#doğuTürkistan
Güncel News press Doğu Türkistan mücadelesinin lideri Mehmet Emin Buğra İZÜ'de anıldı #DoğuTürkistan #MehmetEminBuğra #İslamCumhuriyeti #Mücadele #Tarih
Doğu Türkistan mücadelesinin lideri Mehmet Emin Buğra İZÜ'de anıldı
Doğu Türkistan davasının en önemli liderlerinden, 1933’te kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Mehmet Emin Buğra, vefatının 60.yılında düzenlenen sempozyumda anıldı. Pek çok STK’nın katkı verdiği "Uluslararası Mehmet Emin Buğra Sempozyumu"nda; Buğra’nın Doğu Türkistan mücadelesindeki rolü, düşünce dünyası ve manevi mirası ele alındı. VEFATININ 60. YILINDA ANILDI İZÜ Halkalı Yerleşkesi Abdullah Tivnikli Salonu'nda gerçekleştirilen sempozyumun açılışında konuşan İZÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Mehmet Emin Buğra'yı vefatının 60. yılında andıklarını ifade etti. Buğra'nın 1933 yılından 1944 yılına kadar Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı yaptığını ve bir mücadele insanı olduğunu aktaran Acar, "Orta Asya diyoruz. Asıl oranın adı genel anlamıyla bana göre Türk İslam'dır. Eş değer anlamlı olarak 'Turan' diyebilirsiniz. Bunu niye söylüyorum? Eğer bir medeniyet kendi terimlerini, kavramlarını kaybederse o zaman düşüncesi de başka tarafa doğru yöneliyor." dedi. "YILLARDIR ZULME MARUZ KALIYORLAR" Allah'ın insanları ırk, kavim, renk ve soy olarak farklı yarattığını ama insanlardan birlik istediğini ancak bugün İsrail'de canlı yayınlanan bir soykırımı 2 milyar Müslüman'ın seyrettiğini belirten Acar, "Doğu Türkistan'da ise Çin'in devasa gücü ve kapalı rejimi içerisinde daha geniş bir kitle yıllardır zulme maruz kalıyor. Farklılıklarımızı zenginlik addederek, birliğimizi, dirliğimizi, gücümüzü pekiştirmek, geliştirmek zorundayız. Türk milleti dünyanın en büyük milletlerinden bir tanesi." ifadelerini kullandı. Acar, Türk-İslam coğrafyasının bütün meseleleriyle ilgili imkanları dahilinde katkı sağlamaya gayret ettiklerini ve sempozyumu da bu bağlamda yaptıklarını dile getirdi. Buğra Akademi Başkanı Muhammed Ali Alioğlu, Buğra ailesi ve akademi olarak Mehmet Emin Buğra'yı gündem yapmaya çabaladıklarını ifade ederek, sempozyumda bir milletin, ülkenin ve coğrafyanın davasının, hikayesini ve mücadelesinin görüleceğini kaydetti. Açılış konuşmalarının ardından İZÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, sempozyuma destek verenlere plaket takdim etti. Sempozyum, daha sonra Mehmet Emin Buğra'nın mücadele yılları, düşünce dünyası ve manevi mirasının konuşulduğu oturumlarla devam etti. Kaynak: HABER7.COM #ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
www.eshahaber.com.tr
December 17, 2025 at 1:03 PM
Güncel News press İşte Çin'in sinsi asimilasyon planı! Taha Kılınç, Uygur zulmünde sır perdesini araladı! #Çin #Uygur #DoğuTürkistan #asimilasyon #tahakılınç
İşte Çin'in sinsi asimilasyon planı! Taha Kılınç, Uygur zulmünde sır perdesini araladı!
