Raskolnikov
raskolniko-v.bsky.social
Raskolnikov
@raskolniko-v.bsky.social
Bir çift göze tutsak.
Reposted by Raskolnikov
Mutluluğunu bir çift gözde tutsak etmiş, güzelliğini gönlünün esrarın katmış.

Uçurumun kenarındayım, aşağı bakamıyorum.
Sırtımca onlarca insan yükü
Omurgalarım hürriyet diye bağırıyor, benden bizden bağımsız, eğik ve bükük.
Oysa ne kalabalıklar sığdırdım bu yalnızlığa.
April 21, 2025 at 7:24 AM
Ah gül yüzlü!
Ah beni onca kalabalığın içinde bir hayale hapsedenim. Yokluğunda toprak bile sen kokuyor, çamura bulanmak yeterli olacaksa mezarıma uğra, zira orada daha çok sen kokacağım..
April 21, 2025 at 7:24 AM
Mutluluğunu bir çift gözde tutsak etmiş, güzelliğini gönlünün esrarın katmış.

Uçurumun kenarındayım, aşağı bakamıyorum.
Sırtımca onlarca insan yükü
Omurgalarım hürriyet diye bağırıyor, benden bizden bağımsız, eğik ve bükük.
Oysa ne kalabalıklar sığdırdım bu yalnızlığa.
April 21, 2025 at 7:24 AM
Lakin tek derdi onu biraz daha anlayabilmek, biraz daha anlatabilmekti. Usulca farkediyordu ki her yazdığı şiirin bir kıtasında, her kıtanın bir mısrasında, her mısranın bir harfinde zaten istemsizce beliriyordu ay yüzlü. Öyle bir sevda ki acısını dahi şiirler süslüyor.
April 21, 2025 at 7:24 AM
Bu anlamsız hayatın eşiğinde bir yerlerde umut bulmalı. Aşka mı aşık yoksa acıya mı hasıl olmalı?
Bir silüete büründürmese de sevdasını, gözlerinin aradığı, kalbinin hissettiği, kulaklarının işitmek istediği bir beden muhakkak bulunurdu.
April 21, 2025 at 7:24 AM
Kalbi dağlandıkça gözyaşı akıyor, gözyaşı aktıkça kalbi daha da dağlanıyordu. Bu silsileyi bozmaya niyeti yok, yandıkça daha çok yakınlaşıyordu vuslatına. Gidişine onlarca şiir, yüzlerce makale yazılırmış da döndüğü gün hepsini unutacağı bir şiire bedelmiş her biri.
April 21, 2025 at 7:24 AM
En iyisi mi yeni bir sayfa açıp, onun adına bildiği her şeyi kelimelerle, cümlelerle, hatta kıtalarla anlatacaktı sevdayı. Belki biraz olsun yangını dinecekti ama artık ateş üstünde yüremek onun için bir aktivite ya da dini ritüellerden örnek verecek olursa theemithi sayılırdı.
April 21, 2025 at 7:24 AM
Sevilmek kolay da sevmek elzem bir meslek olsa gerek. Şimdi ne yapar bu gönül, hangi ideoloji hangi felsefeyi benimser ? Hangi gece canını verir de hangi şafağa cananı ile uyanır? Dayanamaz da bir kurşun sıkacak olursa kalbinin orta yerine, sevdiğini de öldürmüş olmaz mıydı?
April 21, 2025 at 7:24 AM
Sevdiğine kavuşamamış lakin kavuşacağını da sevmemiş. Belki bulunduğu yerden çıkmak diğerleri için özgürlük ama dünya onun adına artık bir kafes, gönlünün sınırları içinde sıkışıp kalmışçasına bir müebbet.
April 21, 2025 at 7:24 AM
Ahh komşu kızı, bunca güzelliği taşırken, ne diye geçersin pencere önlerinden, ne diye kamçılarsın bu güzel yüreği, oysa sen diye lerzân olan bu aşığın esir olmaya ihtiyacı mı vardı? Sadede gelecek olursa delikanlının aşkı vuslata kalmış.
April 21, 2025 at 7:24 AM
Küçük bir kelebeğin pervane oluşunu seyrederken tatmış acıyı, sevmeyi. Öyle ya bir meczuba dönerken yüreği, elbet bir kelebek uçmalı, elbet kanatlarını yakacak bir ateş bulmalı.
April 21, 2025 at 7:24 AM
Ülküsü andınlatacakmış zifiri karanlıkları. Yazıvermiş mesajı..
"Ölüm ile yaşam arasında bir yerdeyim, lakin sen arafın en güzel halisin". Onsuz geçen her bir geceyi, bir heceye sığdırmış. Geriye ne bir üşümek kalmış, ne de bağrındaki yangın.
April 21, 2025 at 7:24 AM
Belli ki bir kış ayında gönlüne büyük bir kor düşmüş. Ahh bir sesini duyabilse! Ne sayacağı bir şafak ne de beklediği vuslatı aklına katıp derde düşecekti. Bir yıl başı gecesi, içinde gam-ı keder-i büyütüp, toplamış cesaretini. Güneş tutulsaymış ihtişamsız aşkının karanlıklarına,
April 21, 2025 at 7:24 AM