Ve:
Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.
Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.
Nâzım Hikmet 1962

6. Kültürel sermayesi yüksek ama siyaseten halktan uzak Birkimci aydın toplumsal hareketlilik karşısında savunmacı, kim zamanda düşmanca pozisyonlar alabilmektedir. Koçak’ın Enis Batur’a yönelik “özel harp yayınları yönetmeni” ithamı bu aydın tipolojisinin özlü bir yansımasıdır.

5. Çünkü halkın özneleşmesi, temsil ilişkisinin kırılmasına Birikim ve çevresinin entelektüel tek söz söyleyen aktör/Network olmaktan çıkmasına yol açmıştır. Bu sarsıntı, yalnızca teorik ya da ideolojik değil; aynı zamanda sınıfsaldır.

4. Koçak’ın son süreçteki görevi ve pozisyonu, AKP döneminde şekillenen entelektüel piyasanın nasıl çözüldüğünü gösteriyor. Liberal-sol pozisyonun estetik düzlemde şekillendirdiği konfor alanı, halkın devrimci taleplerle sahneye çıkmasıyla birlikte tuzla bu olmuştur.

3. Koçak’ın Enis Batur’a özel harp yayıncısı demesi halkın devrimci refleksiyle bağ kuran her kişi/kurumu derin devlete/eski devlete bağlama çabasının bir örneğidir. Bu suçlamalar, halkın siyasette aktif bir özne olarak yer almasından duyulan korkunun ideolojik tercümesidir.

2. Halkın Türk bayrağı taşıması, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atması, Robespierre ve Doğan Avcıoğlu gibi figürlere referansla kurduğu tarihsel-politik bağların, Birikim gibi liberalsol entelijansiyada tedirginlik yaratmıştır.

"Silâhlı Kuvvetler, halka karşı olmadıklarını her suretle belli ediyorlardı. İstanbul Üniversitesi'ndeki çarpışmalar esnasında tutuklanan ve kışlalara kapatılmak üzere askere teslim edilen öğrenciler yolda subaylar tarafından serbest bırakılmış, evlerine yollanmıştı" s.1677