Sosyalizm Yeniden konferansımızın programını paylaşıyoruz.

Bu topraklarda barış, eşitlik ve özgürlük için yaşamını feda edenlerin mücadelesi, bizim de mücadelemizdir. Onları saygıyla anıyor; onların barış ve adalet hayalini yaşatmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.

İnsanlığa karşı işlenmiş bu suçların örtbas edilmesine sessiz kalmayacağız. Adaletin sağlanması için mücadeleyi sürdüreceğiz. Barış talebiyle bir araya gelen ve bu uğurda yaşamını yitirenleri unutmadık, unutturmayacağız.

Devletin ve yargı organlarının, IŞİD ve benzeri radikal yapılara karşı gösterdiği bu müsamahakâr tutum, halkların barış ve güvenlik içinde bir arada yaşama hakkına yönelik doğrudan bir tehdit oluşturmaktadır.

Yargının bu davadaki yaklaşımı, benzer suçların tekrarlanmasına olanak tanıyacak bir cezasızlık ortamı yaratmaktadır.

10 Ekim Ankara Katliamı, yalnızca bir terör saldırısı değil, aynı zamanda halkların barış iradesine karşı organize edilmiş bir saldırıdır. Bu vahşetin failleri yalnızca tetikçiler değildir; planlayan, göz yuman, soruşturmayan ve sonunda aklayan siyasal anlayış da bu suçun parçasıdır.

Türkiye’de yargının, IŞİD gibi insanlık düşmanı bir örgütle ilgili davalarda izlediği bu tutum, yalnızca Ankara’da değil, daha önce Amed’de, Suruç’ta, Dîlok’ta yaşanan katliamların da üstünü örtmeye ve meşrulaştırmaya yönelik bir stratejinin parçasıdır.

Bu karar, insanlığa karşı işlenen ağır bir suçun üzerini örtme ve sorumluları koruma iradesinin açık bir göstergesidir.
Bu karar, barış isteyenlere, demokratik bir toplumda birlikte yaşamak isteyen tüm halk kesimlerine verilmiş siyasi bir mesaj niteliği taşımaktadır.