Doğu Türkistan’a yaptığı seyahatten izlenimlerini ve topladığı belgeleri paylaşan gazeteci-yazar Taha Kılınç, Çin hükümetinin Uygur halkı üzerindeki sistematik asimilasyon ve baskı politikalarını çarpıcı örneklerle gözler önüne serdi. Kılınç, propaganda amacıyla oluşturulan sahte özgürlük manzaralarından, kültürel ve dini mirasın yok edilişine kadar pek çok detayı aktardı. CAMİ ÖNÜNDE ÇİN'E BAĞLILIK YEMİNİ Konuşmasında, bir Cuma namazı sırasında şahit olduğu bir olayı anlatan Taha Kılınç, yaşlı Uygurların bir caminin önünde sıraya dizilerek Çin'e bağlılık yemini etmeye zorlandığını belirtti. Kılınç, o anları şöyle anlattı: "Gözümüzün önünde, yaşlılar bayrağın önünde Çin'e bağlılık yemini ettirilerek ve çok sert bir üslupla, başlarındaki çavuş gibi bir adamın komutlarıyla içeri alındılar. Anlaşılıyor ki, devlet televizyonunda yayınlanan ve bize hitap eden videolar, bu şekilde müsamerelerle çekiliyor. Bizi içeri almadılar, pasaportlarımızı geri verip icazetiniz yok diyerek dışarı çıkardılar." Kılınç, Urumçi'de ziyaret ettiği bir caminin 10 yıl önceki ve şimdiki halini fotoğraflarla karşılaştırarak değişimi ortaya koydu. Eskiden Kelime-i Tevhid tabelasının asılı olduğu, namaz vakitlerinin LED ekranda aktığı ve her yaştan insanın doldurduğu caminin, bugün cephesine Çin bayrağı asılmış, cemaati 60 yaş üstü tek bir safla sınırlandırılmış ve pasaport kontrolüyle girilebilen bir yere dönüştüğünü ifade etti. "MUTLULUK PARKI"NA DÖNÜŞTÜRÜLEN BİN YILLIK MEZARLIK Kılınç, Çin'in Doğu Türkistan'daki en sarsıcı uygulamalarından birinin mezarlıkları yok etmek olduğunu uydu görüntüleriyle belgeledi. Mezarlıkların bir milletin toprak üzerindeki "tapu senedi" olduğunu vurgulayan Kılınç, şehirdeki bin yıllık bir Müslüman mezarlığının birkaç yıl içinde nasıl tamamen yok edilip yerine "Mutluluk Parkı" adıyla bir mesire alanı inşa edildiğini anlattı. Kılınç, "2012'de devasa bir mezarlık olan alan, 2018'de tamamen yok oldu. Sonraki yıllarda üzerine binalar, bir gölet ve yeşil alan yapıldı. Buranın bir adı var: Mutluluk Parkı. Bir mezarlığın istimlak edilerek, oradaki ölülerin kemiklerinin tamamen yok edildiği bir yere verilecek belki de en son isim" dedi. Kılınç, bu politikanın İsrail'in Kudüs'teki Müslüman Mezarlığı'nı yok edenle aynı zihniyeti taşıdığını belirtti. KAMERALAR ALTINDA "MUTLULUK" DANSI Doğu Türkistan'da Uygurların çok mutlu olduğu ve sürekli dans ettiği yönündeki propaganda görüntülerine de değinen Kılınç, bu anların gerçeğini paylaştı. Kaşgar'da dans eden bir Uygur kızının fotoğrafını gösteren Kılınç, karenin hemen üzerinde yer alan güvenlik kamerasına dikkat çekti. Kılınç, "Bütün danslar kameraların altında yapılıyor. O insanlar acayip mutlu oldukları için dans etmiyorlar. Kameraların altında mutlu olduklarını ispatlamak zorunda bırakılıyorlar" ifadelerini kullandı. Ayrıca Kaşgar'daki sakallı erkeklerin de sadece turistler için bir "aksesuar" olarak kullanıldığını, üç sakallı amcadan birinin dans ettiğini, birinin davul çaldığını, diğerinin ise kuru yemiş sattığını, hayatın normal akışında sakallı veya tesettürlü kimseye rastlamadığını söyledi. ZİNCİRLENMİŞ BIÇAKLAR VE GÜNDELİK YASAKLAR Kılınç, bölgedeki gündelik hayatın ne denli kısıtlamalar altında olduğunu küçük bir anıyla aktardı. Bir pilavcı dükkanında satırın zincirle tezgaha bağlı olduğunu fark ettiğini belirten Kılınç, sonradan tüm kesici ve delici aletlerin lokanta, kasap, manav gibi yerlerde zincirlenmesinin zorunlu olduğunu öğrendiğini söyledi. Evlerdeki bıçakların dahi QR kodlarla kimliklendirildiğini belirten Kılınç, "Uygurların belli bir metrenin üzerinde ip, çadır, dürbün gibi malzemeleri satın alması yasak. Çünkü bütün bunlar Çin tarafından ayaklanma hazırlığı olarak değerlendiriliyor. Size her an etrafa saldırmaya hazır bir terörist olarak bakan bir devletin altında yaşamaya çalışıyorlar" dedi. Benzin istasyonlarında da benzer bir durumun yaşandığını, benzin almak için araçtaki herkesin inmesi, bagajın boş olduğunun gösterilmesi gerektiğini ve Uygurların alabileceği benzin miktarı ile seyahat edebilecekleri mesafenin dahi kısıtlandığını sözlerine ekledi. Kaynak: HABER7.COM #ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
www.eshahaber.com.tr
December 13, 2025 at 3:38 PM
💐Uygur Akademisi eski başkanlarından; araştırmacı, yazar, dava adamı ve #DoguTurkistan davasının yılmaz savunucusu Dr. #FerhatKurbanTanridagli'yı 2.ölüm yıl dönümünde saygı rahmet ve özlemle anıyorum.
