Türkiye'de öteden beri CHP'ye ve CHP'lilere saydırıp sövmekten daha kolay bir şey yoktur. 1950'den beri CHP'nin tek başına iktidara geldiği bir seçim yoktur, ama her şeyin günahı 75 yıldır iktidardaymış gibi CHP'ye yüklenir.

CHP son yıllarda başörtülülerden, Kürtlerden, yoksullardan ve gençlerden oy alabilen, gerçek bir halk partisine dönüştü. İktidarın bir türlü sindiremediği gerçeklik tam olarak bu. CHP'nin bir halk partisine dönüşmüş olmasından, iktidara gelebilme ihtimalinden korkuyorlar.

Cüneyt Özdemir ve Yılmaz Özdil gibi adamların özelliği şudur: Bugün İmamoğlu'na yapılan hukuksuzlukları normalleştirmek için aparat olurlar, yarın İmamoğlu Cumhurbaşkanı seçildiğinde özgürlük ve demokrasi çığlıklarıyla sevincimize ortak olmaya çalışırlar. Bunları unutmayın.

"İmamoğlu aday olamıyor" demek, "Ben bu rejime hizmet ediyorum ve onun uzantısıyım" demektir. Bu hukuksuzluğu normalleştirmeye çalışan herkes iktidar blokunun bir parçasıdır.

Ekrem İmamoğlu yerine başka bir ismi ima etmek dahi, "İmamoğlu cezaevinde kalsın" demektir ve iktidardan yana tavır almaktır.

Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'dur.

Kemal Kılıçdaroğlu bugün CHP'nin başında olsa, CHP'nin tepki vermesi için Salı günkü grup toplantısını bekliyorduk.

Mahir Polat, yoksulluğun ve türlü zorlukların içerisinden gelen bir insan. Başka insanlar bu zorlukları yaşamasın ve güzel şeylere erişebilsin diye emek üretmiş, entelektüel kapasitesini ve çabasını bunun için kullanmış bir insan. Ömrüne bereket Mahir abi.

1950’lerden itibaren İstanbul’da tarihsel ve kültürel mirasa en büyük zararı sağcı iktidarlar ve sağcı belediye başkanları verdi. En Osmanlıcı geçinenler, kent mirasına en büyük zararı verdi.

İşte Mahir Polat, çalışmalarıyla ve vizyonuyla aslında bunu dolaylı olarak teşhir etti. Hınçları bundan.

Mahir Polat’ı serbest bırakın.

Tane tane anlatmış Altuğ.

Mahir Polat, en az İmamoğlu kadar iktidarın kovanına çomağı soktuğu için cezaevinde. Siyasal İslamcılar, Osmanlı kültür mirasına ve kent kültürüne nasıl sahip çıkılacağını bir sosyal demokrat olan Mahir Polat'tan öğrenmeyi hazmedemedi. Mahir Polat, onlarca yılın ezberini bozdu.

Bluesky mecrasının twitter'a dönüşmesini istemiyorsak, özenli ve dikkatli olmak zorundayız. İktidar yanlısı hesaplara ve muhalif görünümlü rende aparatı hesaplara asla etkileşim vermemeliyiz. İşi başından sıkı tutarsak burada büyüyemezler.

Neden künyesiz ‘haber sayfalarını’ takip etmemelisiniz?

1) Editörü, sahibi belli değil. Rahatça yanlış şeyler paylaşabilirler, hesap verme kaygıları yok

2) 1-2 cümlelik haber, haber değildir. Bağlam vs. önemli

3) ‘Muhalif içeriklerle’ popüler olur ama kriz anlarında iktidar lehine paylaşım yapar

Farklı ideolojilerden demokratlar olarak en büyük eksikliğimiz, birlikte ve örgütlü hareket edemememiz. 18 Mart'tan bugüne gelen süreçte ise bu durumun kader olmadığını ve birlikte çok güçlü olabileceğimizi gördük. Bunu uzun zamana yayabildikçe güçlü ve etkili kalabileceğiz.

Twitter'in ilk zamanlarını andırıyor bu mecra. Hep böyle kalsın diye umalım. Eşitsizliğe, nefrete ve ayrımcılığa yer olmayan bir forum.