İlgilisine...

Özgürlüğün kalemi,Sevgili Evrim Alataş'ı özlemle anıyorum. Geride bıraktığı yazıları okumaya haliyle onu yaşatmaya devam ediyorum.

Öyle bir ülke düşünün tıpkı şu dalgaların kıyıları dövdüğü gibi insanını dövüyor. Her kesimin ötekini dövme gerekçesi makbul, herkes suskun, herkes haklı, herkes kederli...

T.Eagleton okumamış herkese iki sözüm var. İlgi alanlarınız ne olursa olsun Eagleton okumak, ivmesiz bir yolculuk duygusu verir. Hayatı sözcüklerin düğümleri ile örer ve bir bakmışsınız "Filozofların ve kitlelerin Tanrı'sı birbirinden tehlikeli düzeyde farklıdır" cümlesinin beraklığına ulaşmışsınız.

Lacan hakkında keyifli bir konuşma. Lacan'ı bizzat tanıyan Badiou ve Roudinesco birebir görüşmelerden anektotlarla Lacan'a projeksiyon tutuyorlar.

Demek ki neymiş uluslararası terörizm kabulu son derece konjonktürelmiş. Dün terörist olan bu gün muhalif olabilir miş. Yani devletlerin terörist kabulleri çok değişken, bel bağlamayın.

Sıkılmak tembelliği ile başetmeyi beceremeyenlerin bahanesidir.

Çelişkinin içtenliği... Militarizmin erinden "devrim yapmaz mıydık"... Sözleriyle duygusal şarkı.

Bıçağın kemiğe asla ulaşamadığı ülkeden manzaralar...Bu tablo Karl Bryullov'a ait. Pompeii'nin dibindeki yanardağı dehşetle izleyenlerin tablosu. Aramızdaki tek fark, lavları üstümüze üstümüze gelen yanardağımızı kendimiz yarattık.