suno.com/@suleymanson...

Elinizde çorba arabalara dağıtırsınız. Uyanın.
Ek olarak, kente bunca kaçak göçmenin + turistin gelişi, Fikirtepe gibi yol kenarında minicik yerlere binlerce insanlık blok binaların açılması ayrıca dert.

Her yürüyen merdiven, asansör çalışmalı. Her tıkanan bölgede trafik polisi olmalı.
Kısacası bu işi ciddiye almayan herkes koltuğunu sarsıyor. Hangi partiden olmanın da önemi kalmadı. Yüzde yüz dolulukla herkes yolda kaldığında kimseye dert anlatamazsınız.

Bugünkü trafiğin sadece onda biri evden çalışmaya dönse, şehir değişir. Toplu taşıma olayı çok önemli. Çok sayıda otobüs olmalı. Tıklım tıklım değil sakin gidilmeli. Metroda dört vagonlu tren saçmalığı bitmeli; siz toplu taşımaya önem vermezseniz parayı bulan araba alır ve trafik yoğunluğu artar.

Biz okurlara mecburiyetten değil, Tanrı'dan korktuğu için sonunu yazdı ve bizden intikam aldı. Hatta "okumayın" yazdı. Yine de okuduk o sonu.
Ah unutmadan, bir de Kibritçi Kız var. Yazık o kıza. Hiçbir çocuk soğukta donarak ölmemeli. Hayat böyle olmamalı.

Ama bir tek kitabın sonunu yeniden yazma hakkım olsa, Kara Kule serisinin sonunu Stephen King'in elinden almak için yazardım. Çünkü o kitabı yazarken devamını yazmadığı için ona minibüs çarptığına inandı. Ölümden döndü.

Aynı anlatım tekniği ve kelime dağarcığına hatta üsluba bağlı kalarak son bölümü yeniden yazdım. Kitabı okuyanlar aynı öfkeyle bitirince, bu alternatif sonu görüp okuyor ve beni arayıp gülerek yaşadıkları şoku anlatıyorlardı. Çoğunluk yazdığım sonu daha çok sevdi.

"Sonunda Hindistan' ı ele geçirdik" diyorlar. Şarkıyı ve öyküsünü bilmiyorum. Filmi de izlemedim. İki ülke insanının bir film ve bir şarkıyla kaynaşmasını izliyorum. Evet, dünya sadece savaş değil, sevgiyi dostluğu seçmek de mümkün.

Anladığınız an, cümleyi yarıda bırakın. İçinizden kelime kelime düşünmek, düşünmenin en düşük formudur.
Düşünmenin tek formu, akıl sesiyle belli bir dilde cümleler kırmak değildir.

İçinizden konuşurken, kendi kendinize bir fikri olgunlaştırırken veya plan yaparken her kelimeyi tek tek seslendirir misiniz?
Oysa buna gerek yok. Zaten konuşan sizsiniz; ne diyeceğinizi de biliyorsunuz.