mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
riotfruit.bsky.social
mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
@riotfruit.bsky.social
🩷🤍🩵
might be too radical for most of you. follow at your own risk
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
"Bu yıl bahar ayları, artık yalnızca geleceğini değil, bugünü de sahiplenmek isteyen gençlerin ayak sesleriyle başladı"

Hasan Can Bilici ve Şeyma Akcan'ın… https://www.evrensel...
Üniversitelilerin başları fabrikalara dönüyor: Ortak bir geleceğin parçası olarak 1 Mayıs
Hasan Can Bilici Şeyma Akcan İstanbul – Bu yıl bahar ayları, üniversite bahçesinde çardağın altında toplanan, ders aralarında plan yapan ve artık yalnızca geleceğini değil, bugünü de sahiplenmek isteyen gençlerin ayak sesleriyle başladı. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin adeta öncülük ettiği süreçte birçok öğrenci ilk defa kitlesel bir direnişin içinde buldu kendini. Bu hareketlilik, birçok öğrenci için bir başlangıç, bir sıçrama anıydı. Kimileri için ilk eylemdi; kimileri içinse o politik kırılma noktası... Geleceksiz bırakılmaktan bahseden, kendileri için insanca yaşanılabilir bir hayat talep eden öğrencilerin önünde şimdi 1 Mayıs var. “Üretimden gelen güç” tartışmalarının da etkisiyle kafalarını işçilerden yana dönmeye başlayan gençlik 1 Mayıs alanlarında ortak sorunların ortak nedenlerine işaret ettikleri işçilerle buluşabilecek mi? Görüştüğümüz İstanbul Üniversitesi öğrencileri, “Direnişten kazançlı çıktık. Hayır, biz yenilmedik. Aksine çok şey kazandık bu süreçte, mücadeleye devam edeceğiz” diyor. “Yıllardır kötüye gittiğini gördüğümüz üniversitenin geldiği yer artık tahammül edilemez bir hal aldı” diyor psikoloji son sınıf öğrencisi. Bir diğeri ise, “Biz burada sadece boykot etmiyoruz; birlikte nasıl bir gelecek istediğimizi konuşuyoruz” diye ekliyor. "Artık daha az korkuyorum" Özellikle eylemlerin ilk gününde yaşanan barikat aşma deneyimi, öğrenciler için kendi tabirleriyle “korku duvarının” aşılmasıydı. “Artık daha az korkuyorum” diyor biri. “Bunun yapılması gerektiğini hissediyorum, o yüzden korksam da yapıyorum” diye tamamlıyor başkası. Gözaltı ve tutuklamalarla yaratılan korku iklimi, aile ve okul yönetimlerinin baskılarına karşı bir korku eşiği atladıklarını anlatan öğrenciler, “Ailem tembihliyordu, asla katılmamı istemiyorlardı. Başta çok katılardı bu konuda ama aslında bu süreç onlar için de dönüştürücüydü. Evet korkuyorlar ama bir süre sonra babamı politik görüşüne hiç uymadığı halde benim paylaştıklarımı sosyal medyada paylaşırken gördüm” diyor. "Biz de işçileştik" Bu sürecin içinde giderek belirginleşen bir başka ortaklık da öğrencilerin işçi sınıfıyla kurdukları ilişkiydi. Öğrencilerden biri, “İşçilerle öğrenciler arasındaki fark kapanıyor. Çünkü biz de işçileştik artık” diyor. Eskiden mezuniyet sonrası bir geleceğe dair umut taşıyan öğrenciler, şimdi üniversite sıralarındayken garsonluk yapıyor, staj adı altında ücretsiz çalışıyor. Psikoloji bölümü öğrencilerinden biri, “Bizim meslek yasamız bile yok. Ücretsiz staj yapıyoruz, ardından da düşük maaşlı, güvencesiz işlere giriyoruz. Ama kimse bizi işçi olarak görmüyor” diyor. Bu farkındalık, 1 Mayıs’a dair düşünceleri de şekillendiriyor. Artık 1 Mayıs, yalnızca bir dayanışma günü değil; kendi hayatlarına ve taleplerine dair söz söyleme günü olarak görülüyor. “Sadece pankart taşıyan değil, bu sürecin öznesi olan insanlar olmak istiyoruz” diye ifade ediyorlar. Daha kalabalık, daha örgütlü bir 1 Mayıs Peki ne yapmalı? Nasıl bir 1 Mayıs? Bu da öğrenciler arasında hararetle tartışılan bir mesele. Kimisi, kendi deyimleriyle ‘güvenli’ etkinliklerle daha fazla arkadaşını çekmeyi öneriyor; kimisi sendikalarla temas kurmaktan bahsediyor. “Biraz politik bir festival gibi yapmalıyız ki gelenler bir şey hissetsin” diyor biri. Ama herkesin ortaklaştığı nokta şu: Bu yıl 1 Mayıs’a daha kalabalık, daha örgütlü ve daha anlamlı bir şekilde gitmek istiyorlar. Görüştüğümüz gençler arasında 1 Mayıs’a hayatlarında ilk defa katılacak olanlar da var. Öğrencilerin de tabiriyle “İşçi sınıfının talepleriyle öğrencilerin talepleri arasındaki çizgiler silikleşti.” Herkes aynı belirsizliğin içinde, aynı geleceksizlikle baş etmeye çalışıyor. Bu ortaklık uzun yıllar sonra kampüslerdekilerin başlarını fabrikalara, fabrikalarda yaşananlara çevirmesinin ilk adımı oluyor. Bu yönelişi beslemek işçilerle gençleri yalnızca yan yana getirmeyecek, birlikte bir gelecek kurma arzusunun da temelini oluşturacak.
www.evrensel.net
April 19, 2025 at 10:08 AM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
Ayşe Barım için de adalet istiyoruz.

