardından, ses kaydını polise teslim ederek resmi şikayette bulundu. Polis soruşturma başlattı Bugün Kıbrıs Genel Yayın Yönetmeni Akın, tehdit içerikli görüşmenin ardından, geri adım atmayacağını ilan etti. Akın, “Tehdidin çelişkili ifadeleri vardı ama ben soğukkanlı kaldım. Korkutamayacaklar” dedi. Kıbrıs polisi, görüşmede kullanılan Türkiye hattının sahibi ve bağlantılı kişilerin tespiti için Türkiye makamlarıyla resmi yazışma başlattı. Ayşemden Akın, ses getiren gazetecilik dosyalarından birine imza atmıştı. “Halil Falyalı yaşıyor” başlıklı yazı dizisi, yasa dışı bahis ve kara para ilişkilerine dair bilgiler içeriyor. (Politika Servisi)

Diyarbakır – Narin Güran cinayetine ilişkin ana dava dosyasının ardından 3'ü suça sürüklenen çocuk 15 kişi hakkında "suçluyu kayırma" suçundan açılan davanın üçüncü duruşması görülmeye başladı. Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma kapalı görülüyor Tutuklu sanıklar Birsen, Fuat ve Maşallah Güran, Salim Güran'ın işçisi Mehmet Selim Atasoy, Mehmet Şevket Kaya ve Muhammed Kaya ile tutuksuz sanıklar Şeyma Kaya, Hediye Güran, İbrahim Halil Güran, Barış Güran, Kurtuluş Güran ve Ömer Faruk Güran ile suça sürüklenen çocuklar R.A. (16), M.G. (16) ve İ.K. (17) hakkında "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5'er yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan dava, Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesinde görülüyor. Tutuklu sanıklar, Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi. Kapalı görülen davanın üçüncü duruşmasında, 12 sanık ile suça sürüklenen 3 çocuk ve avukatları hazır bulundu. Duruşmada, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneğinin (UCİM) avukatları da yer alıyor. Duruşma, Cumhuriyet savcısının esas hakkında hazırladığı ve celse arasında sunduğu, 6'sı tutuklu 12 sanık ile suça sürüklenen 3 çocuğun "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5'er yıla kadar hapis cezası ve 6 sanığın tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirdiği mütalaayı okumasıyla devam ediyor. Ne olmuştu? Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta 2024'te kaybolan ve 8 Eylül 2024'te Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin 6'sı tutuklu 12 kişi ile suça sürüklenen 3 çocuk hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmıştı. Başsavcılık tarafından 12 kişi hakkında "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5'er yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından, çocuklar R.A. (16), M.G. (16) ve İ.K. (17) hakkında aynı suçtan hazırlanan iddianame ise 2. Çocuk Mahkemesince kabul edilmişti. Diyarbakır 2. Çocuk Mahkemesinin, kendilerindeki dosyanın, Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 6'sı tutuklu 12 sanık hakkında açılan davayla birleştirilmesi yönündeki talebi kabul edilmişti. Anne, ağabey ve amcaya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmişti Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim 2024'te kabul edilmişti. Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım 2024'te başlanmış, mahkeme heyeti 28 Aralık 2024'teki duruşmada, tutuklu sanıklar Yüksel, Enes ve Salim Güran'ın "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar'ın da "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 4 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmalarına ve tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti. (AA)