yarının barış dolu medeniyetinin mimarları olacaktır. Kapitalizmin yorduğu dünyanın yerine, insanın doğayla ve kendi özüyle uyumlu bir düzeni mümkün kılar.

Halil Fatih Akgül
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı
Mütevelli Heyeti Başkanı

Bir ülkenin mutluluğu insanların gülümsemesi ve çevresinin temizliğiyle ölçülür.

ekonomiden kültüre, kentlerden bireye kadar yaşamın her alanına iyilik bilincini yerleştirir.

Bir ülkenin kalkınma planı, doğanın nefes aldığı bir sistemle mümkündür. Çünkü gerçek refah, yalnızca gelirde değil; doğada, toplumsal bağlılıkta ve merhamette yatar.

Hepitalist insan;

• Başkalarının sömürülmediği bir dünyayı savunur,
• Doğayı bir kaynak değil, yaşam arkadaşı olarak görür,
• Farklılıkların birlikteliğini zenginlik sayar,
• Savaşın değil şefkatin dilini konuşur.
• O, geleceğe miras olarak para değil, huzur bırakmak ister.

sadece bireysel bir duygu değil, toplumsal bir görevdir. “Mutluluk Bakanlığı” ya da “Hepitalizm Kurulu” gibi kurumların kurulması bu vizyonun kurumsal adımlarıdır.

Bu sistemin adı: Hepitalizm.

Halil Fatih Akgül
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı
Mütevelli Heyeti Başkanı

Bir orman bir tohumla başlar. Bugün Hepitalizmin tohumlarını atanlar, yarının barış dolu medeniyetinin mimarları olacaktır. Kapitalizmin yarattığı yorgun dünyanın yerine, insanın yeniden doğayla ve kendi özüyle barıştığı bir sistem mümkün.

Bir gün tüm ülkeler, başka uluslara müdahale etmeden, ortak mutluluk hedefiyle yönetildiğinde artık ordulara değil, umutlara ihtiyaç duyulacaktır.

Gelecek nesillere bırakılacak en büyük miras; savaşsız, adil ve merhametli bir dünyadır. Hepitalizm, “ben”den “biz”e, “ne kadar”dan “yeterli”ye geçişi temsil eder. Hepitalizm, “haz” yerine “huzuru” koyar. Bu dönüşüm, sadece sistemlerin değil, kalplerin de değişmesini gerektirir.

Hepitalistler, doğaya zarar vermeden üretmeyi, tüketim yerine paylaşımı, karbondan değil sevgiden enerji üretmeyi hedefler. Çünkü doğa olmadan mutluluk da olmaz. Bir ülkenin mutluluğu, insanların yüzündeki gülümsemede, ailelerin huzurunda, çevresinin temizliğinde, ruhunun dinginliğinde ölçülmelidir.

Kapitalizmin yıprattığı doğa artık nefes alamıyor. Oysa Hepitalizm, hem insanın hem gezegenin refahını aynı anda gözeten bir felsefedir. Toprağın, suyun, ormanların ve canlıların mutluluğu; insanlığın gerçek zenginliğidir.

Bu yeni düzen; ekonomiden kültüre, kentlerden bireye kadar yaşamın her alanına “zarafetle ilerleme” bilincini yerleştirir. Çünkü gerçek medeniyet, insanın içindeki iyilikle başlar.

Görgüsüzlük, cehalet ve şiddetin sıradanlaştığı bu çağda; insan olmanın zarafetini, merhametini ve bilincini yeniden hatırlamanın zamanı geldi. Hepitalizm, kaba güç yerine nezaketi, rekabet yerine işbirliğini, kâr hırsı yerine toplumsal mutluluğu merkeze alan bir yaşam anlayışıdır.

Atatürk’ün “En büyük eserim” dediği Cumhuriyeti yaşatmak, hepimizin ortak görevidir.

Halil Fatih Akgül
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı
Mütevelli Heyeti Başkanı

Bu anlamlı günde, bizlere emanet ettiği Cumhuriyet değerlerini, üretkenliği, tasarrufu ve toplumsal dayanışmayı yaşatmak; ülkemiz için daha adil, daha bilinçli ve daha umutlu bir yarın inşa etmek en büyük sorumluluğumuzdur.

Atatürk, yalnızca bir lider değil; milletine inanan, çağının ötesinde düşünen, bilimi ve aklı rehber edinen bir vizyonun simgesidir. Onun mirası, sadece geçmişimizin değil, geleceğe uzanan yolumuzun da en güçlü ışığıdır.