hektarlarca ağacımız milyonlarca hayvanımız, bir yaşlı ve bir orman işçisi iki kişi hayatını kaybetti şimdiye kadar.

Merhaba, hoşbulduk

Hoşbulduk kızçe

Talepler özgürlük üstünedir. Gezi olaylarında talep edilen farklı mıydı? Kavala'nın hapiste olması da o özgürlük talebine katkı verdiği iddiasıdır.
Gençlerin de DEM'in de talebi özgürlüktür. İki talebi nasıl farklı çizgide göreceğiz?

Esad öncesi koşullarda, bu da olasılıklar arasındaydı fakat bugün mümkün değil. Barış anlaşmasının yürüyebilme koşullarından biri de yerel yönetimler üzerindeki baskının kaldırılması ki bu durumda hamle yapması pek olası görülmüyor.

Tükiye'nin önünde iki yol var:
-DEM ile süren barış görüşmelerini olumlu tamamlayıp, Orta Doğu'da yaşayan Kürtlerle bağı koparmadan ortak güçle hareket etmek.
-Barış görüşmelerini sonlandırıp, İsrail-ABD ile birlikte hareket edecek Kürtlerle karşı karşıya gelmek.
Bahçeli ilkini seçti.

Nedir, harekâtın yalnız ABD, İsrail, Türkiye, Rojava arasında değil, bölge ülkeleri ve Rusya-Çin ikilisinin de karışacağı oruna dönüşme tehlikesini göze almak gerekir.
Orta Doğu'da bayrak göstererek bir savaşa girmenin bedelinin ağırlığı tarihte çok net örneklenmiştir.
Umalım ki barışla çözülsün.

darbeden sonra Rojova'ya askeri harekâta kalkışmasıdır.
Başarılı olabilir mi? Türkiye'nin, ABD'nin İran planlarında alacağı yeri yükseltmek, ekonomik ve askeri kaybı umursamamak koşulu ile belki olabilir fakat ABD'nin, kamuoyu desteğinin diplerde olduğu yönetimle pazarlığa girmesi zor görünüyor.

sonundan sonra yumuşama belirtileri görünme olasılığı ortaya çıkacaktır.
Yol ayrımındayız.
İyi olasılığın; Saray'ın Nisan sonuna kadar baskısını artıracağını, hedefine ulaşamaz ise Bahçeli'nin Barış planına boyun eğeceğini düşünüyorum.
Kötü olasılık ise Saray çekirdeğinin, içerideki başarısız

bu kadar belirgin olması da Nisan sonunun bir dönüm noktası olduğunu işaret ediyor galiba.
Bence, bugün yapılacak DEM görüşmesi; 19 Mart'tan ve İmamoğlu'nun terör suçlmasından vareste tutulmasından sonraki en önemli gün.
Öcalan ile yol haritası yeniden belirlenir ve çıkış görünürse, Nisan

sonuna kadar ülkeyi istediğin yola soktun soktun, Mayıs itibariyle oyun kuruculuk görevin tamamen bitiyor" mesajını verdiğidir.
İsrail'in, TSK'nın yerleşmeyi düşündüğü; T4 ve Palmira üslerine saldırıları, Trump'ın her zamanki nobranlığı ile "Erdoğan'a istediğimi yaptırırım" açıklaması, tarihin

Öcalan'dan gelmeyen mesajla zehir zemberek 2. gün.
4 Mayıs'ta Malazgirt'te silah bırakma töreni teklifi gülümseme yaratsa da tarihin bu kadar net saptanması (örneğin Mayıs'ın ilk haftası denebilirdi) Nisan sonunda bazı gelişmelerin beklendiğinin acelenin kaynağının da bu olduğudur. ABD'nin "Nisan

destekten çok, ABD'ye haber vermekle ve zemin yoklamakla görevlendirildiğini, orada da fikrini "çekimser" olarak açıkladığını düşünüyorum.
Bayramın 1. ve 2. günü Bahçeli adına yapılan açıklamalardaki 180 derece zıt içerikler de ilginçtir. Önce Barış nimetleri ile umut dolu 1. gün, ardından

içeren uyarıları ile yakında; satır aralarında da olsa bu isimlerin fısıltılar halinde duyulacağını düşünüyorum.
İsimlerin başında Hakan Fidan olduğu belli fakat Fidan isminin benim için ilginç tarafı, Bahçeli'ye Barış sürecini başlatan uyarıları ilk iletenin o olduğunu düşünmemdir. Bu yüzden;

çıkışları, AKP grubunun sessizliği, Çelik'in; yazacak bir şey bulamayıp, "haberimiz yoktu" mesajlarını RT ile yinelemesi, "Cunta" nitelemesine kadar sessiz kalan diğer bakanlar, girişimin "Saray" merkezli ve çok dar bir kadro ile yapıldığıdır.
Ekonomik kaybın büyüklüğü ve Özel'in ısrarlı tehdit

olacağı bilinmesine rağmen, bu kadar acil ve hazırlıksız darbeye kalkışılmasının nedeni nedir?
Hangi bakanların haberi vardı?
Yoksa tamamen Saray'daki bir çekirdeğin giriştiği darbe miydi?
Kendimce gördüğüm, İçişleri bakanlığının ilk gün gösterdiği şaşkınlık, Adalet bakanının mantığa sığmayacak