ikisubat1985
banner
ikisubat1985.bsky.social
ikisubat1985
@ikisubat1985.bsky.social
"Emrolunduğun gibi dosdoğlu ol!"
"Ne mutlu Türk'üm diyene!"🇹🇷
Kişisel günlügüm🍀
Bugün, milletimizin bağımsızlık yolunda yazdığı en büyük destanın,1922'de kazanılan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin 103. yıldönümü. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.

🇹🇷Ne Mutlu Türk'üm Diyene!🇹🇷
August 29, 2025 at 7:21 PM
Reposted by ikisubat1985
"Kritik madenler “milli güvenlik” bahanesiyle şirketlere ihalesiz verilecek, köylü toprağından edilecek.

Bu sömürge madenciliğidir"

Mehmet Torun yazdı https://www.evrensel...
Bunun adı sömürge madenciliğidir
Maden Kanunu’nda değişiklikleri de içeren torba yasa yapılan muhalefete rağmen TBMM’de bir süre önce kabul edilerek yasalaştı. Kamuoyunda haklı olarak zeytinliklerin talanı olarak öne çıkan yasa, bundan çok daha fazlası aslında. Yasa değişikliklerinin, sermayenin ve şirketlerin çıkarları için yapıldığı bir gerçek. Emek sömürüsünü yeterli görmeyen şirketler, doğayı da fütursuzca talan ederek kârlarını maksimize etme peşinde. Çocuklarımıza miras olarak bırakacağımız tüm alanlar, sermayenin saldırısı altında. Şirketlerin önceliğini devletin önceliği olarak sunan zihniyet, bu alanda yapılacak muhalefeti de “milli güvenlik” sorunu olarak görüp daha sert tedbirlere başvuracak gibi. Maden Kanunu değişikliğinde kritik mineraller doğrudan ulusal çıkar hatta güvenlik meselesi olarak tanımlanmakta ve kritik/stratejik madenlerin belirlenmesi yetkisi Cumhurbaşkanlığı’na verilirken, yerli ve yabancı şirketlere kritik maden sahaları için ihale dışı tahsis yetkisi getirilip maden bölgeleri “özel güvenlik bölgesi” ilan edilebilecek. Söz konusu maden alanları -acele kamulaştırma- ile sahiplerinin rızası dışında ellerinden alınacak yani yöre halkı mülksüzleştirilecek. Bunun da gerekçesi, milli menfaat olarak formüle edilecek. Mülksüzleştirme, başkasına ait bir şeyi elinden almak anlamına gelmekte. Birinin, orada bulunma hakkı olmasına rağmen evini veya toprağını terk etmeye zorlanması durumunda gerçekleşebilir ve buna tahliye veya kovma denir. Kısaca, bir avuç sermayedarın çıkarları uğruna yüzyıllardır o toprakların sahipleri, yasayla yerinden yurdundan edilecek. Bu durum sadece zeytinlik alanlarla sınırlı kalmayacak, Karadeniz’de fındık, çay bahçeleri, İç ve Orta Anadolu’da buğday tarlaları, Doğu Anadolu köylüsünün meraları, ormanlar kısaca tüm yaşam alanları bu durumla karşılaşabilecek. Sermaye birikimi için emeğin sömürülmesi, emek gücünün satılabilmesi için de emekçilerin mülksüz bırakılmaları şart. Bu durum, Soma maden katliamı sürecinde de yaşandı. Tarımdan koparılıp işsizlik nedeniyle yeraltında çalışmaya mecbur bırakılan genç insanlar bu politikaların bedelini canlarıyla ödediler. Dünyada yaşanan son gelişmeler, yakın gelecekte