December 8, 2025 at 12:18 PM
Çin’de her yıl 3 milyon insan kayboluyor.
Çoğu çocuk, çoğu Uygur Türkü.
Organ ticareti şüpheleri artık “komplo” değil, korkunç bir gerçek gibi duruyor.
Dünya sessiz, biz sessiz kalamayız. #DoğuTürkistan
December 7, 2025 at 3:17 PM
November 25, 2025 at 9:53 PM
Güncel News press Merhamet Damlası start verdi: Yoğun katılım! #MerhametDamlası #Yardım #İyilik #Adalet #DoğuTürkistan
Merhamet Damlası start verdi: Yoğun katılım!
Droplest of Mercy ile iş birliği gerçekleştirecek olan Merhamet Damlası, bugün itibariyle faaliyetlerine başlıyor.  Merhamet Damlası Vakfı Başkanı Abdureşid Eminhaci lansman katılımcılarına hitaben, “Sizler, Allah rızası için yola çıkmış, dünyada iyiliği ve adaleti yeşertmeyi amaç edinmiş, birbirinden değerli kuruluşların temsilcilerisiniz. Bugün burada, hep birlikte el ele vererek, mazlumların feryadına koşma azmimizi güçlendirmek için bir aradayız. Değerli misafirlerim, hocalarım ve iş arkadaşlarım… Ben Doğu Türkistan'dan gelen bir Uygur kardeşiniz olarak, bu kürsüde bulunmanın yüklediği sorumluluğu ve manayı derinden hissediyorum. Biz, Droplets of Mercy vakfını kurarken, sadece dışarıdan bir yardım kuruluşu olmayı değil, bizzat krizin tam ortasından gelenlerin sesi olmayı hedefledik. Yardım götürdüğümüz o insanların acısını ve neye ihtiyacı olduğunu bizzat tecrübe edenlerin vicdanıyla hareket ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Vakıf üniversitelerine yurt zorunluluğu geliyor IV. Uluslararası Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Sempozyumu başladı "YARDIM ULAŞTIRDIĞIMIZ TOPLULUKLARIN İÇİNDEN GELİYORUZ" “Vakfımızın adı olan Merhamet Damlası, yaptığımız en küçük bir iyiliğin bile ne kadar büyük bir etki yaratabileceği inancını temsil ediyor.” diyen Eminhaci, “Allah’ın izniyle, tıpkı bir su damlasının kurak bir toprağı yeşertmesi gibi, biz de her bir iyilik damlasını, kocaman bir değişim okyanusuna dönüştürmeyi amaçlıyoruz. Bizim felsefemiz, Sadaka-i Cariye yolunda yürümektir. Ben bir Doğu Türkistanlı olarak, soykırıma, zulme, işgale ve dünyanın en acı gerçeklerine şahit oldum. Ama aynı zamanda, Türkiye’de insanlığa, umuda, uzatılan yardım eline ve güçlü iman kardeşliğine de şahit oldum. Merhamet Damlası ve ekibi de dahil olmak üzere, buradaki her bir yardım kuruluşunun bize ve halkıma yaptığı iyiliklere nail oldum. Bugün de bu büyük ailenin bir parçası olarak huzurunuzdayım. Beni ve bizi de güçlü kılan en temel şey bu: Bizler, yardım ulaştırdığımız toplulukların içinden geliyoruz. Biz 'içeriden' biriyiz! Bu demektir ki, acil durumun ve krizin ne demek olduğunu, hangi yardımın gerçekten kalıcı bir etki yarattığını çok iyi biliyoruz.” dedi.   