Kültür ve Turizm Bakanı olması gereken; bilgi birikimi ve vizyonu ile ülkeye hizmet edecek saygılı, kaliteli ve bir o kadar da mütevazi bir adamı bomboş bir dosya kapsamında, mesnetsiz suçlamalarla tüm hastalıklarına rağmen siyasi saik ile tutuklanmasında ısrar edilmesi her bakımdan ülkeye ihanet.

Geçtiğimiz yönetim döneminde atıl durumda olan, lunapark olarak bile kullanılamayan, bir nevi şehir içindeki çöplüğe çevrilmiş Feshane’yi Uluslararası Mimarlık Festivalinde mimari tasarım ve uygulamasında finale kalan proje haine getiren bir isim Mahir Polat.

Mevcut projeleri arasında ise en önem verdiği; “Türkiye’nin dünya ligindeki en büyük işi”olarak tanımladığı Artİstanbul Feshane. Hatta Feshane’yi “biz Yerebatan’dan daha iyi bir iş yaptık: Feshane” diye açıklıyor.

7ay önce bir röportajında açıkladığı sayı ile 42 abide toplam 1200 yapıyı sistematik bir şekilde sürekli koruma altına almışlar. 64 abide yapının ise -ki buna Yerebatan Sarnıcı- dahil restorasyonu yapılmış.

İBB Miras’ın ana hedefi önleyici koruma ile bir tarihi eserin daha fazla yıpranmadan sistematik bir şekilde onarımının yapılarak hem maddi hem de manevi olarak belediyeye daha az yük de yükleyerek sürecin tamamlanması.

Polat, İstanbul’daki 36.000 kültürel miras hakkında belediyenin bu miraslara sahip çıkarak özgün bir yapı kurması gerektiğini söyleyince İmamoğlu ile beraber her işin ihaleye bırakılmamasını düşündüklerinden Polat’ın projesini hayata geçirerek İBB Miras adı altında bu projeye başlamışlar.

Polat, İmamoğlu’nun seçildiği güne kadar tüm miras eserlerin restorasyonlarını özel bir birimin gerçekleştirmesini bir kenara bırakın, otoparkı yapan Fen İşleri Müdürlüğünün aynı zamanda bu tarihi eserlere restorasyon yapan birim olduğunu söylüyor.