Demek ki tercih edilme kriteri başkaymış. Bunu da yapsa yapsa....

Mutlaka, mesleğini ciddiyetle, özveriyle yapan öğretmenlerdir. Fakat buradan bile fay oluşturabilmek, başka bir aklın eseri.

Yok efendim, bu öğretmenler proje okullarına gelirken, 4 yıllık süre sonunda başka okullara gideceklerini biliyormuş, şimdi ortalık karıştırıyorlarmış. Uygun sendikadan tercih yapıp, okulunda kalanlar peki?

Okuluna, öğretmenine, iyi eğitim alma hakkına sahip çıkan, tepki koymaktan başka seçeneği kalmamış öğrencileri, velileri korkutmaya çalışmak ne demek?

Dolayısıyla proje okullarında "okul müdürünün insiyatifiyle" norm fazlasına çıkarılan öğretmenler bağlı bulundukları sendikalarından önce liyakatleriyle, deneyimleriyle sorgulanmalı.

Bugün hala; yap boz tahtasına dönüştürülmüş bu eğitim sisteminden sıyrılan, bilgiye, geleceğe tutunan, pırıl pırıl çocuklar, gençler varsa, en büyük teşekkürü mesleğini özveriyle, tutkuyla yapan öğretmenler hakkediyor.

Hoş, içinden geçtiğimiz süreçte; okumanın, eğitimli olmanın da değersizleştirildiği çok açık. En basitinden mülakat gerçeği var. KPSS'de aldığın puanı önemsemeyen, eş, dost, kart hamili yakınlığını önceleyen ilkel bir anlayış.

Liselere, üniversitelere giriş sistemi, müfredat ve eğitim sistemi kaç kez değiştirildi, neden değiştirildi, değiştirilme sonucu ne oldu? Sabırla takip eden kalmış mıdır?

Tek çıkar yol olan katma değeri yükseltmeye dönük nitelikli iş gücü gerekliliği de yap & boz tahtasına dönen eğitim sistemiyle daha da karamsar hale dönüşüyor.

Bugün Türkiye, bir yanda ekonomi, adalet, eğitim politikalarında izlenenlerin, diğer yanda ise orta gelir girdabının sonucu çok da ümit vermeyen bir seyir izliyor.

PISA'da kendi dilinde okuduğunu anlayamayan çocuklar gerçeği de ortadayken! MEB ne yapmaya çalışıyor?