NOSOTROS
selim3691.bsky.social
NOSOTROS
@selim3691.bsky.social
PATAGONYA
Günler baharı solukluyor
September 20, 2025 at 11:50 PM
nsan dışındaki eşya, dünya var olduğu günden bu yana hep nizam içinde olagelmiştir.
September 18, 2025 at 6:10 PM
İlk bakışta nizam, düz irade ve mücerret aklın eseri gibi görünse de, ruhun emrine girmemiş akıl ve şer eğilimlerin kökünü kesememiş, hayır meyelânını şahlandıramamış iradenin nizamdan daha çok anarşinin yanında olduğu görülmüştür.
September 18, 2025 at 5:45 PM
Kargaşa içinde huzur ve âhenk olamayacağı gibi, anarşik bir ortamda gelecekten ve verimlilikten bahsetmek de mümkün değildir.
September 18, 2025 at 5:45 PM
evet, bugün ve yarınla alâkalı her şeyi bilmek ve bilinmesi gerekli olan şeylerin, böyle veya şöyle bildiklerimizden ibaret olmadığını anlamak ve hakikati, laboratuar bulgularının yanında ilham esintileri altında,
September 18, 2025 at 4:17 PM
Descartes, 'Hür olmayan düşünce, düşünce sayılmaz' diyordu. Pek çok yanlarıyla çürümüş ve demode olmuş bugünkü skolastik düşünce sistemlerinden ruhumuzu kurtarmak için lâakal Descartes gibi düşünmemiz gerekmez miydi?. Ne gezer!
September 18, 2025 at 4:14 PM
"Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır
Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havf-ı Yezdân'ın
Ne irfânın kalır tesiri kat'iyen, ne vicdânın." (Mehmet Âkif)
September 18, 2025 at 4:07 PM
Bu itibarladır ki, bugün her şeyden daha çok bizi, hakikata, fazilete taşıyacak bir yola, aldatmaz bir düşünce tarzına ve yanıltmaz kriterlere ihtiyacımız var. Vakıa, vicdan ve ahlâkî değerler pek çok problemi çözmeye yeten birer ışık kaynağı sayılabilirler ama, gel gör ki,
September 18, 2025 at 4:06 PM
Öyle ki bunlardan birinin ak dediğine diğeri kara diyor.. birinin ortaya attığı düşünceye öbürü muhalefet ediyor.. birinin alternatif görüşlerini diğeri bozgunculuk sayıyor.. birinin salâbetini beriki taassup kabul ediyor.. bir de
September 18, 2025 at 4:04 PM
Bir kere son seneler itibarıyla birbirinden kopan ve araları açıldıkça açılan kitleler, düşünce hayatı, ruh ve özleri açısından ciddi bir farklılık göstermeseler de, birbirlerine karşı fevkalâde yabancılaştı ve âdetâ birbirinin kurdu haline geldiler:
September 18, 2025 at 4:04 PM
Yakın tarihimiz itibarıyla, gücünü îman, ümit ve azminden alan istiklâl mücadelesi kahramanlarının husûsî mazhariyet ve temsilleri istisna edilecek olursa, bu hep böyle cereyan edegelmiştir. Kaldı ki, o mübarek hamleyi dahi, çıkış noktası itibarıyla kendinde var olan güç ve
September 18, 2025 at 4:03 PM
Zirveleri tutanlar, âdetâ ellerinde fırça, millî ve içtimâî bünyede meydana gelen yaralara boya çalmayı marifet, hatta inkılâp zannetmiş ve toplumun can damarı sayılan en hayatî organlarındaki iç kanamaları ve bu iç kanamaların meydana getirdiği komplikasyonları bir türlü görememişlerdir.
September 18, 2025 at 4:02 PM
Yıllardan beri bu dünyada, ortaya konan her yenilik hamlesi, hep şeklî bir değişiklikten ibaret kalmış; ne bir gâye-i hayâl takip edilebilmiş ne de söylenen hedeflerin en küçüklerine ulaşılabilmiştir.