Türkiye’nin insani yardım konusunda kilit bir merkez olduğunun altını çizen Eminhaci, “Vakfımız, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun olarak hareket edecek, şeffaflığı ve hesap verebilirliği esas alan yasal bir kuruluştur. Türkiye’deki varlığımız, özellikle diaspora topluluklarına yönelik destek çalışmalarımız için önemli bir merkezdir. Aynı zamanda küresel operasyonlarımızı da buradan yöneteceğiz. Türkiye’deki Diyanet Vakfı, Kızılay, Deniz Feneri, İHH ve diğer değerli insani yardım ağlarıyla sürekli iletişim ve iş birliği içerisinde olacağız.” diye konuştu. “Tüm dünyadan insanlar kurumumuzda çalışıyor” Droplets of Mercy Kanada Başkanı, Abdurrahman Hosein, “İngiltere, ABD, Kanada ve Malezya’dan sonra Türkiye’de işbirliği gerçekleştireceğimiz için mutluyuz. Kurumumuzun en büyük özelliklerinden birisi tüm dünyadan tüm Müslüman ülkelerden kurumumuzda çalışanlar var.” ifadelerini kullanarak Türkiye’nin kendileri için çok önemli bir ülke olduğunu vurguladı. BÖLGE OFİSİ AÇILDI Lansmanın son bölümünde gelecekte yapılacak projelere ilişkin istişareler gerçekleşti. Vakıf, Karagümrük Mahallesi, Sarmaşık Sokak, No:43 Fatih İstanbul adresindeki ofisiyle faaliyete başlayacak. Türkiye ofisi vasıtasıyla Türkiye, Orta Doğu ve Balkan ülkelerindeki yardım operasyonları yönetilecek. Vakfın faaliyet alanları arasında Ramazan ve kış yardımları, kurban organizasyonları, yetim ve kadınları güçlendirme projeleri, kriz bölgelerine yönelik kalkındırma çalışmaları yer alacak. Kaynak: HABER7.COM#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
www.eshahaber.com.tr
November 22, 2025 at 11:53 AM
#DoğuTürkistan daki zulüme neden ses çıkartmazsınız. Arap olmadıkları için mi?
November 17, 2025 at 8:25 AM
November 15, 2025 at 9:13 AM
Dünyanın neresinde olursak olalım adaletin yanındayız,Türk'ün, insanın,onurun yanındayız Doğu Türkistan'ın kuruluş yıldönümünü anarken, kardeşlerimizin gözyaşı hâlâ yeryüzüne damlıyor. Artık yeter Doğu Türkistan azad olsun
İnsanlık yeniden insan olsun. #DoğuTürkistan #FreeUyghurs
November 12, 2025 at 4:54 AM
November 10, 2025 at 6:17 PM
Güncel News press Destici rakam verdi! Emekli maaşı açıklaması #MustafaDestici #EmekliMaşı #DoğuTürkistan #Ekonomi #Enflasyon
Destici rakam verdi! Emekli maaşı açıklaması
Mustafa Destici, parti genel merkezinde 'İç Anadolu Bölge Eğitim Toplantısı'nın açılışında konuştu. Destici, Doğu Türkistan'daki olaylara ilişkin, "Çin zulüm yapmıyormuş. Doğu Türkistan'da her şey normalmiş. Herkes özgür dinini, inancını yaşıyormuş, Türklüğünü yaşıyormuş. Bunların hepsi palavra. Orada o birilerinin kastettiği gibi bir özgürlük varsa, buradaki bir Doğu Türkistanlı oradaki ailesini neden telefonla dahi arayamıyor? Ya da zulümden kaçarak Türkiye'ye ya da dünyanın başka ülkelerine göç eden Doğu Türkistanlıların aileleri neden toplama kamplarındalar, hapishanelerdeler" diye konuştu. 