İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
banner
inaninan.bsky.social
İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
@inaninan.bsky.social
Genel grev genel direniş
Pinned
La milliyetçi hesaplar bi uzak durun bi geri basın offf takip etmeyin
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
10 Ekim Derneği ve KESK, 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Dilan Sarıkaya’nın doğum günü vesilesiyle Adana’da bir anma etkinliği düzenledi. Anmada “Ah” Belgeseli gösterildi https://www.evrensel...
Adana’da “Ah” Belgeseliyle 10 Ekim anması: “Sözümüz Bitmedi”
Adana – 10 Ekim Derneği ve KESK Adana Şubeler Platformu, 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Dilan Sarıkaya’nın doğum günü vesilesiyle Adana’da bir anma etkinliği düzenledi. Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen anma programında, katliam tanıklarının anlatılarına yer verilen “Ah” Belgeseli gösterildi. “115 aydır adalet arayışı sürüyor” Belgesel gösterimi öncesinde Kültür Merkezi bahçesinde bulunan 10 Ekim Anıtı önünde bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, 10 Ekim’de yaşamını yitirenler anılırken, adalet arayışının sürdüğü vurgulandı. 10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, Adana’da katliamın ardından yapılan ilk anıtlardan biri olan Seyhan belediyesi önündeki barış anıtının önemine dikkat çekerek anıtın unutturmama çabasının önemli bir örneği olduğunu vurguladı. Coşgun, 10 Ekim Katliamı’nın insanlığa karşı suç olarak yargıya taşınmış ilk dava olmasına rağmen, cezasızlık politikalarının sürdüğünü belirterek şunları söyledi, “Sanıklara daha az ceza verilmesi yönünde kararlar alındı. 10 ekim, insanlığa karşı suç kabul edilmeyecekse hangi suç edilecek?​” Sonraki duruşma 17 Haziran’da Yargı süreci kapsamında, firari 16 sanığın yargılandığı dava dosyasında duruşmanın 17 haziran 2025’te görüleceği bilgisi de kamuoyu ile paylaşan Coşgun, davaya katılım çağrısı yaptı. Katliamın 115. ayında da dayanışmayı büyütmek, çocuklar için umutlu bir gelecek hayalini diri tutmak gerektiği ifade eden Coşgun, “Bizi yok sayanlara rağmen sözümüz bitmedi. 10 Ekim’i unutma, unutturma” dedi. “Dernek sadece aileler için değil, demokrasi mücadelesi için de var" Belgesel gösterimi öncesinde konuşan Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) Genel Başkanı Tonguç Özkan, kaybedilenlerin acısının hâlâ taze olduğunu ifade etti. Özkan, 10 Ekim Dayanışma Derneği’nin yalnızca adalet değil, demokrasi mücadelesi için de önemli bir misyon üstlendiğini belirterek şunları söyledi:“Katliamın arkasındaki siyasi ve bürokratik sorumlular aydınlatılmadan adalet sağlanmış sayılmaz. Bu mücadele, sadece geçmişin hesabı için değil, gelecekte benzer acıların yaşanmaması için de veriliyor.” “Belki de bir barışın eşiğindeyiz” Konuşmasında ülkedeki güncel siyasal gelişmelere de değinen Özkan, “Belki