Zaman gazetesi kapanınca ağlayan adam değil mi bu

Bence şu an Müdafaa-i Hukuk ve Milli mücadele

İklim kanunu bir çevre kanunu değil, Türkiye'nin bağımsızlığına ve milli egemenliğine karşı küresel tahakküm ve sömürü yasasıdır❗

#iklimkanununahayır
#iklimkanunuihanettir
#halktangelecekbirCeVaPvar
@cvpgenelmerkez.bsky.social

İklim değişikliği ciddiye alınmalıdır. Bu kanun, ekosistemi korumak yerine, Türk halkını denetim altına alacak, yerli üretimi zincire vuracak, ekonomiyi dışa bağımlı hale getirecek bir projedir.

Türkiye'nin gerçek ihtiyaçları yerine, küresel finans çevrelerinin karbon piyasası talepleri karşılanmakta; bağımsızlık, üretim ve milli egemenlik doğrudan hedef alınmaktadır. Türkiye’yi Yeşil Vesayete Teslim Etmeyin!

Bilimsel tartışma yerine dogmatik kabuller empoze edilmekte, halk üzerinde psikolojik ve hukuki baskı kurulmaktadır.

İklim Kanunu, Paris İklim Anlaşması’nın emir komuta zinciriyle hazırlanmış, iç hukuku bypass eden bir paket olarak dayatılmaktadır.

Bugün "çevre dostu" diyerek yutturulan sistemler, yarın vatandaşın ne kadar et yiyeceğini, kaç km seyahat edeceğini, yılda kaç gömlek alabileceğini denetleyen otoriter yapılara dönüşecektir!

UTTS (Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi) gibi projelerle başlayacak olan süreç, dijital kimlik ve bireysel karbon puanı sistemlerine evrilme tehlikesi taşır.

Yerli üreticiye “emisyon” cezası yazılırken, bu dev şirketler “yeşil yatırımcı” kılığıyla tüm kaynaklara el koyacaktır!

Türk Toplumunu Kontrol Aracı Karbon Puanlama ve Dijital Denetim❗

Köylünün tarlasına, hayvanına, üretimine kota getirilirken;
Nestle, Bayer, Cargill gibi karteller karbon sertifikası maskesiyle ülkemizin topraklarına çökecektir!

Bu, sadece sağlığa değil, gıda egemenliğimize doğrudan tehdittir!!!

Yerli Üreticiye Yasak, Küresel Kartellere Yol tam bir
Sömürge Yasası❗

Et üretimi, süt üretimi, hatta küçük aile çiftçiliği "sera gazı kaynağı" gerekçesiyle sınırlandırılmakta; yerine laboratuvar ürünü yapay etler, böcek proteinleri ve genetiği oynanmış gıdalar teşvik edilmektedir.

İklim Kanunu aynı zamanda baskı altındaki Tarımı ve Hayvancılığı Bitirme Kanundur❗

İklim Kanunu, tarım ve hayvancılığı küçültme planının yasal altyapısıdır.

Ülkemizdeki sanayi kuruluşları ve çiftçiler, “karbon kotası” altında cezalandırılırken, Avrupa'nın dev şirketleri bu sistemi kullanarak karbon ithalatına yönelip Türkiye'yi bir açık pazar haline getirecektir. Kısaca Emperyalizmin Yeni Kılıfı Karbon Ticareti diyebiliriz!

Bitmedi👇

İklim krizi gerekçe gösterilerek kurulan emisyon ticaret sistemi, aslında Türkiye’yi AB’nin ve çok uluslu şirketlerin karbon sömürgesi hâline getirecek bir düzendir.

haklarını elinden alan bir vesayet belgesidir!

Bu kanun, sözde bir iklim krizini bahane ederek halkın yaşam tarzına, tüketim tercihlerine ve üretim araçlarına müdahale etme yetkisini bürokrasiye ve dış bağlantılı kurumlara teslim etmektedir. Ne hakla!!!