Kıvanç Demir Strasbourg — Fransa’da aşırı sağcı siyasetçi Marine Le Pen, Avrupa Birliği (AB) fonlarını zimmetine geçirmekten suçlu bulundu ve dört yıl hapis cezasına çarptırıldı. Le Pen, beş yıl süreyle de kamu görevinden men ettirildi. Hapis cezasının iki yılı tecil edilirken, iki yılını ise ev hapsinde geçirmesine hükmedildi. Ayrıca 100 bin avroluk para cezası da verildi. Mahkemenin kamu görevinden men cezası yürürlüğe girmiş durumda. Ulusal Birlik (RN) Partisi lideri Le Pen, eğer temyiz sürecini kazanamazsa Fransa’da 2027 yılında düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışamayacak. Bu nedenle RN, pazar günü başkent Paris’teki Vauban Meydanı'nda miting düzenledi. Polis rakamlarına göre yaklaşık 7 bin, RN’ye göre ise 10 bin kişi mitinge katıldı. Medya manşetleri ve haberlere yansıyanlar Marine Le Pen, miting konuşmasında “Bu bir yargı kararı değil, siyasi bir karardır” dedi. “Hukukun üstünde olmak istemiyoruz ama altında da olmak istemiyoruz” diye ekledi. Le Monde gazetesi mitingini manşete taşıyarak “Paris’te RN, Marine Le Pen’e destek veren öfkeden faydalanmakta zorlandı. Aşırı sağcı liderler, seyrek bir kalabalığın önünde, son günlerdeki bazı radikal söylemlerini yumuşatırken, eleştirilerini liderlerine karşı alınan karara odakladılar” yorumunu yaptı. Mediapart gazetesi “Marine Le Pen insanları harekete geçirmekte zorlanıyor ve zulmedildiği şarkısını çalıyor. RN tarafından 6 Nisan’da Paris’te düzenlenen destek gösterisi büyük kalabalıkları harekete geçiremedi, ancak Marine Le Pen için ‘sisteme’ ve adalet sistemine saldırmak için yeni bir fırsat oldu” dedi. Humanite gazetesi “RN, sol ve merkez blok: Marine Le Pen’in mahkumiyetinin ardından uzun bir pazar gününde mücadeleler” başlığını attı. Haberde Le Pen’in kalabalıkları cezbetmek için mücadele ettiği aynı gün solun Paris’te Yeşiller ve Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) partilerinin çağrısıyla harekete geçtiği, Macron cephesinde ise eski Başbakan Gabriel Attal’ın da katılımıyla toplantı düzenleyerek “hakimlere yönelik saldırıları kınadığı”nı yazdı. Le Parisien gazetesine göre Macron ve Attal’ın pazar günkü mitingine de yaklaşık 9 bin kişi katıldı. Pazar öğleden önce, Yeşiller ve LFI tarafından Republique Meydanında yargıya destek veren üçüncü bir siyasi miting düzenlendi. Burada konuşan LFI koordinatörü Manuel Bompard’a göre mitinglerine 15 binden fazla insanın katıldı ve 1 Mayıs’ta yapılacak daha büyük eylemden önce atılmış bir “ilk adım” oldu. Muhalefet partilerinden Le Pen’e tepkiler Parlamento seçimlerinde birinci olmasına rağmen hükümet kurması bizzat Cumhurbaşkanı Macron tarafından engellenen Yeni Halk Cephesinin (NFP) motor partisi Boyun Eğmeyen Fransa (France Insoumise - LFI) yaptığı basın açıklamasında Marine Le Pen ve partisi RN ile “sandıkta ve sokaklarda” mücadele ettiğini belirtti. Açıklamada, “2024 parlamento seçimlerinde yaptığımız gibi Fransız halkının harekete geçirilmesi yoluyla mücadele ediyoruz. Yarın da adayı kim olursa olsun, onu sandıkta yeneceğiz” ifadeleri kullanıldı. Fransız Komünist Partisinin (PCF) X hesabından yayımladığı açıklamada ise siyasi yasak kararı desteklenerek “ırkçılık veya antisemitizmden hüküm giyen herkesin seçilme hakkından men edilmesi” talep edildi. Yeşiller Partisinin Genel Sekreteri Marine Tondelier ve parti sözcülerinin yaptıkları açıklamada da mahkeme kararı savunuldu. Fransa İşçileri Komünist Partisi (PCOF) Le Pen ve partisine yapılan zimmete geçirme suçlamasının sağlam temellere dayandığını belirterek RN’nin kendisini “antidemokratik sistemin kurbanı” olarak göstermesini eleştirdi. “Ancak bizim için aşırı sağa ve sağın diğer partilerine, gericiliğin yükselişine, Macronculara karşı mücadele her şeyden önce politik ve sosyal bir mücadeledir” vurgusunu yaptı. Yeni Antikapitalist Parti (NPA) ise basın açıklamasında “RN’nin sürekli olarak adalet sisteminin gevşekliğini kınadığı ve programında hüküm giymiş politikacıların ömür boyu seçilme hakkından mahrum bırakılması çağrısında bulunduğu bir dönemde, Marine Le Pen’in mahkumiyeti ve seçilme hakkından mahrum bırakılması konusunda sızlanabilmesi utanç vericidir. Üstelik gerçekler açık ve netken ve çok büyük miktarlarda para söz konusuyken!” denildi. “RN’nin yarattığı faşist tehdit çok gerçek. Marine Le Pen’in şahsına değil, toplumsal umutsuzluğu besleyen aşırı liberal politikalara, ırkçı fikirlere ve aşırı sağın ötesine taşınan politikalara dayanıyor. Marine Le Pen olsun ya da olmasın, bu faşist tehlike her zamanki gibi mevcuttur ve sadece antifaşist bir direnişin birleşik inşası ve yağmacı kapitalizme bir alternatif bunun önünde durabilir” ifadeleri kullanıldı.