de bir barışın eşiğindeyiz. Bu sürecin, kaybettiklerimizin acısını hafifletmesi ve ülkemizde gerçek demokrasinin inşasına katkı sağlaması en büyük temennimizdir” ifadelerini kullandı. “Biz bu davanın tarafıyız” 10 Ekim davası avukatlarından Eylem Sarıoğlu, sadece bir avukat olarak değil, 10 Ekim davasının doğrudan tarafı olarak mücadele ettiklerini belirterek “Biz o gün oradaydık, alandaydık ve şimdi mahkeme salonlarında bu adaletsizliğe karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. Eğer Sivas, Çorum, Maraş gibi katliamların hesabı sorulmuş olsaydı, 10 Ekim de yaşanmazdı. Ama biz bu davayı da raflara kaldırmanıza izin vermeyeceğiz. Çünkü hala barış, hala demokrasi bu ülkede ciddi bir taleptir” dedi. “Belgelerle yüzleşmek acı vericiydi” Katliam öncesinde güvenlik güçlerinin ve devletin bilgi sahibi olduğunu ortaya koyan belgelerle yüzleşmenin çok ağır olduğunu dile getiren Sarıoğlu, “Bu katillerin izlendiği, kimlerle görüştüklerinin bilindiği, hastanelerde tedavi edilip sınırdan rahatça geçtiği belgelerle sabit. Bu belgelerle yüzleşmek acı vericiydi ama sorumluların peşini bırakmayacağız” ifadelerini kullandı. Yargı sürecinde mahkeme heyetinin “daha ne istiyorsunuz” yaklaşımıyla sınır çizdiğini belirten Sarıoğlu, “Biz o sınırları kabul etmiyoruz. Her duruşmada kamu görevlilerinin sorumluluğunu yüzlerine vurduk. Karara dönüşmemiş olsa da bu belgeler tutanaklara geçti, kamuoyu tarafından biliniyor” dedi. “Bu Dava Bitmedi, Mücadele Sürüyor” 10 Ekim davasının yalnızca mahkeme salonlarında değil, ulusal ve uluslararası hukuk alanlarında da sürdüğünü belirten Sarıoğlu, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurularının devam ettiğini açıkladı. Sarıoğlu, “Polislerle, emniyet müdürleriyle ilgili suç duyurularımız, şikayetlerimiz devam ediyor. Bu dava sadece mahkeme kararıyla değil, halkın adalet duygusuyla, ortak öfkemizle sürdürülecek. Bu ülkede demokrasi, barış ve özgürlük isteyen herkesle birlikte bu mücadeleyi sonuna kadar yürüteceğiz” dedi. “Hayatımızın merkezinde mahkemeler var” Acılı anne Nesligül Sarıkaya, konuşmasında duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Artık bizim için hiçbir şey hayat eskisi gibi değil. Hep bir eksiğiz, bir yarımız eksik. Gülüşlerimiz bile yarım kaldı. Ben hala fazla gülsem kendimi suçlu hissediyorum.” Geçen on yıl boyunca mahkemelerin yaşamlarının merkezine oturduğunu, kızını kaybettiği günden bu yana adalet için mücadele ettiklerini vurgulayan Sarıkaya, “Mahkemeye her gidişimiz Şebnem’in annesiyle birlikte. Sadece ikimiz gidiyoruz. Oysa o gün Adana’dan otuz otobüs dolusu insan gitmişti mitinge. On iki can dönmedi. Şimdi neden bir minibüs bile dolmuyoruz?