Pizza ikinci dilim sonrası ateşli silah sayılacak. Diyetisyen randevusunu gitmeyenler toplum huzurunu bozmakla yargılanacak. Adım sayısı on binin altına düşenlerin kapısına vergi müfettişleri yollanacak. Zor günler bekliyor memleketi.

Çıkarken fincanı ters çevirdim, içinden 1912 Balkan Harbi çıktı.
Garson, abi sanırım Selanik’i kaybettin, dedi.

O an bir yudumda üç kıtayı kaybetmek gibi hissettim.
Latte’nin köpüğünde tarih batıyordu.
#Espressolab

Kapıdaki II. Abdülhamid portresinin altında yazıyor:
“Bu müessesede devlet mührü olmadan kahve içilmez.”

Annem sordu: “Oğlum devlet mührünü nereye vuruyorlar?”
“Anne, sanırım kahvenin fiyat etiketine.”

Yan masada genç, kupasını ters çevirip “Devlet-i Aliyye” yazmaya çalışıyor.
Başaramadı.
“Abi bu ne skim kupa, Şer’iye Sicili bile sığmaz aq,” dedi.

Yanındaki: “Sus lan kahveni iç! Biz burada medeniyet inşa ediyoruz sen sövüyorsun göt diye çıkısıyor.

Sade Türk kahvesi: 150 lira.
Osmanlı Macchiato var. Fiyatı yok.
“Sadece padişah fermanı ile içilebilir” yazıyor.

Tanzimat Espresso: 300 lira.
İlk yudumda reform, ama değişim için çok lan üç yüz lira.

“Yok validecim,” dedim,
“Burası artık Osmanlı’nın devşirme ocağı olmuş. Tarih kokuyor sadece.”

Menüyü açtım, Osmanlı’nın son dönemini yaşadım:
Filtre kahve: 200 lira.
Yanında Düyun-u Umumiye borç senedi hediye ediyorlar sanki.

Cam kenarında sakallı bir tarih restorasyon ekibi, latte köpüğüne hilafet ilan etmeye çalışıyor.
Annem, Türk kahvesini yudumlayıp fısıldadı:
“Oğlum, biri ölmüş lan burada. Gasilhane kokuyor burası.”

İçeride bir sessizlik… Barista kahve makinesine gusül abdesti aldırıyor.
Duvardaki Osmanlıca tabeladada
Devletin bekası için siparişler geç gelebilmektedir, lütfen gecikirse CHPli CHPli hareketler yapmayın yazıyordu.

Fakat içeri adım attığımız anda tarih geriye doğru koşmaya başladı.
Mekan, II. Abdülhamid’in ruhuna ithafen düzenlenmiş bir vatan kurtarma çayına dönüşmüş gibiydi.

Lütfen:)

Kız, Khalesiii naptın dragonlari ?

Asdffg.

Asdgh

Japonya'yı ben de eleştirmek istiyorum. Musaade var mı 😎