ülkemizin bu alanda daha fazla tehdit altında kalacağını göstermekte. ABD’nin Ukrayna madenlerine el koyması bunun açık bir göstergesi. ABD ve AB’nin NTE bağımlılığı ve bu alanda Çin’in tekel konumu, “tedarik zinciri güvenliği altında” yeni arayışlara girmelerine neden olmakta. Avrupa Birliği’nin 3 Mayıs 2024 tarihinde yürürlüğe soktuğu Avrupa Kritik Ham Maddeler Yasası, kendileri için kritik mineral arzını güvence altına alıp, tedarik zincirlerini çeşitlendirme hesaplarının sonucu. Yasayla yeniden belirlenen stratejik ve kritik madenlerin başında Nadir Toprak Elementleri (NTE) gelmekte. Bu madenler, “yeşil dönüşüm” denilen geleceğin teknolojilerinin ana hammaddeleri. Söz konusu mineralleri elde etmek için çok uluslu şirketler büyük bir mücadele vermekteler. Dünyayı parselleyen çok uluslu şirketlerin ilişkileri, küresel ortaklık ağı içinde oldukça karmaşık. Matruşka örneği gibi iç içe geçmiş yapılar mevcut. Tüm bu ilişkilerin üzerinde, dünyanın en büyük varlık fonları küresel finans devleri var. Bu şirketlerin bazıları ülkemizde de madencilik alanında faaliyetteler. Çok uluslu madencilik şirketlerinin ortakları aynı zamanda Amerikan silah devlerinin de en büyük hissedarları. Kısaca, Gazze’ye atılan bombaları üreten şirketlerle ülkemizde altın çıkaran şirketler aynı kasaya para akıtıyor. Bizim madenlerimizle, bizim paralarımızla bizim coğrafyayı kana bulayıp, masum insanlar katlediliyor. Meclisten geçen yasayı tüm bu gelişmelerden ayrı görmemek gerek. Cumhurbaşkanına verilen sınırsız yetkiler, ÇED sürecinin gevşetilmesi, denetimden tamamen vazgeçilmesi, acele kamulaştırma ile topraklara el koyma gibi maddeler uluslararası sermayeyle eklemlenme sürecini hızlandıracak. O şirketlerin talepleri doğrultusunda tüm Anadolu coğrafyasına daha fazla müdahale edilecek. Bunun sonucunda hızlı üretim ve daha çok yıkım, daha çok doğa talanı gerçekleşecek. Tüketildiğinde yerine konulamayan madenlerimiz talan edilirken bize kirlenmiş, çölleşmiş topraklar kalacak. Bunları üretirken iş cinayetlerinde yaşamını kaybedecek insanlarımızda işin cabası. Bunun adı sömürge madenciliğidir. Sömürge madenciliğini daha iyi anlamak için; 1800’lü yılların sonundan beri üretilen dünyanın en kaliteli krom madenlerimizin akıbetini irdelemek yeterli. O yıldan bugüne kadar bin bir meşakkatle üretilen yaklaşık 100-120 milyon ton krom cevheri nerelere gitti. Kimler için üretildi, kimlerin kasasını doldurdu. Ülkemize ne kadar katkısı oldu. Sorunun yanıtlarının iç acıcı olmadığını söylemeye gerek yok. Umarız bu yanlış politikalardan dönülür, tüm madenler çevre duyarlılığıyla insanlığın gerçek ihtiyaçları için üretilir. Elbette temenni yetmez, birlikte mücadeleyle…
www.evrensel.net
August 11, 2025 at 6:03 AM
Reposted by ikisubat1985
Anafartalar’da yazılan destan, milletimizin bağımsızlık iradesinin en parlak nişanesidir.

