Akp aparatı

Bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.

Ümit Bey değerlendirmeleriniz çok önemliydi. Okurken bazı tuzaklara kendimin de düştüğünü fark ettim. Saygılar.

Bonus madde ve özel uyarı: Hangi görüşten olursa olsun, künyesi, kadrosu, sitesi ve kurumsal kimliği olmayan haber hesaplarını asla takip etmeyelim.

364 gün doğru yazıp, en kritik günde manipülasyon yapmak için açılmış olabilirler. İsim vermiyorum bir sürüler. Çoğu da muhalif gibi görünüyor.

8. Aşırı duyarlılık tuzağının farkında mıyız?

Sosyal medya bazı konularda bizi aşırı duyarlı hale getirip sonra hızla unutturur. Tek bir vaka çözüldüğünde tatmin olup sistemsel sorunları göz ardı ederiz. Bu “trend topic duyarlılıkların” farkına varmışsak bu iyiye işaret.

>>> İkincisi; dünyada bizimkinden farklı görüş ve bakış açılarına olan tahammülsüzlüğümüzden kaynaklanan öfke. Kendi fikrimizi pekiştirmeyen yaklaşımlara öfkeleniyorsak, bunları sadece linç olarak algılıyorsak bu bir problem. Twitter’ı terk ederken onun kutuplaştırıcı zihniyetini de unutmayalım.

7. Bizi öfkelendiren şeyler üzerine eleştirel düşünebiliyor muyuz?

Twitter’da bizi öfkelendiren şeyler iki türlü. Birincisi; gerçekten bizi öfkelendirmek için yapılan ve algoritma tarafından köpürtülen paylaşımlar. Troller, botlar, algı operatörleri bunun için özellikle çalışıyor. >>>

6. Yankı odamızın dışına çıkabildik mi?

Sosyal platformlar bizi kendi bakış açımız içine hapsetmiş olabilir. Eğer sadece kendimiz gibi düşünenleri görüp görüşlerimizi pekiştiriyorsak bu bir sorun. Twitter'ı terk etsek bile BlueSky'da bu risk daha da büyüyerek devam ediyor olabilir.

5. Sosyal medyada kendi zaaflarımıza yenildiğimizi fark ettik mi?

İnsanız, duygusal zaaflarımız ve önyargılarımız var. Sosyal platformların modeli bunları hacklemek üzerine kurulu. Hemen duygulanmamız, öfkelenmemiz ve paylaşmamız onların yararına. Twitter'ı terk ederken bunu fark ettiysek ne mutlu.

4. Sosyal medyada sessizce izleyenlerin farkında mıyız?

Toplumun, atıyorum %20’sinin görüşüne maruz kalarak %100’ü hakkında çıkarım yapıyor, siyasetimizi belirliyor olabilir miyiz? Konuşanların toplumu gerçekten temsil etmediğini ve manipüle etmeye çalıştığını fark ettiysek bu anlamlı bir adım.

3. Doğrulama refleksimiz var mı?

Twitter’ı bırakmış olabiliriz, ama bunu yaparken doğrulama bilinci kazandık mı? Twitter’ı bıraktıktan sonra yine bir sosyal medya platformundan, haber almayı bekliyor ya da alıyorsak Twitter zihniyetini tamamen terk etmiş sayılmayız.

2. Bağlam çöküşünün farkında mıyız?

Twitter öyle bir yer ki örneğin Nobel ödülü kazanmış bir ekonomistin kendi uzmanlık alanındaki görüşleri ekonomi hakkında hiçbir eğitimi olmayan biri tarafından değersizleştirilebilir. Bunun adı bağlam çöküşüdür (context collapse). Bu farkındalığı kazandık mı?