​” dedi. Sarıkaya, maddi değil, manevi destek aradıklarını belirterek mahkeme salonlarının ilk günlerdeki gibi dolu olmamasının etkisini şöyle ifade etti, “Temsilci düzeyinde gelenler oldu ama öğle tatilinden sonra kimse kalmadı. Mahkemenin kalabalık olması neden önemli? Çünkü biz güçlü durmazsak ne hakim ne de polis bizi ciddiye alıyor. Hatta bir defasında avukatımıza saldırdılar. Çünkü orada az insandık.” Son olarak bir sonraki duruşmanın tarihini de paylaşarak topluma çağrıda bulunan Sarıkaya, “Bir dahaki mahkeme 17 Haziran’da. Bilmek istersiniz diye düşündüm.” dedi. 10 Ekim 2015 Ankara Gar Katliamı’nda yaşamını yitiren Şebnem Yurtman’ın annesi Şafak Yurtman, şunları söyledi, “Siz biliyor musunuz bir evladınızın çok sevdiği bir yemeği yapamıyorsunuz evde? Çünkü boğazınızdan geçmeyecek o yemek. Evladınızın mezarından getirdiğiniz toprağı yastığınızın altında saklıyorsunuz. Kimsenin haberi yok bundan.” “Evladımın Kokusunu Unuttum, Çamaşırlarını Kokluyorum” Zamanın hiçbir şeyi unutturmadığını belirten Yurtman, kızının anılarını evinde yaşatmaya devam ettiğini dile getirdi, “On senedir bir insan evladının kokusunu unuttun mu? Ben unuttum. Çamaşırlarını kokluyorum hala. Ayakkabısını saklıyorum, çantasını saklıyorum.” Anne Yurtman, “Ankara’ya sadece iki kişi gidiyoruz mahkemeye. Arıyoruz, herkesin bir bahanesi var. Ama ben dayandım. Çünkü buradayım. Bu acıyla yaşamaya devam ediyorum.” Dilan Sarıkaya’nın babası İzzet Sarıkaya artık acı paylaşmanın ötesine geçip öfkelerinin paylaşılmasını beklediklerini belirterek “Öfkemizi paylaşın ki adalet arayışında aileler olarak yalnız kalmayalım. Acımızı paylaşma aşamasını artık geçelim” dedi. “Biz Buradayız, Yeniden Var Olmaya Devam Ediyoruz” Coşgun, katliam sonrası baskılarla kapatılan derneğin kolektif direnişle ayakta kaldığını belirterek “Kapatılmamıza rağmen biz yeniden var olmaya devam ediyoruz. Çünkü bir inat var. Ve bu inadı besleyen şey öfke.” dedi. “Unutturulmak en büyük korkumuz” En büyük korkularının unutulmak olduğunu söyleyen Coşgun, buna karşı verdikleri mücadelenin önemini şöyle anlattı: “Beni bu mücadelede en çok korkutan şey unutmak, unutturulmak ve yok sayılmak. Ama biz bugün hala sevdiklerimizin ismini söyleyebiliyorsak, karanfil bırakabiliyorsak, on yıl sonra bile bu kürsüde ‘unutma, unutturma’ diyebiliyorsak zaten başarmışız demektir.” Kendisi de bir anne olan Coşgun, “On yıldır babasız bir çocuk büyütüyorum. Bayramlarda da aynı şeyi yaşıyorum. Ama şunu hiçbir zaman unutmuyorum. Biz ‘bitti’ demeden hiçbir şey bitmeyecek. 10 Ekim taziyelerinde ‘sözün bittiği yer’ deniyordu. Bugün bu kürsüde ‘sözümüz bitmedi, devam ediyor’ demek istiyorum” dedi. (Evrensel)
www.evrensel.net
May 10, 2025 at 8:16 PM
Bayağıdır burada aktif değildim takipler birikmiş geri dönücem
May 10, 2025 at 9:33 PM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
Beyin kanaması geçirip hizmet verdiği özel hastanede tedavi altına alınan işçi Serkan Temelci, yüksek maliyet yüzünden tedavi olamadı. Yolda fenalaştı, sonrasında… https://www.evrensel...