September 18, 2025 at 4:01 PM
Evet, bu mübarek dünyada öyle dönemler olmuştur ki, aydınlar susmuş; düşüncenin ağzına fermuar vurulmuş; gücü-kuvveti temsil edenler, dalâlet ve
September 18, 2025 at 3:57 PM
Şimdilerde olup-bitenleri daha 'net' görebiliyor ve hâdiselerden daha sağlam neticeler çıkarabiliyoruz.. çıkarabiliyor ve
September 18, 2025 at 3:55 PM
Dünyadaki son değişim ve dönüşüm hareketleri, çoklarının yüzündeki peçeyi sıyırıp gerçek çehrelerini ortaya çıkardığı gibi, bizim gözümüzdeki perdeyi de aralar gibi oldu.. oldu ve nazarımızda herkesin, her şeyin hakikî mahiyeti daha bir belirgin hale geldi.
September 18, 2025 at 3:53 PM
Birkaç asırdan beri toplumumuz, ahlâk, fazîlet ve ilim düşüncesi adına tam bir enkaz görünümü arz ediyor.
September 18, 2025 at 3:37 PM
Evet, ilim, ahlâk, hak ve adalet mücadelesi de diyebileceğimiz bu mânevî cihadımızla, yıllardan beri dünyanın değişik yerlerinde perişan ve derbeder olmuş mübarek milletimizin bütün parçalarını bir araya getirerek, bugüne kadar sahipsiz ve
September 18, 2025 at 3:32 PM
Zannediyorum yirmibirinci asrın kerâmeti de milletimiz ve ona bağlı milletlerin devletler muvâzenesindeki yerlerini almaları şeklinde zuhur edecektir. Dünya tarihinin istikâmet ve akışını da değiştirecek olan bu yeni tekevvün, ruh, ahlâk, aşk ve fazilet yörüngeli olacaktır.
September 18, 2025 at 3:30 PM
Şimdiye kadar her asrın bir kerâmeti olmuştur: Evet, milâdî altıncı asırda insanlığın yeniden var olması, onuncu asırda pek çok Türk boyunun İslâm'la bir kere daha dirilmesi, ondördüncü asrın başında da, Söğüt'ün bağrında yusufçuğun kelebeğe dönüşmesi gibi bir metamorfoz kerâmeti yaşanmıştır.
September 18, 2025 at 3:28 PM
Tarihimizin bidâyetinden günümüze kadar gelen evliyâ, asfiyâ, ebrâr ve mukarrabîn çizgisi ve ruhâniyetleri üzerinde serpilip gelişeceğini ümit ettiğimiz gayretlerimiz, ikinci bir Rönesans hareketinin başlangıcı olacaktır.
September 18, 2025 at 3:27 PM
'Bu hissizlikle cemiyet yaşar derlerse pek yanlış:
Bir ümmet göster, ölmüş maneviyatıyla sağ kalmış.' (Mehmet Âkif )
September 7, 2025 at 1:30 AM
İnsanların pek çoğu değişik maksat ve gayeler arkasında koşar dururlar ama, bu koşup durmalar sorumlulukla derinleştirilmediği takdirde bunlardan bir şey beklemek beyhûdedir.
September 7, 2025 at 1:29 AM
Var olmanın en önemli derinliği hareket ve hamledir. Hareketsizlik bir çözülme ve ölümün bir başka adıdır. Hareketin sorumlulukla irtibatlandırılması ise onun en birinci insanî buudunu teşkil eder. Sorumlulukla disipline edilmemiş bir hamle ve hareketin tamam olduğu söylenemez.
September 7, 2025 at 1:28 AM
Var olmanın en önemli derinliği hareket ve hamledir. Hareketsizlik bir çözülme ve ölümün bir başka adıdır.
September 7, 2025 at 1:27 AM