Evet sevgili dostlar
Bundan sonra her sütlaç yediğinizde Ömer dedenin sütlacı gelsin aklınıza.
Biraz sütü bol, pirinci önceden pişirin ki sulu olsun. Öyle de çok güzel oluyor 😋
Koğuştakileri memnun etmek için çırpınan Ömer dedenin ruhuna fatiha göndermeyi de ihmal etmeden 🙏🙏

Bu Ömer dedenin sütlacı. Sanırım pirincini önceden pişirdim ve sütun suyunu çekecek hal kalmadı dedim. Abi inan kaç gündür bu niye suyunu çekmedi diye düşünüyorum. Gerçekten üstadın. Arkadaşlar pirinci önceden yapıyoruz demişti öyle denedim olmadı gerçekten ustasin dedi.

Yani belki de o an güzel olmamış diyemediğimiz için güzel olmuştu 😅
Geçen gün bir komşuda sütlaç ikram ettiler. Aynı idi. Önce sütünü içtim sonra pirincini yedim. Eline sağlık abla dedim. Fehmi abi günlerdir kimse yemiyor olmamış diye arı dedi.
Olur mu abla dedim

7-böyle de sütlaç çok güzel olur Bırak arkadaşlara böyle ikram edelim. Vallahi mahçup olmazsın yani sevinirler dedik. İkna ettik ve sütlaçları önce sütünü sonra pirinçlerini yiyecek şekilde tükettik. Yani gerçekten güzel olmuştu. Aklımda kaldığına göre güzel olmuştur😅

24 tabağa dağıttık 24 saat geçti, ona göre 24 yıl 😁 hala bizim sütlaçlar katılaşmıyor 😅 Dede dedim bu pirinç pişmiş, pişmiş pirinç suyunu çeker, suyunu çeken pirinçte hal kalmaz, bir de üstüne sütün nazını yani suyunu çekmek istemez, yapamaz yani kapasitesi almaz,

5-çay seti alıp duvarlara vuracak ya da intihar edecek😅
Ara bir formül bulmak ve onu buna ikna etmek gerekirdi ki o işte bana kaldı. Dede dedim şunları çıkaralım, tabaklara dağıtalım buzdolabına koyalım, donsun katılaşır belki dedim.. İkna oldu biraz çay seti boşalttık

4-Şekerden mi deyip şeker katıyor pilavdan mı deyip pilav katıyor ama kaynayan sütlaç bir türlü katılaşmıyor. Öğle yemeği vakti geldi.
Dede hadi bakalım çay set lazım çay yapacağız diyoruz olmaz diyor sütlaç katılaşmadı. 😅 Dede neredeyse masaları sandalyeleri dağıtacak,

3-yüzünüz gülsün dedi. Sütlaç lafını duyup yüzünü gülmeyecek kimse yoktu orada. Ertesi gün kahvaltıdan sonra işe koyuldu. Çay seti boşalttı. İçine süt doldurdu. Sütü kaynattı. Sonra lapa pirinçlerin tamamını içine boşalttı. Dakikalar, saatler geçiyor sütlaç bir türlü katılaşmıyor

2-komşu koğuşlara kadar dağıtır ve bundan lezzet alırdı. (bu konuya son gün değineceğim) Öncelikle sütlaç meselesine gelelim. Malum cezaevinin pirinç pilavları biraz lapa gelirdi ve tamamıyla tükenmezdi. Ömer dede;
-Bunları dökmeyin bunlardan size güzel bir sütlaç yapayım,

Ruhumuzu iliklerine kadar ısıtan istifade kaynağımız
Fikirsizlik tufanlarına tutulmuş nesli, düştüğü vartalardan çekip çıkaran O zat eller üstünde idi.
3 şerefeli camiden kestane pazarına Hisar'dan Çamlıca'ya, kahvehanelerden köy odalarına bir ümmeti ve o ümmetin dertlerini omuzlarında taşıyan O zat

Herkesin kalbi son kez atacakmiş gibi çarpıyordu. 20.000 insanın 20 binine de musibetine katlanma gücü veren O zat, artık omuzlar üzerindeydi.
Rahatsız etmekten çekindiğinden olsa gerek, esmeyen bir rüzgar vardı. Oysa biz titriyorduk. Bir tipinin ortasında yapayalnız bırakılmış gibi hissediyorduk.

Mutlak bir ayrılığın net olduğu anlarda en istenmeyen şeydir zamanın ilerlemesi..
Zaman her zaman ki gibi durduralımıyordu.
İlanlar, duyurular ardı ardına geliyordu. Arada ruhların pasını silen Kur'an-ı Kerim tilaveti, ezanlar...

Sadece o değil, oraya gelen 20 bin insanın hepsi benzerlerini yaşamıştı. Zulmün omuzlara bıraktığı ağırlık herkesin yüzüne yansıyordu. İçimden sıratı uçarak geçirecek ezalar yaşamış bir insan QR koduna takılacak değil herhalde dedim. Takılmadı.

Son bir vazife için ayakta durmaya çalışıyordular. QR kodumu okuttum. Geçtim. Arkamdan gelen arkadaşım da denedi ama okunmadı. Arkadaş panik olmuştu. Kolay değildi ordan geri dönmek. Arkadaş tutukluluk, gayb yaşamış, Meriç'i aşmıştı. Ordan ABD'ye uçmuş ve hayatta tutunmuştu.

Stadyumun önündeki meydana geldik.
Yüzlerce insan şehrayin alanına gidiyor gibiydi. Evet bir Şeb-i aruza şehadet edilecekti ama kimsenin yüzü gülmüyordu. Bakışlar ayak uçlarına odaklanmış, dudaklar hüznü hissettirircesine bükük idi. Sıraya girdik. Uzun bir sıra bizi bekliyordu. Sabırla bekledik.