“Haa Haçlı ittifakı kendini eninde sonunda gösterdi”

2017
Recep Tayyip Erdoğan

Türkiye’de malum kesimin müslümanlığı da milliyetçiliği de siyasidir, samimi değildir…

Kılıçdaroğlu; zamanında İngilizler’e sığınan ve İngilizlerin de ‘eski halifedir işimize yarar, kullanırız bunu’ diyerek kabul edip, kaçmasına yardım ettiği Vahdettin’dir.
Tarih bu ihaneti de yazacak…

23 yıldır aynı konuları bu milleti bir şeylere ikna etmek için ısıtıp ısıtıp milletin önüne getiriyorlar. Ayrıca bir çoğu yalan, bir kısmı eksik, bir kısmı çarpıtılarak anlatılıyor. Anayasa değişikliği için yine başörtüsü ve dini istismar videolarıyla milletin yumuşak karnı okşanıyor, ama tutmaz…

Radar cezalarına tepki gelince, etrafta bırakın radar aracını, trafik polisi aracı görmez olduk. Bu halk gücünün farkında değil. Halka rağmen kimse hiç bir şey yapamaz!

Gazeteci çıkıp tarihte yaşanmış olaylardan örnekler veriyor, bunu tehdit algılıyorlar 😁 Ama şu çaresizliğiniz, şu korkunuzu gördükçe mutlu oluyorum. Evet verdiği örnekler gibi olmayacak sonunuz ama gideceksiniz! Türkiye Cumhuriyeti Devleti zorlayıp çıkartamadığınız o çizgisinde devam edip gidecek..

Bu ülkede bir seçimde aynı zarftan çıkan oy pusulalarının biri şaibeli dendi, diğerleri kabul gördü. Türkiye o noktada zaten ıq testini vermiş oldu…

Bir sorunun en büyük olması için, diğer bütün sorunların ya direkt ya da dolaylı olarak ondan kaynaklanıyor olması lazım. Ülkemize baktığımızda en büyük sorun din. Adam sorgulamayı dinle bırakmış, biat kültürüne dinle alışmış, başındaki adamın namazına din yüzünden kanmış, yetinmeye dinle alışmış..

Bir zamanlar birileri çıktı ve “Ben BOP eş başkanıyım” dedi. Bugün bile buna rağmen bu ülkede bu adam savunuluyorsa, milliyetçi(!) bir partinin lideri kalkıp bir terör örgütü liderine bu ülkede güzellemeler yapıyor ve tepki almıyorsa, bu millete müstahak demekten başka yapacak bir şey yok…

‘İnanmak’ kelimesini hiç sevmedim. Sorgusuzca yapılan ve insanı kendi iradesi ile zincirleyip tutsak eden bir şeylerin karşılığı olduğunu düşünürüm hep. İnanmamak lazım onun yerine bilmek, araştırmak, sorgulamak ve doğruyu bulma yolunda olmak lazım…

11 branşın toplam kontenjanı, 1 Din Kültürü branşı kontenjanı etmedi…

Bilmenizi değil inanmanızı istiyorlar. Çünkü artık bu kadar sorgusuz inanmanız bile onlara yetmiyor. Sorgulayan, neden sonuç ilişkisi kurmayı öğreten branşlara ne ihtiyaç var? Olur da bir sebep sonuç ilişkisi kuran nesil çıkar…

Ellerindeki bir tomar Türk lirasına bakıp “ya eskiden şununla araba alıyorduk vb” cümleler kuran yandaş iş arkadaşlarıma “dert etmeyin reis eskilerin bozduğu ekonomiyi düzeltecek” dedim, sesleri kesildi, kimi farklı bahanelerle odadan çıktı. Gerçekten karşımızda çapsız, omurgasız bir kitle var…

Dünyanın sadece insanın rahat etmesi gereken bir yer olduğunu düşünen ve bu uğurda sokak hayvanları başta olmak üzere doğayı katleden bir anlayış hakim. Ayrıca bu anlayış bir kesime özgü de değil, her kesimin içinde hatırı sayılır oranda mevcutlar.

O zaman da birileri Atatürk’e “Devlet aklı bu, sen anlamazsın” diyordu…

Tıpkı bugün devlet aklını getirip apo piçinin bir yerine sokanların bize “Devlet Aklı Bu” dediği gibi…

Gerçek şu; Özdağ tutuklandığında toplum bugunki tepkiyi vermiş olsaydı, İmamoğlu’na dokunamayacaklardı. Nerden mi biliyoruz; “Mansur Yavaş’ın da dosyası hazır” söylemleri havada uçuşurken, Yavaş’a dokunamamalarından. Dahası asıl istekleri İBB’ye kayyum atamaktı, yapamadılar. Halka rağmen yapamazsın!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde, ülkenin bir meydanında “Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız” denildi. O gün bunu alkışlayan kitle bugün bunların yerli ve milli olduğunu iddia ediyor, salyaları akarcasına da bağırarak bunların avukatlığını yapıyor.

“Hala nasıl bunları savunabiliyorlar” dediğiniz insanların gerçekleri görmediğini mi düşünüyorsunuz? Onlar da haksız ve hukuksuzluklarının tümünün farkında fakat rejimle, Atatürk ile bu ülkenin kuruluş ilkeleleri ile dertleri var. Bunun için “hedefe giden yolda her şey mubahtır” anlayışı hakim.

İnsan hayatının iskeleti İlkeleridir.