Esila için de adalet istiyoruz.

Öğrenciler için de adalet istiyoruz.

Ekrem İmamoğlu için de adalet istiyoruz.

Ümit Özdağ için de adalet istiyoruz.

Cezaevinde hukuksuzca yatan siyasetçisinden gazetecisine herkes için adalet istiyoruz.
April 19, 2025 at 9:06 PM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
Rümeysa, zulme karşı kaleminin gücüyle direnmiştir. İstanbul örgütümüz yürüyüş yaparak ses yükseltmiştir.

Biz, Rümeysa kızımızı da savunacağız, Filistinlilerin Gazze’den tehcir planına da sonuna kadar karşı duracağız.

İktidarın riyakarlığını da millete anlatmaya devam edeceğiz.
April 19, 2025 at 6:18 PM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
Beyazıt’tan Saraçhane’ye yürümek isteyen öğrenciler ablukaya alındı. Plakaları kapalı araçlar, sicilsiz polisler alana sokuldu! Hukuk devletinde plaka gizlenmez, polis kimliğini saklamaz! Bu uygulama, anayasa ihlalidir, delil karartma ve cezasızlık sistemidir!
April 19, 2025 at 4:14 PM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
Denizli'de hava ve su kirliliğin çocuklardaki etkileri üzerine düzenlenen panelde, Gıda Mühendisi ve Akademisyen Bülent Şık, çocuklardaki nörolojik, hormonal ve cinsel sağlığa… https://www.evrensel...
Denizli'de 'kirlilik etkileri' paneli: Çocuklarımız ve geleceğimiz için sorunu çözmeliyiz
Denizli- Büyük Menderes İnisiyatifi, TMMOB Denizli İKK, Denizli Barosu Kent ve Çevre Komisyonu, Denizli Diş Hekimleri Odasının düzenlediği panelde, kirliliğin çocuk sağlığına etkileri konuşuldu. Gıda Mühendisi ve Akademisyen Bülent Şık konuşmacı olarak katıldığı panelde Şık, sudaki perflorlu ve poliflorlu alkil maddeler (PFAS) ölçümünün Türkiye'de yapılmıyor olmasının büyük tehlike arz ettiğinin altını çizdi. Şık, kurşunun çocuk sağlığına etkileri üzerinde dururken özellikle nörolojik, hormonal ve cinsel sağlığa zararlarını aktardı. Şık'ın ardından konuşan Dr. Azime Satır Bilgiç de kirliliğin halk sağlığı üzerindeki etkilerine değindi. "PFAS ölçümü AB'de var Türkiye'de yok" Hava kirliliği konusunda Dilovası bölgesini örnek veren Şık, "Hava kirliliği sadece o bölgenin sorunu değil. Yalova'da yazlığı olanın da sorunu çünkü kirlilik rüzgârla taşınabiliyor" dedi. PFAS'ı 'sonsuz zehir' olarak tanımlayan Şık, "Özellikle tekstilde çok kullanılıyor. Yapışmaz su tutmaz bir madde. Büyük Menderes nehrinden örnek aldık ama Türkiye'de analiz yapan yer yok. Avrupa'da da çok pahalı. Ama şöyle bir veri bulduk. Denizli'nin Çivril ilçesinden İsveç'e kerevit ihracatı yapılıyor. İsveç'te yapılan testlerde kerevitlerde PFAS çıkmış. Bu da Denizli'de olduğunu kanıtlıyor" dedi. AB'nin PFAS haritasını gösteren Şık, "Görüyorsunuz bütün Avrupa'da var ama Türkiye'de yok. Türkiye tertemiz. Çünkü ölçümü yok, bakılmıyor. Bakmazsanız göremezsiniz" diye konuştu. "Eğitim başarısı için önce kirliliği çözeceğiz" Kurşunun etkilerinde beyin ve sinir sistemi açısından 0-14 yaşın kritik olduğunu belirten Şık, "100 birim kurşunun yetişkinde emilim yüzde 15-20, 5 yaş altında yüzde 80 civarında. 