'BU, KABUL EDİLEBİLİR BİR ARTIŞ ORANI DEĞİL' Destici, ekonomiye ilişkin de konuşarak, "Ekim ayı enflasyon rakamları açıklandı yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 33 civarında ve yine buna göre ocak ayında emeklilerimizin maaşlarına da yüzde 15 gibi bir zam geleceği ifade edildi. Bu, kabul edilebilir bir artış oranı asla değildir. Ocak 2023'te en düşük emekli maaşı, en düşük memur ve en düşük kamu işçisi maaşının 3'te 2'si seviyesindeydi. 2023 Temmuz'a geldiğimizde 7 bin 500 lira olan en düşük emekli maaşı yine 7 bin 500 lirada kaldı, yüzde 25 zamma rağmen. Neden? 'Çünkü kök maaş böyle' dediler. 'Meclis'ten yasa böyle çıktı' dediler. Bugün en düşük memur maaşı 50 bin, en düşük kamu işçisi maaşı 60 bin seviyesinde. Emekli maaşı, en düşük memur maaşının 3'te 1'ine gerilemiş. En düşük kamu işçisi maaşının da 4'te 1'ine gerilemiş. Bizim emeklilerimiz adına talebimiz şudur; 2023 ocak ayındaki oranların yakalanmasını istiyoruz. En düşük emekli maaşı, en düşük memur ve kamu işçisi maaşının en azından 3'te 2 seviyesine getirilmelidir. Bu da bugünkü rakamlarla en düşük emekli maaşının 33 bin lira seviyesinin üstünde olmasıdır. Emeklilerimizin bir nebze de olsa rahat bir hayat sürmesi için bu yapılmalıdır. Efendim 'bütçe dengeleri, kaynak meselesi.' Ocak 2023'te bulunan kaynak pekala bugün de bulunabilir ki ekonomimiz Ocak 2023'ten bugüne kadar düzelmiştir, açıklamalar öyledir. Enflasyon, ocaktan bu tarafa neredeyse yarı yarıya azalmıştır. O zaman rakamlar bu kadar olumlu iken, ocak ayında emekli maaşı bu artışla beraber 33 bin liranın üzerine çıkarılmalı ve daha sonra gelecek enflasyon rakamı da buna eklenmelidir" dedi. Kaynak: HABER7.COM#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
www.eshahaber.com.tr
November 8, 2025 at 2:11 PM
Unutma ve unutturma-#DoğuTürkistan
November 2, 2025 at 12:54 PM
"Herkesin iki gözü iki çeşme Yunus dinliyor,ama ortada Yunus'luk bir hayat yok.."
fe eyne tezhebün..
#Filistin #DoğuTürkistan #Sudan
#Dindarlaşma #Muhafazakâr #Seküler #Coğrafya #İnsan
October 31, 2025 at 2:10 AM
“Doğu Türkistan Kurtuluş Ordusu
"Bir gün güneş yeniden doğacak…
Doğu Türkistan Kurtuluş Ordusu, vatanını işgalcilerden temizleyecek!
Özgürlük rüzgarı Doğu Türkistan’a gelecek, Türkler yeniden kendi topraklarında hür yaşayacak!"
#DoğuTürkistan #KurtuluşOrdusu #Uygur #Özgürlük
October 27, 2025 at 8:48 AM
October 26, 2025 at 11:17 AM
October 23, 2025 at 9:55 AM
Gazeteci Mehdi Hasan, Doğu Türkistan sorularıyla Çinli siyasetçiyi rezil kepaze etti.

İzleyiciler arasında bulunan bir Uygur Türk’ü ise yaşadıklarını anlattı:

“7 yıldır annemle konuşamıyorum ben.”

