Çağlar Koç
banner
caglarkoc.bsky.social
Çağlar Koç
@caglarkoc.bsky.social
Assistant Professor of Philosophy. Ailurophile. External Associate Researcher at Husserl Archives – Paris (ENS/CNRS)

https://topkapi.academia.edu/ÇağlarKoç
Netice olarak şunu demek istiyorum: Pinhan yayınları Scheler kitaplarını deneyimli olsalar bile konu açısından ehil olmayan çevirmenlere, üstelik Almanca dışındaki dillerden çevirtiyor ve Almanca bilen bir Scheler uzmanının denetimi de yok gibi gözüküyor. Dikkatli olmak lazım./7
November 14, 2025 at 7:55 PM
Ben ise Scheler çevirilerini olması gerektiği nitelikte tutmalarının onların sorumluluğu olduğunu ve bunun için gerekli başvuruyu uzmanların onlara değil, onların uzmanlara yapması gerektiğini hatırlattım./6
November 14, 2025 at 7:55 PM
İleriki basımlarda uzman kişilerden destek almaları yönündeki tavsiyem karşısında ise son derece komik bir cevap aldım: Bana onlarla çalışmak istiyorsam CV'imi yollamam gerektiğini ve yapacakları değerlendirmeden sonra bana döneceklerini bildirdiler./5
November 14, 2025 at 7:55 PM
Çevirinin hangi dilden yapıldığını, çevirilerin başında fenomenolojiden ve Scheler'den anlayan bir uzman felsefecinin bulunup bulunmadığını sordum.Sorularım geçiştirildi./4
November 14, 2025 at 7:55 PM
Dolayısıyla hem Almancaya hem de Scheler'in düşüncesine hakimiyet çevirmenden ve çeviriyi denetleyen kişiden beklememiz gereken özellikler olmalı.Pinhan yayınlarıyla Instagram üzerinden iletişim kurmayı denedim./3
November 14, 2025 at 7:55 PM
Çevirmenleri araştırınca çeviri yaptıkları dilin İngilizce olduğunu hemen öğreniyorsunuz. Bu tek başına çevirilerin kötü olduğu anlamına gelmez elbette amakonu Scheler gibi güç bir fenomenolog olunca Türkçeyi iyi kullanmak yetmez. Metne sadakat ve filozofu doğru anlamak da belirleyici./2
November 14, 2025 at 7:55 PM
Bugün hâlâ bilinci bu yönde indirgemeye çalışan çağdaş yaklaşımlar mevcut. Mesela temsilcilik. Bu yaklaşım en az geçmişte Aristotelesçiliğin olduğu kadar popüler günümüzde. Bilinci ayrı başına - bunu yapmak ille de bilinci tözleştirmek anlamına gelmiyor elbette - ele almaya son vermeyi amaçlıyor./2
October 29, 2025 at 8:33 AM
Bir insanı dost veya düşman olarak idrak etmek, bir gıdanın faydalı veya zararlı olduğunu zannetmek, bir şeyin iyi veya kötü olduğu yönünde bir değerlendirme gerçekleştirmek, tüm bunlar vehim nevindendir ve hepsi de tüm zanlarımız gibi yanılgıya açıktır./4
October 29, 2025 at 8:18 AM
Ancak tehlikenin ta kendisi onu sahneye koyan duyusal belirtilerin toplamına indirgenemez şekilde idrak edilir. Bu idrak duyusal değil, vehim kipindedir. Kurdun tehlikeli olması, bir gülün kırmızı olması gibi duyusal bir form olarak gülde taşınmaz, aksine bir mânâ biçiminde koyunca vehmedilir./3
October 29, 2025 at 8:18 AM
Mesela duyuda verilen ve dış nesnelere ait olan formun yanı sıra mânânın (intentio'nun) deneyimde ortaya çıkışı bir vehim tarzındadır. İbn Sina'nın (ve onu izleyen Aquinolu Tomasso'nun örneğiyle) koyun kurdu algılar, bu algı unun tehlike vehmine kapılması için gerekçe sağlar./2
October 29, 2025 at 8:18 AM
Feuerbach "Tanrı insanları sever" demenin geçerli olabilmesinin tek koşulunun Tanrının da insan olarak vücut bulmuş, insanca yaşamı bizzat deneyimlemiş olmasına bağlı olduğuna inanır./2
September 10, 2025 at 8:10 AM
Ancak insan belli aralıklarla aklına düşse de benimsemediği düşünceleri sahiplenmeye birdenbire karar verir de önceki davranışlarına ters düşen bir yönü tutarsa ne olur? Evet, bu gayet mümkün. Bu durum bir iç tutarsızlığa işarettir ve kişinin kendine hiç de hakim olamadığını gösterir./3
August 27, 2025 at 5:35 AM