İçeride adaletsizce, haksız ve hukuksuzca tutulan öğrenciler, İmamoğlu, Mahir Polat, Ümit Özdağ ve diğerleri için hiçkimseden vicdan, şefkat, merhamet falan dilenmiyoruz! İstediğimiz, sadece bağımsız yargının vereceği muhakkak olan özgürlük!!! Serbest bırakılmalılar!

Sadece köşeleri değil, çemberin bile bir yerlerini muhakkak tutmuş adamlar. Biraz kurcalayınca her yere sızdıklarını, neredeyse hiçbir firmadan bi şey alınamayacağını görüyoruz. Tersine evrimle avcı-toplayıcı olmaya dönmekten başka çare kalmayacak gibi görünüyor! (Çok az abarttım, çok az.)

Muhafazakâr kesimde, Mahir Polat'ın tedavisi konusunda çağrı yapacak ılımlı, vicdanlı, temel seviyede insani ve ahlaki değerlere sahip biri yok. Çünkü artık muhafazakâr kesim diye bir şey yok, fanatikler var, ki -herhangi bir konuda- fanatizmin olduğu yerde zekâ, akıl, mantık, sağduyu vs olmaz.

Şu "Beslemelerin sonu" ifadesi yerine başka bi şey bulmak lazım. Böyle, Kemalettin Tuğcu kitabı adı gibi...İkide bir profiline baktığım insanların sayfasında "Beslemelerin Sonu" ibaresini görüyorum ve içim sızlıyor!

Hiç aklıma gelmezdi, günün birinde Erdoğan ile aynı fikirde olacağım; "Bîtaraf (tarafsız) olan, bertaraf olur" demişti vaktiyle. Şöyle bir durumda hâlâ tarafsız kalan, benim nazarımda bertaraf olmuştur. Sattığının, ürettiğinin alıcısı olmam.

Böyle çok da şey etmeden, seri halde takibe alma olayım en son Gezi'de olmuştu. Gezi'yi destekleyen kim varsa eklemiştim. Şu anda da boykota destek versin, AKP'li ya da MHP'li olmasın, Atatürk'le, sokak hayvanlarıyla derdi olmasın, tamamdır.

Mahir Polat'ı 2. bir Kuddusi Okkır vakasına çevirmek midir bu adamların derdi?

Gerçekten de bir ülkenin başına gelebilecek en kötü şey, kötü yönetilmek değil, kötüler tarafından yönetilmek!

Şuraya gireli daha 5 dakka olmadı. Nedir, ne değildir, diye bakayım derken, Beslemeler'i Besmeleler okudum. Ülke benim ayarımı hakikaten çok pis bozmuş. :(