Bu büyük zaferin yıl dönümünde, Anafartalar Kahramanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm şehitlerimizi minnet, rahmet ve saygıyla anıyorum.
August 10, 2025 at 10:04 AM
Yalnızlığı istedim. Çünkü nezaketi zayıflığın bir parçası, hoşgörüyü ödleklik, yücelmeyi böbürlenme fırsatı kabul eden kalabalığın terbiyesizliğinden usandım."

Halil Cibran
May 21, 2025 at 2:05 PM
"Toplum aşkla birleşir, adaletle sağ kalır ve doğrulukla yaşar..."

-Farabi
May 15, 2025 at 8:11 AM
May 14, 2025 at 9:22 AM
Reposted by ikisubat1985
Kuşlarını gezintiye çıkarmış izleyin.
May 7, 2025 at 4:59 PM
🇹🇷
Egemenliğin saraydan alınıp halka verilişinin 105. Yılı kutlu olsun... #23Nisan1920
April 23, 2025 at 6:49 PM
Reposted by ikisubat1985
Bu ülkenin yediden yetmişe her bir vatandaşı, olanı biteni bütün çıplaklığıyla görüyor. Kimse bu yalanlara, iftiralara, fitnelere, kumpaslara pabuç bırakmaz.

Bak da biraz feraset ve basiret öğren şu sözlerden:

“Turp ile şalgam ile devlet idare edilmez. Adalet ile hukuk ile idare edilir.”
April 19, 2025 at 3:42 PM
Reposted by ikisubat1985
Harran Üniversitesi Hastanesi’nde kamu malı “hurda” bahanesiyle kaçırıldı! Tıbbi cihazlar usulsüzce el değiştirildi! Bu bir hırsızlıktır! TCK 155-257 açıktır! Savcılar göreve! Sorumlular yargılanmalı! Bu yağmanın hesabı sorulacak, takipçisiyiz!
April 20, 2025 at 8:49 AM
“Kaderimde yazılı olan yuva, zamanın endişesine değil; Rabbimin rahmetle mühürlediği vakte emanettir. Sadece dört duvar değil, huzurla örülmüş bir hayat diliyorum.”🙏🏻
April 12, 2025 at 11:39 AM
“Hakkım olan bolluk, zamanın karmaşasına değil; Rabbimin hikmetle ördüğü hayra emanettir. Geciken her şey, olacağı en doğru vakti bekler.”
April 12, 2025 at 11:38 AM
“Benim hakkım, insanların terazisine değil; Allah’ın adaletine emanettir.” (NŞ)
April 10, 2025 at 6:21 PM
Sen misliyle cevap verebilirdin.
Aşağı çekebilirdin.
Ama sen kendini onların seviyesine indirmedin.
Çünkü senin kalbin;
Allah’a, adalete, vicdana bağlıydı.
April 10, 2025 at 5:29 PM
Sessizliğinle, sabrınla, zarafetinle…
Onurunu kirletmeden, o bataklıktan temiz çıkmayı başaranlardan oldun.
Bu, kolay bir şey değil.
Bu, içindeki fırtınalara rağmen dudaklarını mühürlemek,
ellerini değil kalbini yumruk gibi sıkmak demekti.
Ve sen bunu yaptın.
April 10, 2025 at 5:28 PM
Sen kazandın.

Sessizliğinle, sabrınla, zarafetinle…
Onurunu kirletmeden, o bataklıktan temiz çıkmayı başaranlardan oldun.
Bu, kolay bir şey değil.
Bu, içindeki fırtınalara rağmen dudaklarını mühürlemek,
ellerini değil kalbini yumruk gibi sıkmak demekti.
Ve sen bunu yaptın.
April 10, 2025 at 5:28 PM
"Onların çekemediği senin bilgili olman değil; senin içtenliğin, üretkenliğin ve parlayan ışığındı."
“Sen ışık taşıyandın, onlar karanlıkta rahat eden.”
April 10, 2025 at 5:24 PM
Senin ışığın vardı.
Bilgin, merakın, hevesin… hepsi o ortamı daha güzel hale getirebilirdi.
Ama senin ışığın onların gölgesini büyüttü, korkuttukları şey de tam olarak buydu.
April 10, 2025 at 5:23 PM
“Beni dışladıkları, suçladıkları, hırpaladıkları her an… ben sessizce var olmaya devam ettim. Ve bu bir güçtü, bir zayıflık değil.”
April 10, 2025 at 5:14 PM
Canım kendim; teşekkür ederim dayanmayı seçtiğin için. 🙏🏻
Eskiden sustuğum anlar için artık kendimi suçlamıyorum.
Ben o anda varlığımı korumaya çalıştım. Bu da bir güçtü.🙏🏻
April 10, 2025 at 5:01 PM
Reposted by ikisubat1985
Vicdan, yalnız kaldığında bile kendine yalan söyleyememendir.
April 9, 2025 at 4:45 AM
Reposted by ikisubat1985
Bir içerik üreticisinin “Put seveni sevmeyiz” yorumuna verdiği cevap: “Ben şahsen Anıtkabir’e gidip bez bağlayıp ev, araba, koca, okul, iş isteyen birini görmedim ya da adak adayan birini görmedim. O yüzden put değil, anıttır, ışıktır, bilimdir, ileri görüştür, dehadır… Biz tapmayız, anarız.”
April 7, 2025 at 10:45 AM
Reposted by ikisubat1985
‼️
April 7, 2025 at 3:55 PM
Reposted by ikisubat1985
Ümit Özdağ, 77 gündür yargılanmayı bekliyor.

Henüz ortada bir iddianame bile yok!
April 7, 2025 at 11:45 AM
Reposted by ikisubat1985
İnanılmaz günlerden geçiyoruz...
April 7, 2025 at 5:41 PM