İktidar olmak, iktidarda kalmak,iktidarın nimetlerinden yararlanmak için siyasetçilerin yapmadığı şey yok.

U dönüşü yapmak,takla atmak, dediğini dememiş,demediğini demiş gibi yapmak,ne ararsan var.

Ülkede bunun adına siyaset diyorlar, her koşulda alkışlayanlara da seçmen.

Trafikteyken etrafımdaki araçlara bakıyorum.

Müthiş lüks arabalar görüyorum ve içinde de arabayla müthiş uyumsuz sürücüler.

Nasıl bir bilgi birikimleri,kabiliyetleri var ki bu arabaları alabildiler diye düşünüyorum.

Sonra da bu saf soruma acı acı gülümsüyorum.

Bugün annemi görmeye gidip anneler gününü kutlayacağım,elini öpeceğim onun

Annem de benim elimi öpecek ama. Hep yapıyor bunu,sanırım babası zannediyor beni.

Demans hastası çünkü,konuşamıyor da, gülümsüyor sadece.

Tüm annelere illa ki sağlıklı bir hayat, vefat edenlere de rahmet dilerim.

Bazı kadın hesaplar var ki çok güzel yazıyorlar, hayata,ülkeye dair müthiş yorumları var.
Çoğuna cevap yazıp,katkı vermek istiyorum.Ama yanlış anlaşılmaktan, dadanmış gibi olmaktan ürküyorum.

Galiba bizler önce kadın ve erkek olarak sınıflandırıyoruz insanları.

Ben de dahil.

Bazı ülkelerde bazı kişiler devleti soymak için siyasetçi kılığına girer, partilerde boy gösterir.
İhracat,ithalat,banka soygunu gibi işleri siyasi ilişkilerle yürütürler.
Bunlar çetedir, çetelerin en aşalığıdır.Yüzlerine devlet adamı maskesi takıp halkı soyarlar

Uğur Mumcu 1975

İmamoğlu, profiline niye sadece "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı" yazıyor ?

Bence "Bir sonraki seçimde Cumhurbaşkanı seçilmesi antin kuntin yollarla engellenmeye çalışılan Ekrem İmamoğlu" diye de yazmalı.

Gerçek bu çünkü.

Babamın vefatına yakın onu arabayla gezdirirdik kardeşimle.

Vefatından sonra arabanın dikiz aynasına bir kuş gelmiş, dolaşmıştı bizle aynı yollarda.
Biz de videoya çekmiştik kuşu.

Sanırım vefat eden sevdiklerimiz,bizler ile bir ilişki,bir bağ kurmak istiyor ve hayvanlar buna aracı,yardımcı oluyor.

Zamanın birinde evdeki parkeleri değiştirecektik.Bir usta çağırdık.

Döşeyeceği markayı övüp övüp durdu usta.

Ben de alternatif olarak "AOSEPT" marka parke nasıl diye sordum.

Fena kötüledi AOSEPT'i.

Çalışmadım o ustayla.

Çünkü parke markası diye söylediğim AOSEPT aslında bir lens solüsyonu idi.

X'deki beni sizlere hatırlatan bazı profil fotoğraflarım.

Cümle içinde yanlış kullanmamak için 1-2 saniye doğrusunu düşünmek zorunda kaldığım kelimeler :

Bordo / Bordro

Maruz / Mazur

Ukrayna / Ukranya

Daha yeni yeni ilgi çeken Bluesky'da karşılıklı takipçisi onbinlerce olan sayısız hesap var.

Üstelik bu hesaplar X'de hiç tanınmıyor.

Bu,nasıl oluyor?

Buranın etkileşimi çok az ; daha çok "takip et beni takip edeyim seni" üzerinden gidiyor etkileşimler.

Biraz daha izleyeyim bakalım ; olmaz ise misafirin makbulü kısa kalandır misali bohçamı alıp kalkarım ben.

Burası X'e göre çok daha huzurlu bir yer ; henüz trol ve yobaz kütlesi gelmedi çünkü.

Hava güneşli İstanbul'da, keyfim gıcır, kulağımda sevdiğim şarkı.

open.spotify.com/track/6J212s...

X'deki beni sizlere hatırlatan bazı profil fotoğraflarım.

Kılıçdaroğlu,ülkenin kaderini ters yüz eden o malum refarandumda mühürsüz oylar geçerli sayıldığı zaman inletecekti yeri göğü.

Bilerek mi yapmadı bunu,
yoksa yapamadı mı, tarih illa yazacak.

Bakın nerelere geldik şimdi ve daha kötüsü nerelere gideceğimizi bilmiyoruz.

Ben,vatan bellediğim bu güzelim ülke için hiç bu kadar dertlendiğim bir başka dönem hatırlamıyorum.

Çok olmasını geçtim,
azıcık ülke sevgisi olan birinin bile acıdan gebereceği,öfkeden kuduracağı bir dönemden geçiyoruz.

Düzelteyim, bir türlü geçemiyoruz,saplanıp kaldık.

Siyasal İslam , Ekonomik Kriz
ve Milyonlarca Sığınmacı/Kaçak üçlüsü Bermuda Şeytan Üçgeni gibi ; yuttu güzelim ülkeyi.

Çağdaşlık radarında kayboldu güzelim ülke.

Atatürk'ü belki çoğumuz yakın tarihe kadar ilkokul çocuğu düzeyinde algılıyor,
"yurdumuzu düşmanlardan kurtardı" diye düşünüyorduk.

Anladık ki meğer ne çok şeyden kurtarmış ; o da ömrü yettiği kadar.

Şükran ve acaip hasretlerimle.

Atatürk çok az yaşamış, 57 sene
hiç bir şey.

Üstelik Cumhuriyeti kurduktan sonra sadece 15 sene yaşamış.

Bir nesil daha görseydi keşke onu, mesela 1960'lara kadar yaşasaydı.

Ne kadar farklı olurduk kimbilir.

Şükran ve hasretlerimle.