Özel hastane işçisini 'tetkikler pahalı' diyerek ölüme yolladı | İşçinin canı bir tahlil parası etmedi
Kübra Kırımlı k.kirimli.k@gmail.com Ankara – Serkan Temelci, 47 yaşında 3 çocuk babası işçiydi. Ankara’da Güven Hastanesine hizmet veren Elit Vale’de çalışıyordu. İlk iş gününde fenalaşıp, yere düştü. İlk müdahale, vale olarak hizmet verdiği özel Güven Hastanesinde yapıldı. İddia, Serkan’ın ilk ulaştırıldığı hastane olan Güven Hastanesinde tedavisi tamamlanmadan işvereni tarafından eve gönderildiği yönünde. İmza ile evine yollanan ancak durumunun fenalaşması üzerine Mamak Devlet Hastanesine oradan da Etlik Şehir Hastanesine ulaştırılan Serkan, geçirdiği beyin kanamasının ardından yaşamını yitirdi. İş cinayetinde yaşamını yitiren Serkan Temelci’nin aile üyeleri, olayın yaşandığı gün Serkan’ın hastane hastane dolaştırıldığını belirterek ölümünde ihmali olanların hesap vermesini istiyor. Güven Hastanesinde çalışan bir sağlık emekçisi ise Serkan Temelci’nin durumu acil olmasına rağmen kendisinden ücret talep edildiği için hastaneden apar topar ayrılmak zorunda kaldığını söyledi. "Tetkikler pahalı" denildi İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, tarafından kamuoyuna duyurulan haberde, Serkan’ın işveren tarafından ilk tedaviye alındığı Güven Hastanesinden evine yollandığı iddia edildi. Bu iddiaya ilişkin konuştuğumuz aile üyeleri, Erkunt Traktör’de 5 yıl çalışan, Serkan’ın 2.5 aylık işsizlikten sonra Güven Hastanesine hizmet veren Elit Vale’de işe başladığını söyledi. 7 Nisan Pazartesi ilk iş gününde, mesai bitimine yakın Serkan’ın düştüğü ve Güven Hastanesinde müdahale edildiğini anlatan aile üyesi “Ancak hastaneden kendisine ‘Burada tetkikler pahalı’ denilmiş. Serkan da bunun üzerine ‘İşe yeni girdim, param yok’ demiş. Ve önüne konulan kağıda ‘Kendi rızamla hastaneden ayrılıyorum’ imzası atarak hastaneden çıkmış” dedi. "İhmali olanlar yargılansın" Serkan’ın vale olarak görev yapan arkadaşına kendisini eve götürmesini rica ettiğini ancak yolda yine fenalaşınca arkadaşının kendilerini aradığını anlatan aile üyesi “Hemen ambulansı da aramışlar. Biz de taksiyle arkalarından Mamak Devlet Hastanesine gittik. Biz hastaneye vardığımızda Serkan’a serum takılıydı, bilinci yerindeydi. Kardeşine ‘Beni tuvalete götür’ dedi, o sırada yere yığıldı. Serkan’ın ağzından köpük çıkıyordu ve kusuyordu. Tahmini 1 saat kadar geçti ve doktor MR istedi” dedi. Doktorun Serkan’ın durumunun ağır olduğunu, beyin kanaması geçirdiğini ancak Mamak’ta bu duruma müdahale edemeyeceklerini söylediğini aktaran aile üyesi “Bizi Etlik’e sevk ettiler. Orada ameliyata alındı. Ancak ameliyat ardından durumu ağırlaştı ve 8 Nisan Salı günü hayatını kaybetti. Burada ihmal var, kimin ihmali varsa yargılansın istiyoruz. Geride 3 çocuk kaldı. Bir işçinin, bir insanın hayatı böylesine ucuz olmamalı” tepkisini gösterdi. "Erkunt Traktör’den tazminatsız işten atılmıştı" Dünya devi Hint tekeli Erkunt Traktör’de Serkan’ın 5 yıl çalıştığını, şeflik yaptığını ama mobbingle işten çıkmaya zorlandığını aktaran aile üyesi, Erkunt Traktör’de Serkan’a ‘Kendin çıkmazsan kırmızı kod ile biz çıkarırız’ denildiğini ve baskı uygulandığını söyledi. Serkan’ın Erkunt Traktör’de tazminatı ödenmeden işten çıkmaya zorlandığını ve bu yüzden psikolojisinin bozulduğunu anlatan aile üyesi “Gerçi Erkunt’ta çalışırken de durumu iyi değildi. Mesaiye kalmak istemiyordu ama zorluyorlardı. Sabah 6’dan gece 23.00’e kadar evle iş arasında geçiyordu zamanı. Stresten ayaklarında da egzama çıkmıştı” dedi. Öte yandan Erkunt Sanayii AŞ’de Türk Metal Sendikası üyesi işçiler için 2025 yılı mart ayı itibarıyla geçerli olacak toplu iş sözleşmesinin üçüncü oturumu sona erdi. Erkunt yönetimi