Yaprak Coşkun
banner
cosqun.bsky.social
Yaprak Coşkun
@cosqun.bsky.social
Şimdilik, kendimle sohbetimi yazıya döküyorum sadece.
Kimse, kendisinin de olduğu bir fotoğrafta önce size bakmaz. Öncelik her zaman kendisinde olacaktır. Ya da herkes fotoğrafta önce kendisine bakar.
October 6, 2024 at 1:27 PM
Hayatta geldiğim şu noktada, hiçbir şeyden emin değilim. Ve bu mutlak muğlak durum, beni her ideolojiden o kadar vareste hale getiriyor ki; kendimi hiç olmadığım kadar özgür hissediyorum.
August 3, 2024 at 7:25 PM
Kızım 3-4 yaşlarındayken, ailecek asansörde kaldık. Kızımın ilk tepkisi ağlamaklı bir sesle; "beni seviyor musunuz?" olmuştu. Kurtulduğumuzda biz bunu nahif bulduğumuzdan dolayı çok gülmüştük. Oysa şimdi anlıyorum ki; ona en çok ihtiyacı olan şeyi, sevgimizi yalın bir şekilde hissettirememişiz.
March 8, 2024 at 4:08 PM
Ne kadar zamanın geçtiği önemli değil ama ondan kalan, açılmamış bir tüp florürsüz diş macunu da ortasından sıkmadığım halde bittiğine göre artık o ilişki ile ilgili sorumluluğum kalmamıştır sanırım.
February 22, 2024 at 9:17 PM
İlk buluşmamızdan sonra hissettiğini söylediği şekilde, acaba bir başkasını da çantasına koyup evine götüresi gelmiş midir?
February 18, 2024 at 7:12 AM
David Hume şöyle diyor, insanın kendisini hayatın merkezine koyması küstahlığı ile ilgili: "İnsan hayatı evren için bir istiridyenin hayatından daha değerli değildir." Bence de, ama bunu sakın, "İstiridyenin hayatı evren için değersizdir." şeklinde algılamayınız. Her ikisinin hayatı da değerlidir.
February 13, 2024 at 7:17 PM
"İnsan, hayallerine doğru güvenle yürüdüğü ve hayalindeki hayatı yaşamak için çaba gösterdiği takdirde gündelik hayatın akışı içinde aklına dahi gelmeyecek bir başarıya ulaşacaktır. " demiş Henry David Thoreau. Hadi bakalım, "bir deneyip görelim" diyorum ben de.
February 13, 2024 at 6:40 PM
"Kimse seni benim kadar sevemez." diyemem hatta benden daha çok seven olmuştur ve yine olabilir. Ama şuna eminim ki; "seni kimse benim gibi sevemez." Sevmenin şiddeti değil önemli olan. Birçok olguda olduğu gibi burada da önemli olan nitelik, nicelik değil. "Nasıl"ı daha önemli yani.
February 13, 2024 at 4:51 PM
En çok beğendiğim yerinin düzene karşı koyan, hafif öne çıkık ve gülüşüne daha bir güzellik katan dişinin olmasının sebebi sadece 'kusurluluğun kusursuzluğuna' örnek olası değildi. Bir sebebi de bu dişinin, baş kaldırışıyla onun karakterini de çok güzel özetliyor olmasıydı.
February 11, 2024 at 6:41 PM
Sen aslında en çok hatta belki de sırf o görsün diye post, reels, hikaye paylaşırsın ama onun dışında herkes görüp yorum yapar. En çok ondan bir yorum, bir emoji, bir etkileşim beklersin ve gelmeyince, isteksizce tüm saçma sapan yorumlara, etkileşimlere cevap yazmak zorunda kalırsın. Fuck the system
February 10, 2024 at 8:48 PM
(Öncekinden devam.)Bu filmi onunla beraber izleyecektik. Bu da, onunla beraber yapacaklarımızın bulunduğu uzun listede yer alan ve ondan ayrı yapılınca, gökyüzünde kimse göremeden ve bir dilek dahi tutulamadan kayıp giden bir yıldız gibi pek de anlamı olmadan yitip gitti.
February 10, 2024 at 8:20 PM
"Poor Things" (Zavallılar) filmini izledim. Varoluşsal gözlüğe bile gerek kalmadan hayat gibi hüzünlü ve komik ve dahi sıradışı. Ben filmi, filmin baş karakteri Bella'nın turta yerken aldığı haz ile hemen hemen aynı haz içerisinde izledim. Eleştirmen değilim ama bence fahiş sinema parasına değdi.
February 10, 2024 at 8:05 PM
Bu yaştan sonra, Tarık Akan, Gülşen Bubikoğlu'nun baş rollerini paylaştığı "Ah Nerede" isimli Yeşilçam filmini izleyip onunla ilişkimiz arasında analoji kurmak da varmış.
February 10, 2024 at 8:07 AM
Bazen muhayyilemde ona bir iftira atıyorum. Sanki tüm bu olanları baştan beri biliyormuş ve planlıyormuş da sadece zamanı ile ilgili uygun bir an kolluyormuş gibi mesela. O zaman bir nebze rahatlıyorum. Onu anlayarak kötü ayrılmamanın verdiği acı, bu şekilde bir süreliğine diniyor çünkü.
February 9, 2024 at 9:48 PM
Biraz önce, yaklaşık 20-25 yıldır benimle olan ve çok emeğini gördüğüm dişimle 5 dakikada ayrıldık. Ne canım yandı ne de içim acıdı. Onunla ise tanışıklığımız, dişimle olan birlikteliğimin yaklaşık onda biri kadar bir süre ve ayrılığımız hem canımı yakıyor hem de içimi acıtıyor.
February 9, 2024 at 8:20 AM
Schrödinger'in Kedisi düşünce deneyini herkes biliyordur artık. Beynimde aynı çağrışımı yapan klasörlerden birinde yer alan bir olgu: Herkesin uzaktan ona benzemesi ama yaklaşınca kimsenin ona hiç mi ama hiç benzememesi.
February 9, 2024 at 8:10 AM
"Daha kaç vücut gerek bana, benim seni unutmama" diyor ya Teoman bir şarkısında. Aslında o öyle olmuyormuş. Doğrusu; "daha kaç beyin gerek bana, benim seni unutmama" olmalıymış. Ben de bunu; maalesef yarama, bolca miktar vücut tatbikinden sonra anladım.
February 9, 2024 at 6:43 AM
Şunu anladım ona kızarken beynimin içindeki kızma sarkacının ona devrildiği zaman diliminde -ki bu sarkaç kah bana, kah ona devrilir- ben aslında onu değil, kendimin onunlayken olduğu halimi özlüyorum. O, kendi özüme en yakın olduğum ve aslında ben olmaya en yakın olduğum halimi. "Ben"in, "o" hali.
February 8, 2024 at 9:06 PM
Ne güzel yağmur yağıyor dışarıda. Yağmurun sesi de onu hatırlatıyor ki. Ki onu hatırlatmayan ne kaldı şu son on günde. On gün takvimde, bendeki karşılığı; belki yüz, belki bin. Belki böyle hissetriren kendime duyduğum kin.
February 8, 2024 at 9:01 PM