Alt-emperyalist yeni Osmanlıcılığın yıllar sonra yeniden gündeme gelmesi de hem rejimin içerideki arayışlarına, hem bölgeye dayatılan dönüşüme uyumlanmaya çare olarak görülmesinden. Demokrasiyi, Cumhuriyet'i, ulus devleti, laikliği savunacağız. Türkiye'yi düze çıkaracağız.

Yer yer basit eyyamcılık gibi gözüken şeylerin altında da bu aparatlığın olabileceğini akıldan çıkarmayalım. Bütün kefenli reisçiler kefenini dışına giymiyor.

🫂

Mustafa Kemal sahadaki pek çok emri astlarına sözlü olarak veriyor, onlara imzalatıp gönderiyor. 'Başarı başkalarının üstüne kalır diye kaygılanmıyor musun' diyorlar, 'Aynı durumda kalsak ben aynı emri yine verebilirim, o veremez' diyor. Onu oraya getiren şey becerisi çünkü.

Bir ülkenin en güçlü ulusal güvenlik stratejisi bolluk ve barış içinde, uyumlu ve kenetlenmiş bir ulustur. Aç, yoksul ve ayrışmış bir toplumu hiçbir silah koruyamaz.

Evet, iç cephe önemlidir. Ama halkın çoğunluğuna rağmen, ülkenin uzun erimli çıkarlarına rağmen, ulusun egemenlik hakkına, devletin bağımsızlık ilkesine zarar verecek yöntemlerle halka boyun eğdirmek iç cepheyi güçlendirmek değildir.

Hem kişisel bir donukluk ve samimiyetsizlik, zorlamalık, hem de siyaset yapma biçiminden kaynaklı. Kılıçdaroğlu'nun hata yapması için bile 3 MYK toplaması lazım. Hızlı hareket yok. Çünkü siyaseti içten değil. Neyi niye yaptığını bilmiyor. İçi boş.

Kılıçdaroğlu denen adamda beni her zaman rahatsız eden bir donukluk, rehavet, samimiyetsizlik var. Olduğu gibi davranmadığı için içten tepkilerini 13 yıl boyunca pek az gördük. Durgun zekalı olduğu için anlık tepki veremiyor. Öfkelenmiyor, şaka yapmıyor. Sahici değil.