Bu anneler günü, bu sömürüye dahil olmayı reddettiğiniz ilk gün olsun.

Vegan olun.

Yeni doğum yapan bir kedi gördüğümüzde hangimiz onu ve yavrularını korumak için elinden geleni yapmaz, onlara zarar veren ve ayıran kişileri engellemez? Hayvanları önemsiyorsak inekleri ve buzağılarını ayıranlardan da olmayalım.

Bunlar sadece “endüstriyel” üretim için değil; doğal, organik, insani, köy tipi gibi etiketler takılan hayvan sütleri için de tamamen aynıdır.

Tekrar tekrar doğum yapan ve tekrar tekrar yavrularından ayrılan inekler yaşları ilerleyip artık “verimsiz” hale geldiklerinde bu defa “et” kaynağı olarak kullanılmak üzere ölüme gönderilir.

Doğumdan sonra birkaç saat içinde ayrılan anne ve buzağı, günlerce birbirlerini ararlar, çağırırlar. Bu ayrılık sistematiktir.

Hayvanlar da bağ kurar. Acı çeker, özler, yas tutar. Hayvansal ürünler tükettiğimizde onların acılarını ve yaşamlarını yok sayar, bir ürüne dönüştürürüz.

Henüz vegan olmayanlarıysa, politik sebeplerle tüketim alışkanlıkları ve seçimleri üzerine düşündükleri bu günlerde hayvanlara yönelik adaletsizlik ve veganlık üzerine düşünmeye davet ediyoruz. (3/3)
#boykot #GenelTüketimBoykotu

(2/3)

Vegan Stant faaliyetlerimiz devam edecek.

🌱 Vegan değilseniz gelin, hayvanlara karşı adil bir yaşamı nasıl inşa edeceğimizi konuşalım.

🌱 Vegansanız kesin gelin, hayvan haklarını umursayan herkesi veganlık bilgisiyle buluşturma yükümlülüğünü birlikte üstlenelim.

Ön yargılarla gelmişti, fakat çoğunu silerek ayrıldı. İnsanlar birbirinden çok şey öğrenebiliyor. Hayvanları kullanmadan yaşamanın ne kadar mümkün olduğunu görüyoruz ve bizzat sürdürüyoruz. Bunu diğer insanlara dönüştürücü diyaloglarla anlatmak için çok güçlü sebebimiz var: Hayvanlar!

Bunları öğrendikten sonra "etsiz" yaşamanın mümkün olup olmadığını sordu. Sadece etin değil, hiçbir hayvan ürününün beslenmemizde gerekli olmadığını, hatta bitki temelli daha besleyici beslenebileceğimizi anlattım. Bana ülkemizde sıkça yenen bitki temelli ev yemeklerinin lezzetini övmeye başladı.

"Üzerine okumaya başladıkça aslında hayvanların hiç de bile isteye bu ürünleri vermediğini, biz onu kullanmaya devam ettikçe hayvanların kendi hayatlarıyla çıkarlarının işgal olduğunu gördüm. Izdırap çekiyorlardı ve sebebi sadece bizim onların beden çıktılarını talep etmemizdi.

"O zamanlar hayvan ürünlerinin bir hayvandan dahi geldiğini düşünmezdim. hayvandan geliyorsa da hayvan ne yaşıyor olabilirdi ki? Sonra veganlığın tanımını öğrendim. İlgimi çekmeye başladı, özellikle gezegenimizin ve doğal kaynaklarımızın geleceği için çok faydalı olduğunun vurgulandığını gördüm.

"Ben vegan olmadan önce, biri bana hayvanlara zarar vermeyi istemeyeceğimi sorsa, ben kesinlikle zarar vermemeyi seçecek olurdum. yolda bir salyangoz gördüğümde ezmemeyi seçmek gibi. bu bir merhamet yahut sevgi değildi, "ihtiyacım yoksa niye zarar vermeyi seçeyim?" diyordum.