Silent movies didn't have any problems with focusing on women because so many of them were written by women. It's almost as if diversity works to encourage representation! As if someone's lived experience gives them insight to make a richer story! Shocking!

Türkiye'de sendikalaşma oranı çok düşük ve bunun birden çok sebebi var fakat halihazırda sendikalı işçi de ben neden sendikalıyım diye sorguluyor bu koşullar altında. Sendika işçinin değil işverenin çıkarını koruyor, bir de üzerine utanmadan işçinin üç kuruşluk ücretine çöküyor.

Buna karşın grev fonu yok. Olur da greve çıkabilirsen ücretin kesildiğinde tek başınasın. Grev sırasında çayını çorbanı bile cebinden ödüyorsun. DİSK böyle bir grev yokmuş gibi davranıyor. Grev fonu nerede dediğinde paramız yok, zaten tüzükte de yok diyorlar. İkisi de var.

İşçi greve çıkarak üretimden gelen gücünü kullanır. Bu süreçte işverene rest çekip geçinebilmeye devam etmesini sağlayacak olan, sendikasının temin edeceği grev fonudur. "DİSK'in kasası" olarak bilinen Genel-İş aidat olarak her işçiden 1 günlük brüt ücretini alıyor.

Bugün olduğu gibi o gün de örgütün pasifliğinden, pasifize ediciliğinden şikayetçiydik. %115 enflasyon karşısında aldığımız %8 zamla eziliyorduk, sendikanın kılı kıpırdamıyordu. DİSK'in "geçinemiyoruz eylemi" boş geliyordu. "Kendi sözünüzle dövizinizle gelin" dedik, ne diyeydik?!

Bir de DİSK'in D'si nerede diye sormuştuk ama oradan bir ses çıkmadı.

Şimdi Kadıköy çağrısıyla ayyuka çıkan bu geri düşmenin yeni olmadığını paylaşmak istedim. 2022'den de eski elbette. DİSK'in D'si uzun zamandır kayıp.

I'm a bit confused about this one. It seems to criticize both the hypocrisy of religious fanaticism and hedonism. Yet the latter never leads to anything wrong, on the contrary it looks pretty hot and preferable. It's like an early Weimar fun propaganda deliberately poorly disguised as morality tale.