“çarşılar kuruluyor
sarayları oyuncak
insanları karınca şehirler
zamanları gördün mü
bir iğne deliğinden
adımı unuttum
adı olmayan yerlerde
geçip gidenlere bakarak”
“çarşılar kuruluyor
sarayları oyuncak
insanları karınca şehirler
zamanları gördün mü
bir iğne deliğinden
adımı unuttum
adı olmayan yerlerde
geçip gidenlere bakarak”
Mahvoldum, ağlamaktan helak oldum. Son zamanlarda gördüğüm en büyük yönetmenlik de bu bölümdeydi. Bu Japonlar saçma sapan şeylerin içinden kalbimize bir hançer saplayacak hikayeyi çıkarıyorlar mutlaka. Müthişti
Mahvoldum, ağlamaktan helak oldum. Son zamanlarda gördüğüm en büyük yönetmenlik de bu bölümdeydi. Bu Japonlar saçma sapan şeylerin içinden kalbimize bir hançer saplayacak hikayeyi çıkarıyorlar mutlaka. Müthişti
-Neyi?
+Ateşten yananın ateşe doymadığını.
Oscar Wilde’ın bu satırları bana Ağır Roman’daki şu replikleri hatırlatır:
+Anahtarların bende kalmış.
-Yangında kaybettim sanıyordum.
+Yangın sayılır.
-Neyi?
+Ateşten yananın ateşe doymadığını.
Oscar Wilde’ın bu satırları bana Ağır Roman’daki şu replikleri hatırlatır:
+Anahtarların bende kalmış.
-Yangında kaybettim sanıyordum.
+Yangın sayılır.
Yırtıcı olan börüydü eskiden. Halkın börüyle kurduğu mistik korku ilişkisi bu adı sakıncalı hale getirdi. Börüye zararsız bir hayvanın, kurdun adı verildi. Ancak bu ad da korku salmaya başladı ve bu defa Farsça can ve aver(alan) kelimelerini bir araya getirerek Canavar demeye başladık
Yırtıcı olan börüydü eskiden. Halkın börüyle kurduğu mistik korku ilişkisi bu adı sakıncalı hale getirdi. Börüye zararsız bir hayvanın, kurdun adı verildi. Ancak bu ad da korku salmaya başladı ve bu defa Farsça can ve aver(alan) kelimelerini bir araya getirerek Canavar demeye başladık