işçilere bir önceki sözleşmeden hakları olan yüzde 17.96 enflasyon farkına ek bir zam önermedi. "Para istenmesiydi hayatta olabilirdi" Güven Hastanesinde çalışan bir sağlık emekçisi, Serkan Temelci’nin yaşamını yitirmesine neden olan sürecin oldukça üzgün ve öfkeli olduğunu dile getirerek “Biz de çalıştığımız, emek verdiğimiz hastaneden yüksek maliyetler nedeniyle sağlık hizmeti alamıyoruz” dedi. Serkan Temelci’nin işinin başındayken bayılarak düştüğünü durumu acil olmasına rağmen hastanelerinin kendisinden ücret talep etmesi nedeniyle hastaneden apar topar ayrılmak zorunda kaldığını anlatan sağlık emekçisi “Sonrasında da hastane hastane dolaştırılıp, beyin kanamasından öldüğü tespit edilmiş. İlk başvurduğu hastane olan bizim hastanemizde kendisinden ücret istenmese ve bu hastanede kalabilseydi belki bugün Serkan Temelci hayatta olabilirdi” diye konuştu. İSİG: Sağlık masrafı işçi canının önüne konulmuş İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi Ankara Temsilcisi Pınar Abdal, AKP’nin Türkiye’yi güvencesiz ve esnek çalışmanın normalleştirildiği, emeğin değersizleştirildiği bir üretim modeline hapsettiğini dikkat çekerek “Bu modelde artık hiçbir emekçi güvende değil. Ülke emekçiler için cehennem, patronlar içinse cennet haline getirildi” dedi. Bu ortamda işçi sağlığında bahsetmenin de olanaksız olduğunu dile getiren Abdal “Bu iş cinayetinde de sağlık masrafları bile tasarruf kalemi olarak görülerek işçinin hayatının önüne konulmuş. Her yıl ortalama 1800, her gün ortalama 5 emekçinin çalışırken ölüyor” bilgisini vererek iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilerin yüzde 98’inin sendikasız olduğunu söyledi.
www.evrensel.net
April 13, 2025 at 10:04 AM
Şu saçma sapan haber hesaplarına fırsat vermeyelim hiçbir şeyleri belli
April 10, 2025 at 3:57 PM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
tontikhaber, düttürühaber, ajansgudik gibi gazeteci taklidi yapan hesapları kale alma algoritması: web sitesi var mı? web sitesinde künye var mı? künyedekiler tanıdık/güvenilir mi? bu da %100 garanti olmaz ama şu anki durumda güvenilmez hesapların %99’unu eler. yoksa buse26752896 takip edin daha iyi
April 9, 2025 at 5:39 PM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
İmamoğlu protestolarına katılan 104'ü tutuklu 139 kişi hakkında 3'er yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı
April 8, 2025 at 10:17 AM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
🔻Depremzedeler konteyner kentten atılmak ile tehdit edildi: “İmza toplamak yasaktır”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlatılan imza kampanyasına katılan depremzedeler mesaj atılarak tehdit edildi.
April 8, 2025 at 10:59 AM
Bu tweeti görüyor musunuz ya
April 8, 2025 at 11:19 AM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
April 8, 2025 at 10:27 AM
Ya dostlar burası çok karışık şu twitterdan buraya geçiş işi tamamlansın da rahatlayalım ya
April 8, 2025 at 11:18 AM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
gözaltında cinsel saldırıya uğrayan kadınları,lubunyaları ve transları her gün konuşacağız
gözaltında cinsel saldırıya uğrayan kadınları,lubunyaları ve transları her gün konuşacağız
gözaltında cinsel saldırıya uğrayan kadınları,lubunyaları ve transları her gün konuşacağız
April 8, 2025 at 7:49 AM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
besleme ne lan hangi mal çevirdi bunu
April 7, 2025 at 5:13 PM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
İsrail'e Bakü-Ceyhan boru hattı üzerinden petrol sevkiyatımız devam ediyor. Yani, Gazze'yi ve Suriye'yi bombalayan jetlere yakıt ikmali yapmayı sürdürüyoruz. Bu ticaretten varil başına 1,27$ dolar kazanan BOTAŞ, direkt Erdoğan'a bağlı.
