Merkür’ü Su Elementinde Retro Olanlar (Yengeç, Akrep, Balık)
Kelimelerin ardında duygular, sessizliklerin ardında romanlar vardır.
Yazmayı seversin çünkü yazarken duygularını dökmeden anlatabilirsin.
Ama senin sözlerin şifa taşır. Doğru zamanda konuştuğunda insanlar sadece duymakla kalmaz şifalanır.

Merkür’ü Hava Elementinde Retro Olanlar (İkizler, Terazi, Kova)

Zihnin hızlı, fikirlerin çok yönlü…
Ama anlatmak her zaman kolay değil.
Sanki içindeki sesleri dışarı çıkaracak bir dil yoktur bazen.
Anlaşılamamaktan, yanlış anlaşılmaktan yorulmuş bir zihinsin. Anlaşılman zaman alabilir ..

Merkür’ü Toprak Elementinde Retro Olanlar (Boğa, Başak, Oğlak)

Zihnin temkinlidir.
Her kelimenin ardını ölçer, biçer, tartar…
Söylemeden önce on kez düşünür, sonra da “acaba doğru mu söyledim?” diye içten içe didiklersin.
Detaylar, geçmiş hatalar ve içsel eleştirmen seni zaman zaman yorar.

Merkürü Ateş elementinde Retro olanlar (Koç, Aslan, Yay):
Zihinsel enerjin içte yanar, dışa taşmadan önce bin kez tutuşur.
Anlatmak istersin ama önce cesaretinle savaşman gerekir. Alaycı ve aceleci konuşmak sana yaramaz. Senin asıl gücün,
düşüncelerinin içsel alevini kelimelere ustaca dökebilmende.

Mars’ınız mı retro? Harekete geçme gücünüzü ne kadar doğru kullandınız tekrar aynı konulardan sınanacaksınız demektir. Bastırılmış öfkeniz mi var? Yanlış eylemlerin karmasına mı doğdunuz yine Mars’ın bulunduğu burç, ev ve aldığı açılar ortaya çıkarır konuyu.

Venüs’ünüz mü retro? Aşk, ilişkiler ve değerler konusunda yaralarınızı iyileştirmeye geldiniz. Geçmiş yaşamdan yarım kalan aşamadığınız ilişki problemleriniz var demektir. Belkide kendi değerinizi yeniden inşaa edeceksiniz. Venüsün hangi burçta hangi gezegenlerle açısı var iyi analiz etmek gerek.

İnsanların gözünde ve zihninde nasıl canlanmak istiyorsunuz? Dahası dünyaya nasıl bir iz bırakmak isterdiniz? Her insan içinde bi cevher ile doğar. Görüntünüz ve sahip olduklarınızla değil karakterinizle fikirlerinizle ve duruşunuzla fark yaratın. Unutulmamak da iz bırakmaktır.

Kimileri vardır; söyledikleriyle kalbine işler, sustuklarıyla bile düşündürür. Onların bıraktığı iz, üstündekilerde değil, kelimenin ve eylemin dokusundadır.
Bir söz söyler, aklına takılır.
Bir duruş sergiler, yıllarca zihninde yankılanır.
Bir adım atar, başkalarını da cesaretlendirir..

Moda geçicidir. Ama fikirler zamanı aşar.
Çünkü insan, bir kıyafeti değil; kendine kattığı anlamı taşır içinde.
Ve en güzel elbise, hakikatinle yüzleşip onu onurla taşıdığında giydiğindir.
Şimdi sor kendine:
Seni gördüklerinde kıyafetin mi konuşulsun, yoksa varlığın mı titretsin ortalığı?