Anıl Kemal Aktaş
anilkemal.bsky.social
Anıl Kemal Aktaş
@anilkemal.bsky.social
Bilkent IR B.A, Tilburg Global Law LL.B, Bilkent Law and Economics LL.M, Essex IR M.A // ivmehareketi.com // human rights, ecology, political economy, rule of law
Türkiye’nin çıkışı, sadece yargı reformu değil; hukukun ne olduğunu yeniden tanımlamakta yatıyor. Çünkü mesele artık hukuksuzluk değil, hukukun bizzat baskının aracı haline gelmiş olması.
April 25, 2025 at 3:50 PM
Bu düzende kimse hukukun güvencesi altında değil. Bugün Saraçhane’de slogan atanlar, dün KHK ile işinden olanlar, yarın ise bambaşka bir kesim olabilir. Çünkü bu sistemin düşmanı bitmez, hukuk ise ona göre şekillenir.
April 25, 2025 at 3:50 PM
Türkiye’de hukuk devleti, artık sadece anayasada yazan bir temennidir. Gerçekte var olan şey, hukuksuzluğun kurallar üzerinden yönetildiği, düşmanlaştırılan kitlelerin sürekli cezalandırıldığı bir düzendir.
April 25, 2025 at 3:50 PM
Anti-hukuk düzeni, toplumu sürekli olarak disiplin altına almayı hedefler. İfade özgürlüğü, toplantı hakkı gibi kavramlar kâğıt üstünde vardır, ama fiiliyatta her şey “yasak” olabilir. Sadece ne zaman yasaklanacağını bilemezsin.
April 25, 2025 at 3:49 PM
Türkiye, sürekli bir olağanüstü hal rejiminde yaşıyor. Ama bu OHAL, ilan edilmesine gerek kalmayan, her an her yerde devreye giren bir yönetim biçimi. İstisna artık kural oldu.
April 25, 2025 at 3:49 PM
Bu düzenin en tehlikeli yönü şu: Hukuk artık öngörülebilir değil. Suç dediğimiz şey, yasada yazandan çok, iktidarın o an neyi "suç" saydığına göre belirleniyor. Bugün serbest olan yarın tutuklama sebebi olabilir. Herkes şüpheli, her hareket suç potansiyeli taşıyor.
April 25, 2025 at 3:49 PM
Saraçhane’de ve diğer yerlerde gördüğümüz şey sadece orantısız polis müdahalesi değil. Bu, hukukun tamamen keyfileştiği, kimin suçlu olduğuna kanunların değil, polis amirinin karar verdiği bir düzendir. Slogan mı attın? Artık hukuk dışındasın. Buraya da bir günde gelmedik.
April 25, 2025 at 3:49 PM
Bugün İmamoğlu’na açılan soruşturmalar ya da her protestoda polisin atılan hemen her slogana “attığınız slogan yasa dışıdır” diyerek insanları gözaltına alması, bu anti-hukuk düzeninin doğal sonucudur. Yargı, iktidarın sopası; polis ise fiili mahkeme haline geldi.
April 25, 2025 at 3:48 PM
KHK’larla yargı denetimi dışına çıkarılan binlerce karar, sadece hukuksuzluk değil; hukukun yeni mantığıdır. Bu mantık, kanunsuzlukla değil, kanun eliyle keyfiliği kurumsallaştırır. Yani artık yeni kurallar var, ama adalet yok. Yoğunlaştırılmış bir milli güvenlik ethosu var.
April 25, 2025 at 3:48 PM
Düşman ceza hukukunda kişi, hukukun koruması altındaki bir birey olmaktan çıkar. Kim olduğunuz, hangi haklara sahip olduğunuz değil; iktidarın sizi “tehdit” olarak görüp görmediği belirleyici olur. Türkiye’de bu mantık yerleşti. "Biz" olarak görmediğimiz şüpheliler denekleşti.
April 25, 2025 at 3:48 PM
Bu dönüşümde merkezde Düşman Ceza Hukuku var. Ceza hukuku artık bireyi koruyan değil, iktidarın “tehdit” olarak gördüğü kesimleri tasfiye eden bir araca evrildi. Muhatap artık vatandaş değil, “düşman” ilan edilen özneler. Yargı denetimi kaldırılır, soruşturma şüpheden arındırılır
April 25, 2025 at 3:48 PM
OHAL, klasik anlamda geçici bir “istisna” rejimi olarak başlamadı. Türkiye’de OHAL, hukuku dönüştüren, olağanüstü hali kalıcılaştıran bir yönetim tekniğine dönüştü. Artık "hukuk" denilen şey, istisnanın kurumsallaşmış hali. Kanuna, kurala, usule doğru bir genişleme halidir.
April 25, 2025 at 3:47 PM
+++İktidar kendini, adeta yargı gücü ile donatmış bir polis örneği ile hatırlatıyor, gösteriyor. Kolluk bu anonslarla hem yargısal denetimi devre dışı bırakıyor hem de protesto hakkını peşinen suç şüphesiyle bastırıyor.
April 19, 2025 at 7:30 PM
+++Başka bir ülkede olsak buna belki yetki veya fonksiyon gaspı derdik, ancak burada bu durum bilinçli ve sistemli bir tercih olarak karşımıza çıkıyor. Devlet, anlık ve yerinde müdahalelerle, neredeyse olay anında yeni bir hukuk yaratma refleksiyle kendini muhatap olarak dayatıyor.+++
April 19, 2025 at 7:29 PM
+++ Bu refleks, yüzeyde bir güvenlik tedbiri gibi sunulsa da, gerçekte hukukun ilkeden, kuraldan ve kanundan soyutlaştırıldığı; keyfi bir uygulamanın kurumsallaştırıldığı bir durumu işaret ediyor.+++
April 19, 2025 at 7:29 PM
2023 verilerine göre Türkiye, yükseköğretim öncesi kademelerde özel harcamaların payının en yüksek olduğu OECD ülkesi. Türkiye’de bu oran %23,5 iken OECD ortalaması sadece %8,6.
April 14, 2025 at 3:10 PM
Türkiye'de gençlerin %32,2'si ne eğitimde ne de istihdamda (NENİ). Bu oran, OECD ortalaması olan %15,1’in iki katından fazla ve Kolombiya ile birlikte zirvede. Kadınlarda %44,4, erkeklerde %22,2; kadınlar için oran iki kat daha yüksek.
April 14, 2025 at 3:10 PM
Türkiye’de eğitim kurumlarına ayrılan bütçe, GSYH’nin %4,2’si seviyesinde. OECD ortalaması ise %4,9. Özellikle ilkokul kademesinde kamu harcamalarının payı en düşük, özel harcamaların payı ise en yüksek seviyede.
April 14, 2025 at 3:09 PM
Durum hiç öyle değil. 2024 verilerine göre Türkiye’de ilköğretimden yükseköğretime kadar öğrenci başına yapılan yıllık harcama 5.425 dolar. OECD ortalaması ise 14.209 dolar. Eğitim yatırımları konusunda ciddi bir fark var.
April 14, 2025 at 3:09 PM
Türkiye bilgi üretmesi gereken mimarisini sürekli siyasal müdahaleler ile kaybediyor. Kapasitesi küçülüyor. Beğenmedikleri Cumhuriyet kurumları sayesinde elle tutulur işler yapabilen liselere, üniversitelere kendi siyasal kadroculuklarını taşırlarsa bir şey olmaz sanıyorlar.
April 14, 2025 at 3:09 PM