5-Filmin sekansları o kadar mükemmel planlanmış ki, bu kadar kaos arasında izleyiciyi yormuyor. filmin temposunu bir an için düşürmüyor yönetmen, izleyicinin bir şekilde filmin her anında olmasını istiyor, başarıyor da.

bunun dışında kostüm tasarımları, mekanlar, muzikler, ambiyans mükemmeldi.

4-Filmi illaki bir filozof ile eşleştirmek gerekirse, tam bir camus filmi.

camus evren boş ve anlamsızdır ama daha absürt olan bu anlamsız evrene anlam yükleme çabasıdır der.

Filmde bu absürdlük çok tatlı tatlı anlatılıyor

3-joy kızımızın* mutlak gerçeği * gördükten sonra annesini "belki bana başka bir yol gösterirsin" diye araması, annesi başka yol gösterdikten sonra da "hayır sen anlamamışsın" diye reddetmesi manidardı.

2-koca evrende çok kısacık bir süre var olup ne olup bittiğini anlayamadan ölüp gidiyoruz. bunda hemfikiriz ama asıl ikilem de burada başlıyor

her şey anlamsızsa bunu içselleştirip hiççilikte boğulmalı mıyız, yoksa anlamsız olduğu için rahatlayıp pozitif mi olmalıyız?

Everything everywhere all at once filmini dün izledim.

Evet biraz geç kaldım.

1-filmin esasında nihilizm ve konfüçyüsçülük'ün mücadelesi üzerine. Gerçeği fark etmek bizi tek bir sonuca çıkarmaz, her şey apaçık ortada olsa bile onun iyi mi kötü mü olduğuna biz karar veririz.