CHP daha somut engeller ileri sürerek süreci baltalamaya çalışırsa o zaman daha net ve ciddi bir eleştiriyi hak eder.

İmralı ziyareti biraz buna yönelik sembolik bir hamleymiş gibi duruyor. Kanımca gidilmesinde ve CHP'nin de o heyete katılmasında bir mahsur yoktu ama CHP'nin katılmamasını da bir son olarak düşünmemek gerek. Eğer

mesele sadece sembolik mi? Hadi diyelim ki mutlaka komisyona konuşması gerekiyor. Bunu bu zamanda uzaktan yapması çok kolay, sıradan bir iş.

Şu akut krizi, şu saldırıyı atlatmak şu andaki öncelik olabilir ama daha uzun vadede bunlara göz kapatarak ilerlenemez. Bunu söylemek AKP destekçiliği de değildir.

Senelerce parti teşkilatının üst kademelerinde görev yapmış hatta CHP kitlesi tarafından benimsenmiş, parti içindeki makamından iktidar tarafından uzaklaştırılmış Kaftancıoğlu’nun sessizliği son derece manidar örneğin.

es kaza bir altıpatları olsa da ateşlemiş olsa -ki böyle bir şey olmaması bana göre çok ‘anormal’- acaba bugün hangi hikayeleri dinliyor olacaktık? “Ayaklanan azınlıklar İstanbul’da terör estirdi” diyeceklerdi muhtemelen.

kurbanı suçalayan söylemler pek görünür olmadı. Bunun sebepleri tartışılabilir ama daha evvelki zamanlarda da söylediğim gibi saldırıya uğrayan on binlerce kişi içerisinden birinin

Türkiye daha akıllı ve dengeli bir politika izleseydi bugün ABD'nin yerinde olabilirdi. Belli bir alandaki dış politikanızı tek bir ülkeye mahkum ederseniz nasıl bir durumda kalabileceğinize dair uluslararası ilişkiler bölümlerinde okutulacak bir vaka.

Geldiğimiz noktada ise Azerbaycan yıllarca "bir millet iki devlet" diye diye uyuttuğu Türkiye'nin olmadığı bir masada ABD'nin arabuluculuğunda ve ABD'nin bölgeye doğrudan girişine imkan ve onay veren bir anlaşmaya imza attı.

Onlarca sene TR'yi kendi politikasına angaje hatta mahkum etti, Ermenistan konusundaki inisiyatifini sıfırladı.TR Azerbaycan'ın onayı olmadan hiçbir adım atmadı veya atamadı.Yetmedi,savaşta doğrudan kurmay desteği aldı TR’den. Böylece TR meselede tarafsız arabulucu olma özelliğine hiç sahip olmadı.

"Rahatsız edici haberler yaptığı" suçlamasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezası alan Nedim Türfent, 29 Kasım 2022'e kadar 6 yıl 7 ay tutuklu kalarak cezasının infazını doldurdu.
Nedim Türfent gazetecidir, haber paylaşımları suç delili sayılamaz!
#OrtadaSuçYok
#GazeteciliğiSorgulatmayız

İran rejimi bekasını böyle bir savaşa girmemekte görüyor ama belli bir noktada umudu kalmazsa veya köşeye sıkıştırılırsa tam tersine böyle bir savaşı varlığının devamı için tek umut olarak da görebilir.