shameless c/p from substack notes btw

...while the former are wary of continuing the Kemalist nation-state building project based on Secular-Sunni Turkishness. Regarding this latter concern, Kemalists either a) do not even realize it is a problem, and/or b) don't see anything wrong with reapplying it in 2025.

c/p from y substack: I think what gets lost between foreign audiences and Turkish Kemalists (using this term loosely here) is that the latter mostly have Kemalist tenets of secularism and Westernization in mind...

that said, derdim kim bedel ödedi tartışması yapmak değil. bedel ödememek suç değil. kimse mutlu olmadığı bir ortamda çalışmak zorunda da değil. ama yukarıda anlattığım durum... sadece komik.

... ilk başta hocaların yer yer öğrencilerin organizasyonlarına tiksinmeyle baktığını, ve de bir “bedel” ödenmişse bunu well-connected akademisyenlerin değil, polis şiddetine maruz kalan, ekonomik sıkıntılarla boğuşan, yaşam alanları ellerinden alınan öğrencilerin ödediğini hatırlatalım.

...ve de 'bedel ödemiş' olduğunu düşünmenin verdiği ehliyetle türkiye’deki hiçbir toplumsal olayda bilgeliğinin zekatını vermekten geri duymaz. bu vesileyle direnişin başında da bugün boykotta da eylemkırıcılık yapan akademisyenlerin olduğunu,...

daha önemlisi, sonrasında yaşanan eylemler ve hala süregelen ritüel akademisyen protestolarıysa onlar için bir rebranding fırsatıdır. sonunda sadece dünyada süperstar akademisyenlerle kanka olan bir “scholar of resistance” olmaktan çıkıp kendisi bir direniş öznesine dönmüştür.

bu kişiler okula atanan ilk kayyumu kayyumdan saymaz, o dönemki öğrenci tepkisine pek destek de vermemiştir. melih bulu kayyum atandığında da adeta türkiye’ye daha dün taşınmış gibi tepkiler vermiş, daha çok bunun nasıl ONLARIN başına gelebildiğine dair bir dehşete kapılmıştır.