#doğutürkistan
October 22, 2025 at 10:25 AM
Güncel News press Doğu Türkistan’dan Niğde’ye uzanan yol: Altay köyünde Kazaklar kültürlerini yaşatıyor #DoğuTürkistan #Niğde #KazakTürkleri #AltayKöyü #KültürTurizmi
Doğu Türkistan’dan Niğde’ye uzanan yol: Altay köyünde Kazaklar kültürlerini yaşatıyor
Kültür ve doğa turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip olan Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Altay köyü, her yıl artan ziyaretçi sayısıyla kentin alternatif turizm rotaları arasında öne çıkıyor. 1955 yılında Doğu Türkistan’dan göç eden Kazak Türkleri tarafından kurulan köy, bugün hala geleneksel yaşam biçimini, mutfağını ve değerlerini koruyor. Kazak kültürünün özgün izlerini taşımaya devam eden köyde geleneksel kıyafetlerden yemeklere, müzikten at biniciliğine kadar birçok kültürel unsur korunuyor. Kıl çadırlarda ikram edilen kımız (at sütü), Kazak mantısı, akçay (sütlü çay) ve Özbek pilavı gibi özgün lezzetler, okçuluk, at binme ve geleneksel kıyafetlerle düzenlenen etkinlikler, köyün kültürel kimliğini ziyaretçilerine yaşatıyor. "TÜRKİYE'DE TEK ÖRNEK" Ulukışla Kaymakamı Emir Osman Gökçe, Altay köyünün Türkiye’de benzeri olmayan bir kültürel mirasa sahip olduğunu belirterek, "1955 yılında Kazak Türkü vatandaşlarımızın bu bölgeye göç etmesiyle kurulmuş bir köyümüz burası. Köyümüz kendi karakteristik özelliklerini hala taşımaktadır. Bu yönüyle Türkiye’de tek köy olma özelliği taşımaktadır. Özellikle yemek kültürü hala yaşatılmaktadır. Köyümüzün turistik açıdan geliştirilmesi ve turistik tesislerin artırılması bizim için önem arz etmektedir" dedi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Elif Belkız Baştürk ise, Altay köyünün gastronomi ve kültürel çeşitliliğine dikkat çekerek, "Gerek kültürüyle gerek gastronomisiyle Türkiye’nin pek çok ilinden farklı bir yapıya sahip. Buraya geldiğinizde Kazak mantısı, kımız, akçay, Özbek pilavı gibi özgün tatlarla karşılaşıyorsunuz. Ok atmak, ata binmek, kıl çadırda zaman geçirmek Orta Asya bozkır kültürünü yaşamanızı sağlıyor. Burası adeta yaşayan bir tarih ve herkesin mutlaka deneyimlemesi gereken bir yer" diye konuştu. "ORTA ASYA'NIN KÜLTÜRÜNÜ BURADA YAŞIYORUZ"  Altay köyünün sadece bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda kültürel bir bellek olduğunu söyleyen ziyaretçiler ise, köydeki atmosferin etkileyici olduğunu belirttiler. Ziyaretçilerden Burçin Eser, "Kazakistan’a gitme şansımız olmadı ama burada o kültürü yaşadık. Okçuluk, ata binme, kımız içme gibi gelenekleri görmek bizi çok mutlu etti. Halk çok sevecen, ortam çok güzel, herkesi buraya bekleriz" dedi. Erdi Çam ise, "Buraya gelip bu kültürü yerinde görmek istiyordum. Kazakistan’a gitmeden bu kültürü tanımak mümkün. Buradaki insanlar çok misafirperver" diye konuştu. Gözde Çam da, "Unuttuğumuz Türk kültürünü böyle köyleri ziyaret ederek hatırlayabiliriz. Gerçekten yaşayan bir değerle karşılaştık. Kıl çadırda, otağlarda Orta Asya kültürünü hissetmek, bir film platosundaymış gibi" dedi. TURİZMDE YENİ BİR ROTA  Tur rehberi Serdar Salcıoğlu da bölgenin alternatif turizm açısından büyük potansiyel taşıdığını vurgulayarak, "Rehberlerin ve acentaların klasik rotalardan çıkıp bu tür alternatif rotaları değerlendirmeleri gerekiyor. Ülkemizin her köşesinde olduğu gibi burada da tanıtılmayı bekleyen güzellikler var. Altay köyü, kültürel miras açısından mutlaka görülmesi gereken bir yer" ifadelerini kullandı. Yalnızca Kazak Türklerinin göç hikayesini değil, aynı zamanda Türk kültürünün köklerine uzanan bir yaşam biçimini temsil eden Alay köyü, ziyaretçiler için geçmişin ruhunu bugüne taşıyan bir kültür hazinesi niteliğinde. Kaynak: HABER7.COM #ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
www.eshahaber.com.tr
October 15, 2025 at 11:50 AM
Doğu Türkistan'ın efsane liderlerinden İsa Yusuf Alptekin'in şu çarpıcı sözleri, adeta bugünleri işaret ediyor: "Çin bizi işgal ederken, camide Allah'ın 99 adını 33'lük mü yoksa 99'luk tesbihle mi çekelim diye tartışıyorduk." #i̇sayusufalptekin #doğutürkistan #türk
October 13, 2025 at 6:39 PM
October 13, 2025 at 2:12 PM
October 13, 2025 at 8:41 AM