April 7, 2025 at 6:18 AM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
Gözaltında cinsel saldırıya uğrayan kadınları BUGÜN DE konuşacağız
Gözaltında cinsel saldırıya uğrayan kadınları BUGÜN DE konuşacağız
April 5, 2025 at 9:10 AM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
299 ÖĞRENCİYİ SERBEST BIRAKIN
299 ÖĞRENCİYİ SERBEST BIRAKIN
299 ÖĞRENCİYİ SERBEST BIRAKIN
299 ÖĞRENCİYİ SERBEST BIRAKIN
299 ÖĞRENCİYİ SERBEST BIRAKIN
299 ÖĞRENCİYİ SERBEST BIRAKIN
April 5, 2025 at 8:36 AM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) Mart ayı kadın gazetecilere yönelik hak ihlalleri raporunu paylaştı. Rapora göre en az 54 hak ihlali yaşandı https://www.evrensel...
MKG Mart ayı raporu: En az 54 hak ihlali yaşandı
Diyarbakır – Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Mart ayında kadın gazetecilere yönelik hak ihlalleri raporunu açıkladı. Raporun değerlendirme bölümünde derneğin açık kaynaklardan, medya kuruluşlarından ve sahadan derlediği bilgilere göre; Mart ayında en az 54 ayrı ihlal yaşandığı ve gerçek rakamların bu sayıların çok daha üzerinde olabileceği belirtildi. Gazetecilerin, yalnızca haber takibi yaptıkları için fiziksel saldırıya uğradığı, gözaltına alındığı, tutuklandığı ve sistematik olarak dijital linç kampanyalarının hedefi hâline getirildiğinin belirtildiği raporda, 2025 yılının Mart ayındaki bu ihlallerin 8 Mart ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması protestolarında yoğunlaştığının aktarıldığı raporda, “Bu dönem boyunca sokakta haber takibi yapan gazetecilere yönelik polis saldırısı yaşanmış, meslektaşlarımız mesleki kimlikleri bilinmesine rağmen darp edilmiş, hedef alınmış, fiziksel şiddete maruz kalmış ve ekipmanlarına zarar verilmiştir. Ayrıca dijital mecralarda cinsiyetçi saldırılarla hedef gösterilen gazeteciler, yalnızca kamuoyunu bilgilendirme görevlerini yerine getirdikleri için sistematik bir sindirme politikasıyla karşı karşıya bırakılmıştır” denildi. Mart ayı boyunca 6 gazetecinin saldırıya uğradığının belirtildiği raporda şunlara yer verildi: “Beş gazeteci gözaltına alınmış, biri tutuklanmış ve üç gazetecinin evine baskın düzenlenmiştir. Dokuz kadın gazeteci kötü muameleye maruz bırakılmış; altı gazeteci ise haber takibi sırasında engellenmiştir. Bu tablo, kadın gazetecilerin sahada maruz kaldığı tehditlerin çeşitliliğini ve yaygınlığını açıkça ortaya koymaktadır. Fiziksel şiddetin yanı sıra yargı mekanizmaları da kadın gazeteciler üzerinde baskı kurmanın bir başka aracı hâline gelmiştir. Haber içerikleri ve sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek birçok kadın gazeteci hakkında soruşturmalar açılmakta, davalar başlatılmakta ve adli kontrol uygulamaları ile hareket alanları daraltılmaktadır. Mart ayında bir gazeteci hakkında soruşturma başlatılmış, üç gazeteci hakkında yeni davalar açılmış, dört gazetecinin ise yargılanmasına devam edilmiştir. Bu yargı süreçlerinin çoğu, belirsiz ve yoruma açık suçlamalar üzerinden yürütülmektedir ve gazeteciliğin meşru sınırlarını ihlal etmektedir. “Dijital mecralarda da ciddi bir sansür ve engelleme politikası devrede” Gazetecilerin karşılaştığı hak ihlalleri yalnızca fiziksel ya da