80 kilo birinin 100 birim kurşun aldığını düşünün bir de 15 kilo bir çocuğun. Her açıdan çocuklar için daha tehlikeli" ifadelerini kullandı. Kurşunun üç ana etkisi üzerinde duran Şık, nörolojik, hormonal ve cinsel gelişime etkilerinin altını çizdi. Yüksek dozda kurşunun öldürücü olduğunu ancak havadan ve gıdadan yavaş yavaş alındığını vurgulayan Şık "Beyin ve sinir sistemini etkiliyor. Odaklanma sorunu, dikkat dağınıklığı, otizm gibi zihinsel hastalıklara yol açıyor. Türkiye'deki eğitim başarısının düşük olmasının temelinde bu da yatıyor. Eğitim başarısı için önce Menderes'teki kirliliği çözeceğiz. Kötü beslenme de kurşunun etkilerini artıyor. Yoksul mahallerle zengin semtler arasında bir ölçüm yapılsın. İddia ediyorum ki yoksullarda bu zehrin oranı daha yüksek çıkacaktır" diye konuştu. Şık, kurşunun ayrıca hormonal dengeyi bozduğunu, büyüme ve gelişmeyi olumsuz etkilediğini, erken ergenlik gibi cinsel sağlığı olumsuz yönde etkileyen sorunlara da yol açtığını dile getirdi. Şık, 2021'de yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'de 6.5 milyon çocukta kurşun oranının kritik değerin üzerinde olduğu bilgisini paylaşırken bu verinin "korkunç" olduğunu söyledi. Bir buçuk yıl önce daha küçük çapta bir araştırmada 1 buçuk milyon sonucuna ulaşıldığını da sözlerine ekleyen Şık, ancak Dünya Sağlık Örgütünün tehlike sınırı olarak 5 mikrogramı da çok bularak eşik değeri damlada 3.5 mikrograma çektiğini ifade etti. (Evrensel)
www.evrensel.net
April 6, 2025 at 12:20 PM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
Tutuklanan öğrencilerin kaldığı Silivri 4 No’lu L Tipi Cezaevi’nde grip vakaları hızla yayılırken, koğuşlardaki tutuklular hijyen malzemesi ve ilaçlara ulaşamıyor https://www.evrensel...
Silivri Cezaevi'nde grip vakarı artıyor: Hijyen yok, ilaç yok, salgın var
Türkan Şoray: Sanat ve sanatçı susturulmamalı, gençler özgür kalmalı MEB raporu işletmelerdeki eğitimsizliği kabul etti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası başlayan eylemlerde tutuklanan öğrencilerin tutulduğu Silivri 4 No’lu L Tipi Cezaevi’nde yaygınlaşan grip vakaları, cezaevlerindeki sağlık koşullarını yeniden gündeme getirdi. Cumhuriyet’ten Ufuk Sepetçi’nin haberine göre, Avukat Tuba Güneş, görüştüğü tutukluların tamamının ya hasta ya da iyileşme sürecinde olduğunu söyledi. Tutukluların daha önce 40’tan fazla kişilik koğuşlarda kaldığına dikkat çeken Güneş, “Önleyici sağlık hizmeti bir yana, tedavi olmalarını sağlayacak ilaçlara dahi ulaşamıyorlar” dedi. “Stok yok” bahanesi İlaç temininde yaşanan sıkıntında “stok yok” bahanesinin öne sürdüğünü söyleyen Güneş, bir kadın müvekkilinin gözaltında darp sonucu kaburgasında ezilme olduğunu ancak krem ve basit ağrı kesicilerle geçiştirildiğini anlattı. Güneş, “Cezaevi müdürüyle görüştük. İstanbul Barosu süreci takip ediyor. Ama müvekkilime hâlâ hastane sevki yapılmadı. Zaten hastaneye gitmek başlı başına eziyet” dedi. “Ciddi bir hijyen problemi var” Güneş’in aktardığına göre, bazı tutuklular günlerdir aynı kıyafetleri giymek zorunda. Geçen hafta teslim edilen eşyalar, ancak birkaç gün önce dağıtılabildi. İzmir Menemen, Ankara ve Metris cezaevlerinde de benzer uygulamalar olduğu belirtildi. Avukat Güneş, “Dışarıdan gelen eşyaları kabul etmiyorlar, kantinde de yeterli ürün yok. Bu durum ciddi bir hijyen problemine yol açıyor” uyarısında bulundu. Güneş, bayram süreci nedeniyle aileler tarafından yatırılan paraların hâlâ tutukluların hesaplarına geçmediğini de ekledi. (Haber Merkezi)
www.evrensel.net
April 5, 2025 at 6:49 AM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
Bu yoldan dönüş yok!

