Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
-Mehmet Akif Ersoy
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
-Mehmet Akif Ersoy
Her cerihamdan, İlahî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhumücerret gibi yerden naaşım,
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Her cerihamdan, İlahî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhumücerret gibi yerden naaşım,
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli,
Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli,
Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın,
Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın,
Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın.
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.
Benim sözüm dinleyene nasihat,
Besmelesiz kazanılmış piç evlât,
O da dünyasına ziyankâr imiş.
-Dadaloğlu
Benim sözüm dinleyene nasihat,
Besmelesiz kazanılmış piç evlât,
O da dünyasına ziyankâr imiş.
-Dadaloğlu
Meğer gıybetimi eden çoğ imiş;
Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden,
Az yaşayıp dem sürmesi yeğ imiş.
Meğer gıybetimi eden çoğ imiş;
Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden,
Az yaşayıp dem sürmesi yeğ imiş.
Kalktı da kitaptan arttı zulümler,
Terlemeden mal kazanan zâlimler,
Can verirken solunması zor imiş.
Kalktı da kitaptan arttı zulümler,
Terlemeden mal kazanan zâlimler,
Can verirken solunması zor imiş.
Onlar doğdu,geçinmesi güç oldu;
Altı arap atlı şahbaz nic'oldu,
Mâmur sandım yalan dünya çürümüş.
Onlar doğdu,geçinmesi güç oldu;
Altı arap atlı şahbaz nic'oldu,
Mâmur sandım yalan dünya çürümüş.
Vefasız dünyayı şu insan neyler?
Bir yiğidi bir kötüye kul eyler,
Şimden sonra yaşaması güc'oldu?
-Dadaloğlu
Vefasız dünyayı şu insan neyler?
Bir yiğidi bir kötüye kul eyler,
Şimden sonra yaşaması güc'oldu?
-Dadaloğlu
Soldu bütün yurdumuzun gülleri;
Karalar giydik te attık alları,
Altınımız geçmez akça tunc'oldu.
Soldu bütün yurdumuzun gülleri;
Karalar giydik te attık alları,
Altınımız geçmez akça tunc'oldu.
Lâhuri şal giymiş gümüş düğmeli.
Gözleri kudretten siyah sürmeli,
Mor bilekli güzellerin nic'oldu?
Lâhuri şal giymiş gümüş düğmeli.
Gözleri kudretten siyah sürmeli,
Mor bilekli güzellerin nic'oldu?
Hatunları vardı hep turna sesli,
Top top zülüflü de İstanbul fesli,
Usul boylu hatunların nic'oldu?
Hatunları vardı hep turna sesli,
Top top zülüflü de İstanbul fesli,
Usul boylu hatunların nic'oldu?
Dört yanında meyvelerin yetiren,
Câmi sana arka verip oturan,
Havranlı büyük Beyler nic'oldu?
Dört yanında meyvelerin yetiren,
Câmi sana arka verip oturan,
Havranlı büyük Beyler nic'oldu?
Soytarılar fırıl fırıl dönerdi,
Ha deyince beş yüz atlı binerdi,
Sana inip konan Beyler nic'oldu?
Soytarılar fırıl fırıl dönerdi,
Ha deyince beş yüz atlı binerdi,
Sana inip konan Beyler nic'oldu?
Atları da dolanıyor kenarı,
Sana derim Küçük Ali öreni,
Sana inip konam Beyler nic'oldu?
Atları da dolanıyor kenarı,
Sana derim Küçük Ali öreni,
Sana inip konam Beyler nic'oldu?
Konağında baz şahinler seslenir,
Duldasında nice yiğit yaslanır,
Boz kır atlı yüce Beyler nic'oldu?
Konağında baz şahinler seslenir,
Duldasında nice yiğit yaslanır,
Boz kır atlı yüce Beyler nic'oldu?
Pöhrenk ile sularını getiren,
Yoksulların işlerini bitiren,
Samur kürklü koca beyler nic'oldu?
Pöhrenk ile sularını getiren,
Yoksulların işlerini bitiren,
Samur kürklü koca beyler nic'oldu?