Fetret Devri'nin en kanlı hesaplaşması: Taht uğruna yayılan kılıç sesleri ve ardından, hanedan onuruna dokunan o son infazın ardından, esir Türkmenlerin ateşe verildiği ahırdan yükselen feryatlar göğe doğru yükseliyor.

Gaflet uykusundan uyanan bir sultanın son çaresizliği: Bir Türkmenin ihanetine uğrayıp can kuşunu ecel şahininin pençesinden kurtarmak için İstanbul yoluna düşüyor; avcı ve avın rolleri acımasızca değişiyor.

Peki, Sultan’ın gözünde, saltanat davası gütmeyen bir alimin yöneticilere uzak kalma arzusunu, neden en büyük ihanet sayıldı ve "Güneş de batacağı vakit sararır." diyen o bilge sesin yankısı, Serez pazarında yüzyıllık bir suskunluğa gömüldü?

İlmin zirvesinden siyasetin boğucu ortamına çekilen Şeyh Bedreddin’in kaderi; ne isyancı müridlerinin çığlıklarıyla ne de çürütülemeyen savunmasıyla değişmez; sadece güneşin batarken sararması gibi, sessiz bir hüzünle teslimiyete bürünür…

Şairin cevabı aradaki tüm ihtişamı sildi, zihinlere kazınacak o dört kelimeyle geldi:
"Ancak seksen akçe edersin."
İşte o an, bir hükümdarın değeri ile bir peştamalın fiyatı arasındaki o ince çizgide; nüktedan bir şairin cesareti, bir imparatorluğun kudretine meydan okuyordu!

Tüm ihtişamıyla cömertliğin asıl sahibini gösterdi.
Sırmalı köleler ve cariyelerle gelen bu eşsiz armağan, bir cömertlik dersi, bir güç gösterisiydi ve hiç kimse bir "kul"dan bu denli büyük ve ezber bozan bir hamle beklemiyordu.

Onlar artık birer ganimet değil, Osmanlı'nın profesyonel askerleri olacak,
bir zamanlar zincirle bağlanan elleri kılıç tutacak ve tarihin akışını değiştirecek.

youtube.com/shorts/_Yrev...

Arka kapak yazısı da kapak kadar dikkat çekiciyse şayet bu kitap okunur...

Ne de olsa "Kapak baktırır arka kapak yazısı okutturur."

İyi okumalar...

Aksine benim de en çok sevdiğim vakittir ikindi...

Uzun bir gurbetten sonra döndüğüm baba evinde, o ilk anlarda duyduğum sevinç, huzur ve güvenin aynısını hissettirir bana bu vakitler...

Öyle âşığım, öyle âşinayım ikindilere...

Şehzade Mustafa’nın kırdığı cevizlerin faturası ona kesildi.
İki kere mağdur Paşa’nın hikâyesini bizden dinlemek ister misiniz?..

Şu gerçeği öğrendiğimden beri birtakım şeylerin düzelmesine dair ümitlerimi tamamen kaybettim:

"Türkiye’nin Okuma Alışkanlığı” isimli çalışmaya göre, Türkiye’de ihtiyaç maddeleri sıralamasında kitap 235. sırada yer alıyor.

herkesekitapvakfi.org/bunlari-bili....

Hem maşallah diyor hem de takibe başlıyorum...