Ekrem Başkanı almadan, onu demokrasinin, adaletin, kardeşliğin teminatı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı yapmadan durmayacağız!

🗓️6 Nisan Pazar
📍Nazım Hikmet Kültür Merkezi / Ankara
⏰16.00
April 4, 2025 at 4:48 PM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
"Queers Resist"
Seen in İstanbul
April 3, 2025 at 1:28 PM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
"We are the people / Resist"
Seen in Eskisehir, Turkiye during the ongoing anti-government protests
April 3, 2025 at 1:30 PM
türk telekom wifi ile siteye giremiyorum. kendi internetimle giriyor sadece benzer bir şey yaşayan var mı?
April 3, 2025 at 10:40 PM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
İyi geceler.
April 3, 2025 at 10:25 PM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
Wp gruplarında çağrı yapmak da suçmuş...anayasal haklar için.. evet çağrı yapmak, anayasal hak için..
April 3, 2025 at 5:47 PM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
gozaltinda tacize ugrayan kadinlar

301 haksiz yere tutuklanan kardesimiz

darp edilen kardeslerimiz

boykot icin gozaltina alinanlar

ulkedeki bitmis hukuk

gundemimiz hala bunlar gundemi degistirme
April 3, 2025 at 10:21 AM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
Bundan sonra da…👇🏻
April 2, 2025 at 1:27 PM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
Ekrem İmamoğlu’nun sosyal medya hesapları bunlar. Bsky hesabı yok.
April 3, 2025 at 9:11 AM
Ben bu yıl içkiyi bırakmayı kafaya koymuştum ! Bu da bahanesi #boykot
April 3, 2025 at 11:47 AM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
Dik dur!
Boyun eğme!
April 2, 2025 at 1:29 PM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
"We will eat the rich if necessary!"
"(signed by) those who cannot get by"

Seen in İstanbul, Türkiye
April 2, 2025 at 2:51 PM
Reposted by mai 🏳️‍🌈 cinsiyetçi küfür➡️🚫
April 3, 2025 at 9:55 AM