hukuki alanlarla sınırlı kalmadığının ifade edildiği raporda şunlara yer verildi: “Dijital mecralarda da ciddi bir sansür ve engelleme politikası devrededir. Mart ayı içinde bir internet sitesi kapatılmış, altı dijital medya platformuna erişim engeli getirilmiştir. Bu erişim engelleri arasında Mezopotamya Ajansı’nın Instagram hesabı, Bianet’in X (Twitter) hesabı ve gazeteci Zeynep Ceren Kuray’ın kişisel hesabı da yer almaktadır. Özellikle kamusal bilgiye ulaşmanın en hızlı ve yaygın yollarından biri hâline gelen dijital medya hesaplarının hedef alınması, yalnızca gazetecilerin değil, halkın haber alma hakkının da doğrudan ihlali anlamına gelmektedir. MKG olarak gazetecilere yönelik baskıların, tehditlerin ve ihlallerin münferit olaylar olmaktan çıkarak sistematik ve süreklilik arz eden bir devlet politikası hâline geldiğini gözlemliyoruz. Gazetecilik mesleği, özellikle kadınlar açısından her geçen gün daha da tehlikeli bir alana dönüşmektedir. Mesleğini sürdürdüğü için hedef alınan, cezalandırılan, susturulmaya çalışılan tüm gazetecilerin yanında olduğumuzu ve bu ihlaller karşısında sessiz kalmayacağımızı bir kez daha vurguluyoruz. Bugün hâlâ cezaevlerinde tutuklu bulunan 10 kadın gazeteciyle dayanışma içinde olduğumuzu kamuoyunun dikkatine sunuyor, tüm meslektaşlarımızın derhâl serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Gazetecilik suç değildir. Kadın gazeteciler susmayacak, gerçeklerin izini sürmeye devam edecek. Bu mücadele sadece basın özgürlüğü için değil, halkın doğru bilgiye ulaşma hakkı için de yürütülmektedir. Herkesime yönelik şu çağrılarda bulunuyoruz; Basın ve ifade özgürlüğü temel bir insan hakkıdır; korunmalı ve genişletilmelidir. Kadın gazetecilerin maruz kaldığı cinsiyet temelli baskılar ve tehditler derhâl soruşturulmalı ve cezasızlık politikalarına son verilmelidir. Dijital sansür uygulamalarından vazgeçilmeli, erişim engelleri kaldırılmalıdır.” İhlaller Raporda, 6 gazetecinin saldırıya uğradığı, 5 gazetecinin gözaltına alınıp 1 gazetecinin tutuklandığı, 9 gazetecinin kötü muameleye maruz kaldığı, 6 gazetecinin haber takibinin engellendiği, 6 mecraya erişim engeli getirildiği, 10 kadın gazetecinin ise 4 Ocak itibariyle tutuklu olduğu belirtildi. (MA)
www.evrensel.net
April 5, 2025 at 8:36 AM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
GENEL GREV GENEL DRİENİŞ
GENEL GREV GENEL DİRENİŞ
GENEL GREV GENEL DİRENİŞ
GENEL GREV GENEL DİRENİŞ
GENEL GREV GENEL DİRENİŞ
GENEL GREV GENEL DİRENİŞ
April 5, 2025 at 2:04 AM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
göğüsleri ellenen, vajinal bölgesine tekme yiyen, polis tarafından taciz edilen, 14 yaşında tutuklanan, yere yatırılıp sabaha kadar darp edilen, bayramı ailesinin yanında değil cezaevinde geçiren insanlar var. 299 dostumuz hala cezaevinde.
April 5, 2025 at 5:46 AM
Reposted by İnan rakun avokado🇵🇸 ☭
Konda ve GoFor'un 2024 tarihli gençlerin politik tercihleri araştırmasından. Genç kadınlarda %74, erkeklerde %72 hiçbir toplumsal kuruluşa üye değil, gönüllü değil. Siyasi parti üyesi olan genç kadın sayısı %3, erkek %6. Örgütsüz toplumun sonuçları. 1980 ülkeyi böyle vurdu. Değişmeli bu tablo.
April 4, 2025 at 11:09 PM