Valla ben de severdim epey, ama bir yandan da eski tadı yok???

Aslında son dönemde birkaç beyanı oldu o adamın; onlar olmasa kendisini bir şekilde boykottan kurtarırdı gibi geliyor ama bilemiyorum :)

Bunun yerine genel olarak tüketimi düşürmek, mimli markaları tamamen terk etmek, iki haftada bir/ayda bir de ekonomiye hiç katkıda bulunmamak çok daha etkili olur, böylelikle moralimiz de bozulmaz. Naçizane.

Her hafta bir gün tüketimi tamamen bırakmak, hem iletişiminin yapılması hem de şevkin yüksek tutulması açısından frekansı biraz yüksek bir eylem, bence. İnsanlar bugün olduğunun farkında değildi mesela ofiste.

En büyük tehlikesi de o işte ya. Bu, L*vent G*ltekin vb. isimler ekstra tehlikeli valla.

Tabi bu çeşit insanlara, vaktiyle aynı operasyonlara kalkışan b*ransu gibilerin akıbetini hatırlatmak lazım kibarca.

O aday çıkacak, o sandık gelecek, demokrasinin asgari gereğini de yok etmenize izin vermeyeceğiz.

Fakat bu bir günlük tüketimi tamamen durdurma işini her hafta yapmanın zarar verebileceğini düşünüyorum ya. Ayda bir tam kapanma gibi ve geri kalanında da temel ihtiyaçların giderilmesi ile sınırlı olarak devam etmek daha makul geliyor. Bir de böyle şeylerde heyecanı dindirmemek lazım.

Şimdi kuruluş gazetesine baktım, sonra sermaye artırımı vs var mı bakmadım da 2004 yılında mustafa eruslu ve eruslu soyisimli birkaç kişi daha kurmuş. Şöyle de haber gördüm.

www.gazianteppusula.com/haber/102430...

Ürünün üstünde üretici firma adı yazar, ticaretsicil’den girip kuruluş gazetesine bakarsan ortaklarını görürsün, sonradan pay devri olursa tescil edilmediğinden onu göremezsin ama yine de iyi bir denetim yöntemi bu. Sleepy’nin sahibinin akp bağlantısı vardı ama sanki, ben öyle hatırlıyorum.

Valla işimize ne yararsa dilek ablacım, niye saçma gelsin canım aa anlıyorum :)

Doğru diyorsun. Uyku falan uyuyamadım birkaç gün sonra artık zorladım kendimi bir şekilde. Bir şekilde ümitvâr olmamız lazım, daha gidecek çok yol var

Rejim belki hiç olmadığı kadar sert çünkü hiç olmadığı kadar kırılgan. Yirmi üç seneden bahsediyoruz. Hem de belki dört beş fazda anlatılabilecek bir rejim geçişinin belki de son aşaması, tek kişiyle özdeş, tam otokrasi. Ve en azından şu an için sandıkta işlerin hiç de iyi gitmediğinin farkında.