Cumhuriyet Evladı
Kahve bağımlısı.
O, bir lider değil; bir çağdı.
Gülüşüyle umut, hüznüyle ders, yalnızlığıyla ibret bıraktı.
Atatürk hâlâ yaşıyor. Zihinlerde değil; vicdanlarda, karakterde, duruşta.
Huzur içinde uyu Atam...
O, bir lider değil; bir çağdı.
Gülüşüyle umut, hüznüyle ders, yalnızlığıyla ibret bıraktı.
Atatürk hâlâ yaşıyor. Zihinlerde değil; vicdanlarda, karakterde, duruşta.
Huzur içinde uyu Atam...
Bir gün Hasan Rıza Soyak’a şöyle dedi:
“Benim ölümüm, bir adamın değil, bir devrin ölümüdür.”
Ve gerçekten öyle oldu.
Bir gün Hasan Rıza Soyak’a şöyle dedi:
“Benim ölümüm, bir adamın değil, bir devrin ölümüdür.”
Ve gerçekten öyle oldu.
Çocuklara ayrı bir sevgi beslerdi.
Bir çocuk ağladığında susturmak için her şeyi yapardı.
O yüzden 23 Nisan’ı onlara armağan etti.
Çocuklara ayrı bir sevgi beslerdi.
Bir çocuk ağladığında susturmak için her şeyi yapardı.
O yüzden 23 Nisan’ı onlara armağan etti.
İçkiyi keyif için değil, uyuyabilmek için içerdi çoğu zaman.
Uyuyamazdı çünkü düşünürdü.
Milletin geleceği, halkın hali, memleketin yarını…
İçkiyi keyif için değil, uyuyabilmek için içerdi çoğu zaman.
Uyuyamazdı çünkü düşünürdü.
Milletin geleceği, halkın hali, memleketin yarını…
Mal mülk biriktirmedi.
“Bana milletin sevgisi yeter. Giderken onu götüreceğim” derdi.
Vefat ettiğinde cebinden çıkan tek şey, bir mendil ve bozuk paraydı.
Mal mülk biriktirmedi.
“Bana milletin sevgisi yeter. Giderken onu götüreceğim” derdi.
Vefat ettiğinde cebinden çıkan tek şey, bir mendil ve bozuk paraydı.
Kıyafetine, temizliğine çok özen gösterirdi.
Paçaları ütüsüz, ayakkabısı tozlu birini görünce hemen fark ederdi.
“Bir devlet adamı önce kendine saygı duymalı” derdi.
Kıyafetine, temizliğine çok özen gösterirdi.
Paçaları ütüsüz, ayakkabısı tozlu birini görünce hemen fark ederdi.
“Bir devlet adamı önce kendine saygı duymalı” derdi.
Bazı geceler, herkes gittikten sonra tek başına rakı içer, eski Türk musikisi dinlerdi.
En çok da “Fikrimin İnce Gülü”nü…
O anlarda kimseye görünmek istemezdi.
Bazı geceler, herkes gittikten sonra tek başına rakı içer, eski Türk musikisi dinlerdi.
En çok da “Fikrimin İnce Gülü”nü…
O anlarda kimseye görünmek istemezdi.
Yalnızlıktan nefret ederdi.
Sofrasında dostsuz kalmak istemez, saatler süren sohbetleri severdi.
Neşesi boldu, ama içinde hep bir hüzün taşırdı.
Yalnızlıktan nefret ederdi.
Sofrasında dostsuz kalmak istemez, saatler süren sohbetleri severdi.
Neşesi boldu, ama içinde hep bir hüzün taşırdı.
Atatürk geceleri uykusuzluk çekerdi.
Çoğu zaman sabaha karşı dalar, öğlene kadar uyurdu.
Sabahları kimse onu uyandırmaya cesaret edemezdi..
Atatürk geceleri uykusuzluk çekerdi.
Çoğu zaman sabaha karşı dalar, öğlene kadar uyurdu.
Sabahları kimse onu uyandırmaya cesaret edemezdi..